bugün

tanrı'nın mabetlere hapsedilip şeytanın özgür bırakıldığıdır.
(bkz: dolaylı anlatım)
bir ateisten anlamlı bir şey söylemesini beklemek.
nietzsche’nin “öldü” dediğin “tanrı” kilisenin tanrısıdır. onun yaptığı ciddi bir kilise eleştirisidir. bu manada tersten bakarsan kiliseyi yermesi doğrudur. müslümanların üzerine pek alınmaması gereken bir söz etmiştir zannımca. nietzsche’nin bu sözden daha büyük problemleri vardır, mesela:

"inançlar hakikat düşmanlari olarak, yalanlardan daha tehlikelidir." demesi gibi.

zannımca nietzsche bir hiç olunca hiçciliği ortaya atmıştır *bu manada, biraz komik de biridir.

yine de ben şöyle düşünüyorum; marks da, nietzsche de, islam’ı tevhidi bilen yetkin kişilerden öğrenselerdi daha farklı düşünürlerdi.
batı metafiziğinin sorgulama ve yeni bir yöne girmesi olarak denmiştir. ortaçağ'ın metafiziği yıkılmış ve yerine modernitenin, bilimin tanrısı inşa edilmiştir.

ahlaki gerekçeler argümanı açısından da bakılabilir. çünkü özgürlük probleminde tanrının olmaması gerektiğini de söylemekte. *
"nietzsche eğer islam ile doğru düzgün tanışsaydı durum çok farklı olurdu" tezini ortaya atanlara gülmek lazım sadece.
bu insanlar nietzsche'nin nasıl bir karakter olduğunun hiç farkında değiller.

konuya dönersek nietzche'nin tanrı öldü fikri egemenliğin gökyüzünden yeryüzüne indiğini müjdeler.
kendisinden üst bir varlık yaratan insan tanrı'yı kendi elleriyle öldürmüştür. nietzche hiç bir zaman tanrının varlığını kabul etmez zaten. bu noktada sadece yaratılan tanrı'nın da öldürülerek insanın tanrı'ya ihtiyacı kalmadığını anlatır. özellikle charles darwin'in evrim teorisi, fransız ihtilalı nietzche'nin bir yaratıcıya ihtiyaç kalmadığı düşüncesinin dayanaklarını oluşturlar.
- lan fred, ne demek istedin sen burda tam olarak, insanlar birbirine girdi.

+ abi biraz alkollüydüm o esnada. birayla şarabı karıştırmıştım. öyle ağzımdan kaçıverdi.

- tanrı hayatta yani?

+ ne demek abi, elhamdürillah!

- ha şöyle, adam ol!
insanoğlunun kibir ve hırsının, kuralsızlık anlayışının sonucu gidişi gören niçe nin yorumudur. kompartımanlara ayrılmış hayatımızdan memnun kalındığını, canımız istediğinde zalimlik, suç, hırs kompartımanlarına geçtiğimizi, sıkıldığımız da hümanizma, ilahi adalet vagonuna atladığımızı bu zik zak lardan insanoğlunun zerre kadar rahtsız olmadığını gösteren aforizmadır.
Theatre of Tragedy'nin "And When He Falleth" isimli şarkısının bir diyalog kısmı vardır. Orada tanrının ölümü ve sonrasında ortaya çıkan durum ile ilgili dikkate değer konuşmaları duyabilirsiniz.
nietzsche "tanrı öldü" yazmışken tuhaf, fetoş "babası öldü kuran'ın" demişken normaldir, hiç böyle ortaya karışığını görmemiştim. iyi değilim.
yobaz ve sığ ateistlerin anladığı şey değildir kesinlikle.
kesinlikle saçma bir söz değildir. insanların kafalarından tanrının bittiği anlamında söylemiştir bu sözü. ayrıca nietzsche bazı çevreler tarafından aşırı dindar bir insan olarak da görülmüştür. bu sözlere biraz ironik yaklaşırsak eğer bazı sözlerinde bunu görebiliriz.
öldürdüğü, hristiyan otoritesidir, belli bir güruha çalışması için oluşturulmuş ahlak mekanizmasıdır. sadece kilise otoritesinin ahlak yapısını öldürmez, bu ahlak yapısına benzeyen çoğu ahlak yapısını da öldürür. ölçüsüzlük hali bir ölçü, kıvamsızlık ise rezilliktir. nietzsche ye göre bilgi nasıl kişinin işine yaradığı, yarar sağladığı alanda var olduğu sürece doğru ise, ahlak da bu bakış açısıyla insanın içinde olan, insanı özgür kılan, evrensel olmayan bir varoluş içindedir. bilgi yapısı gibi öznellik gösterebilir.
pek tabii ki tanrının gerçekten ölmüş olması durumu değildir. ölmek için var olmak gerekir.
Yaratıcının, yarattıklarına karşı ilgisizliği üzerine söylenmiş bir sözdür.
günümüzde nietzsche yi yorumlayabilen insanlari, sözlügün ücra koselerinde gormek guzel dedirten baslik, bir düsünürün ne demek istedigini anlayip yorumlamak cok zorken, nietzscheyi yorumlamanin daha zor oldugunu düsünmekteyim, adam sizofren olum, deha, hayir bi de inanilmaz bilgili ateist, kendi düsüncelerimizin önünü actiktan sonra, düsünülmüs yolu acilmis seyleri yorumlayalim, hadi bi el atinda su arabayi vurduralim gencler.

not: okudum la nietzscheyi, biliyorum kitapta yazilip cizilenleri. entry kasacam diye size salca oluyorum. ayrica bayilirim bilgili ateistlerle, bana gore allahin varligini, onlara gore yoklugunu tartismayi.
insanların kendi kafalarındaki "tanrı tasarımı"nın öldüğünü ifade etmiştir.

gerek zerdüştünde, gerek ecce homosunda ve gerekse diğer kitaplarında nietzsche "sizin tanrınız" ifadesini kullanır.

"siz" derken nietzsche, kendi metaforu üzerinden gidersek, panayırı dolduran bilgeliğe kulağı tıkalı kuru kalabalıktan bahseder.

ölen onların zaten inanmadığı, pazarlarına, ticaretlerine alet ettikleri, dillerine dolamaktan ve onun adına cinayet işlemekten başka kutsama yolu bulamadıkları, insan tasarımı olan tanrıdır.

üstinsanın ve üstinsanı diğerlerine anlatan zerdüştü, aslında zerdüşt karakterinde dillendirdiği kendisinin bir tanrısının olup olmadığını, varsa eğer öldüğünü ifade ettiği tanrısının o olup olmadığı tartışılır.

ecce homo'da kendisinin ateist olduğunu ifade ediyor olmasına rağmen, zerdüştünde bahsettiği o aydınlattıkça mutlu olan yıldızın ışığını aldığı güneşi anmamasına rağmen görmezden geldiğini söylemek zor.

"Tanrı öldü. Tanrıdan geriye bir ölü kaldı. Ve onu öldüren biziz. Hala gölgesi beliriyor uzaklarda. Kendimizi nasıl avutacağız, biz katillerin katilleri? Neydi bıçaklarımızın altında ölümüne kan döken, dünyanın sahip olmuş olduğu bu en kutsal ve en kudretli şey: bu kanı kim silecek üzerimizden? Hangi su var bizi temizleyecek? Hangi teselli şölenlerinı, hangi kutsal oyunları icat etmek zorunda kalacağız? Fazla büyük değil mi bize bu davanın yüceliği? Buna layık olmak için birer tanrıya dönüşmeli değil miyiz?" sözü çok şey anlatır bu konuda.

ayrıca determinist olduğu gerçeğini gözardı etmemek gerekir. birçoklarının gözünde ateist, kendi söyleminde agnostik gibi görünen einstein da evrenin determinist oluşum ve gelişimini, kısaca "tanrı'nın zar atmayacağı"nı kanıtlayabilmek uğruna bohr ile yaşamıştır en büyük kavgalarını. ama agnostik görünmek için de ciddi çaba harcamıştır "akademik çevrelerde"...

nietzsche'nin ateist olup olmadığını tartışmak faydasızdır.

bilgelik halkla tanrı'yı tartışmamak gerektiğini öğretmiştir bilgelere tarih boyunca. ve o'nun gerçeklerini duymaya, ona iman ettiğini söyleyenlerin bile tahammül edemediği gerçeği karşısında, birçok bilim adamı, sanatçı ve filozof, metaforlar ardına gizleyerek aktarırlar bir olan tanrı'yı ve o'nun işaretlerini. bu ağız sıkılığına uymayan sokrates ve daha nice uyarıcıların akıbeti malumdur.

bu ketumiyet daha sonrakilerde, üstad leonardo'da, kant'da, goethe'de ve diğerlerinde de hiç değişmemiştir.

"bir daha konuşmayacağım halkla" der nietzcshe, pisagor'un ilk öğretisi olan "halkın yolundan çekil ve az çiğnenmiş yollarda yürü" derken anlatmaya çalıştığı gibi.

cahillerle tanrı'yı tartışan kimsenin ikna edici ve dinlenmeye layık olduğu görülmemiştir.

onu hiç anlamamış olanlar ve öte yanda yok sayan cahiller...
güncel Önemli Başlıklar