bugün

bisikletten düşüp kolu bacağı parçaladıktan sonra yenen dayaktan daha beterdir.
(bkz: sende vursaydın ya)
türklerdeki gurur faktörünün yaşattığı hezeyandan payını almaktır. genelde babalar sergiler bu tavrı. çocuğunun yediği dayağı kendi yemiş sayar ama elinden bir şey gelmez. gidip çocuğu dövse millet "gücün el kadar çocuğa mı yetiyor utanmıyor musun, yiyiyorsa babasını dövsene" diyecek ve rezil olacak. gidip şikayet etse babasının çocuğu dövüp dövmediğinden emin olamayacak, içine sinmeyecek. haliyle baba çıldırıyor, hezeyanlara kapılıp "ulan ne diye bana bu stresi yaşatıyorsun vursaydın ya ağzına iki tane sen de" diyerek hıncını sizden alıyor. duble eziklik yaşıyorsunuz tabi. daha da hınçlanıyorsunuz çocuğa, ama yine de siz zararlı çıkıyorsunuz.

bir kere ben de yaşadım bu durumu. aynen yukarıda anlattığım gibi oldu. ben mahallenin çalışkan ve efendi çocuğuyum. o yüzden o dönemler kimseyle kavga etmişliğim yok. popülaritemi çekemeyen itin biri bir güzel patakladı beni. eve gittim üstüne bir de babam patakladı. ben de hırs yaptım, topladım arkadaşlarımı, bir hafta sonra çocuğu ortamıza alıp meydan dayağı attık. bunun üstüne babası ve annesi eve şikayete geldi. bağırıp çağırdılar.
annem ve babam delirdi tabi. önce annem dövdü, sonra da babam. yani olan yine bana oldu. bir hafta içerisinde bir kamyon sopa yedim.

hepsi "gururlu" babamın yüzünden. şimdi arada hatırlatıyorum. hala bana "sen de vursaydın iki tane, korkmasaydın" diyor, deli ediyor beni. şeytan diyor git bul bir temiz döv o çocuğu. yok ama ya , anası babası falan gelir eve, bu yaşta kaldıramam o stresi...
bir vurun kahbeye! filmidir.
acı bir durumdur.
her önüne gelenin vurmasıyla sonuçlanır.
dayak arsızı olmaya sebeptir.

ondan dayak ye, bundan dayak ye.