bugün

Beton çivisi çakıp kalbime, öyle saplamak istiyorum kendimi asfalta.

Bir şehrin en kötü yeri misin sen?

Geleni beklemek zor, gideni uğurlamak zor. Her defasında gözyaşı kokuyor salladığım avuçlarım...

Gizlice yazdığım notları veriyorum sevgilime, otobüsün çirkin egzoz dumanı dolarken ciğerlerime.

ilk basamakta daha, sanki dönmeyeceksin, sanki bir kazanın ölüm listesinde yer alacak kadar ucuzsun, değilsin!

Cebime sokup ellerimi, güvenimi sarsmış, beni yalnız bırakmış tanrıma "ısmarlıyorum" seni.

Giden sen misin, ben mi, bilmiyorum.

Allahaısmarladık...
güzel bir hikayenin bitiş noktasıdır.
otogarlar ikiye ayrılır: aşti ve diğerleri.

(bkz: ankara da öğrenci olmak)
insana gereksiz bir hüzün aşılayan yer.
ülke insanının özetidir aslında.
(bkz: esenler)
otogar bizim evden çerkezköy'e ve yazlığımıza gitmemize yardımcı olmuş bir yerdir. fakat bizim yazlığa hadımköy beylikdüzü'nden edirne vip servisleriyle daha çabuk gelinebilmektedir.
hep hüzün olacak değil ya, güzel bir hikayenin başlangıç noktasıdır belki de.
Acıkırsam çubuk kraker çizi falan yerim ancak. Otogarda et mi yenir kendinize düşman mısınız?
görsel
(bkz: coach station)
Çocukken buradan istanbul'a giderdik. Ben cam kenarından yola bakardım, bir gün böyle geçerdi.
hep bir hüzün ve ayrılık kokan yerlerdir... ne zaman gitsem hüzünlenirim.

(bkz: otogarların mezarlıklardan farksız oluşu)
Genellikle tuvaletlerinde ya telefon numaraları yazılıdır. Ya da aşklarını itiraf eden ergenlerle doludur. Hee bir de yosunlaşmış duvarları unutmamak gerek.
Resmen hüzün kokar bu ortam ayrılık da olsa kavuşmada olsa hep hüzün dolu.