bugün

dünya klasiklerinden çocuk masalı.
Pamuk prenses'i yedi cüceler. (bkz: leyla ile mecnun)
Cüceler pamuğu prensesin götüne takmışlar ve mutlu son.
1810'da grimm kardeşler tarafından kaydedilen efsanevi masaldır.

konu şu şekildedir;
7 tane yer cücesi bi prenses bulurlar yolda. hepsi tontiş mıncırmalık tiplerdir. sever cüceleri, sayar.
sonra bi gün prens gelir ve prensesi öperek ellerinden alır.
bu sevimli cüceler öyle kalakalır.

aslında konusu iç burkar. yazık lan cücelere.
çocukluğumuzun efsane masallarından.
Süper bir sekizlidir bunlar. Ama bundan daha süper olan ve konusulmaya deger kıskanç cadıdır. Ben cok acıyorum bu kadına. Kurallar gereği güzelliği ikinci plana atılmıs. Halbuki ondaki güzellik asla inkar edilmeyecek seviyededir. Allah ım bu adamlar neden bunları görmez? Sonra derler ki bu kadın neden kötü ve kıskanc. Benim de güzelliğim görünmeseydi bende böyle olurdum. Belki de daha kötü olurdum.
Gerçi olay aslında bu degil. Benim favorim prens. Şanslı çocuk ne olacak. Bebek gibi kızı bedavadan öpüyor. Çakal. P
Bu masalın temeli 16. yüzyılda yaşamış Margarete von Waldeck adlı bir asilzadenin trajik yaşamına dayanıyor. Margarete, abisinin küçük çocukları bakır madeninde işçi olarak çalıştırdığı Bad Wildungen’de büyümüş. Madende çalışmanın etkisiyle vücutları ciddi ölçüde deforme olan çocuklar cücelere benzerlermiş o vakitler. Meşhur zehirli elma da yaşlı bir adam tarafından işçi çocuklara dağıtılan çürümeye yüz tutmuş meyvelerin bir metaforu imiş. Margarete’in üvey annesi onu sürekli küçümser, hor görürmüş. Sonunda da başından def etmek için Margarete’i Brüksel’e göndermeye karar vermiş. Margarete güzelliğiyle göz kamaştıran bir genç kızmış ve ispanya Kralı’nın oğlu prens II. Philip, Margarete’e kör kütük âşıkmış. Bu aşkı onaylamayan ispanya Kralı gizli ajanları vasıtasıyla Margarete’i zehirletivermiş. Görünen o ki Margarete ve Prens Philip pek de öyle sonsuza kadar mutlu yaşayamamışlar.
hayatımda tanıdığım ilk prenses ve cüce kavramını anladığım ilk hikaye.
orijinali kokain ve yedi cüceler\'dir.
(bkz: yamuk prenses ve kedi cüceler)
görsel
pamuk prenses ve 7 dwarwes
--spoiler--
kız kurtuluyor.
--spoiler--
okullar da tiyatro hazırlığı yapan ve bu işten para kazanan insanların, pamuk prenses ve yedi cüceler hakkında; ali baba ve 40 haramilerini daha çok tercih edeceği bir geleneksel masal. alman folklorunden sanırım. yanlış anımsamıyorsam.

edit: pamuk prenses 7 cüce 8 oyuncu eder. avcı kraliçe dersen bilemedin 10 oyuncu yapar. 30tl oyuncu başı 300tl. fakat ali baba ve 40 haramiler öylemi... ali baba ve 40 kişi etti sana 41, 30 tl dan 1200 küsür lira. o yüzden pamuk prenses ve 7 cüceler pek istemezler oynatmazlar. bu etkinliği yapmak isteyen öğretmen ise yalnız kalır.
bu aralar dızılere konu olan masaldır.
(bkz: leyla ile mecnun)
(bkz: yahşi cazibe)
yerli versiyonunda zeynep değirmencioğlu,
nam-ı diğer ayşecik'in oynadığı ve hala
duruyor mu bilmem, antalya girişindeki
düzler çamı mesire yerinde çekimleri
yapılan sinema filmidir.
(bkz: sonne)
Pamuk prenses ben çocukken de prenses idi. Kraliçe olduğunu duyan yok. Öyleyse evde kalmış.
Eskiden çok sevdiğim ama sonra 'kadın' olarak en büyük gerzekliklerimizin nedenlerini oluşturduğunu anladığım masaldır.
Külkedisi ve benzerleri de tabi ki.

Armut gibi oturup beklemek, seçmekten utanmak ve daima tezgahta seçilmeyi beklemek onlardan mirastır bize.
Bu tür masallar çocuklara hiçbir güzel değeri yansıtamadıkları gibi,
klasik ezberlerin de namussuz kaynaklarıdırlar.

Prenses bir iş yapmaz, ortalığı toplar.
Kraliçe gelir, ağzına sıçar.
Kim kurtarır? Prens.
Hakkını aramayı bilmeyen bir zavallıdır Pamuk Prenses.
Sadece güzeldir. Kar gibi teni, kiraz gibi dudakları vardır. *
Çocukluklarında bunları dinleye dinleye böyle oldu kadınlar.
En paralı, en güçlü, en ayrıcalıklı adamı aradılar.
Sevdikleri adam belki de arkadaki atlılardan biriydi ama, onu olasılıktan bile saymadılar.
Bu yüzden gerçekten ne istediklerini duyurmadılar kendilerine bile.

Aptal, kıçını garantiye almak dışında hiçbir şey düşünmeyen garantici bir topluluk oldular.
Bu yüzden gidip gidip o elmayı mal gibi ısırdılar.
Anasını siktiğimin sarayına kapağı atmak için güzelliklerine hiçbir şey katmayıp,
nerde neyin varisi, neyin veliahtı var, ona baktılar.
Bidon gibi adamları sırf güçlüler diye sevdiklerine kendileri bile inandılar.

Külkedisi biraz delikanlı olsa, o periye
"siktir git ulan, döneceğim saati sana mı sorucam orospu!" der,
o saraya sefil kılığıyla girer ve öğrenirdi prens adam mı yoksa değil mi?

Götten düşen üç elmanızı sikeyim.
şirinler köyünün şirinleri nasıl iyi ve kötü arasındaki mücadelenin tam ortasında yer alıyorlarsa bu masaldaki ana tema da aynıdır. cüceler arasında çok keskin olmasa da işbölümü ve işbirliği vardır. bugüne kadar şirinler animasyonu için komünist propagandası yapılıyor denmiştir ama şu bizim ortaklaşa çalışan 7 cüceye daha bir kulp takılmamıştır.
(bkz: kırmızı elma)
yedi cücelerin mağdur olduğu masaldır, öyle ya pamuk prenses prensi ile kavuşuyor, kraliçe ölüyor falan ama zavallı cüceler gene abazan kalıyorlar.
http://video.mynet.com/se...S-VE-YEDI-CUCELER/201247/
öğrenci evi gibi kalabalık bir evde kalan 7 abaza genç ve bir hatunun konu olduğu hikayedir.
[görsel ]