bugün

Açılmaz.
Dun oylesine bim e girdim Pazarsemsiyesi alip ciktim.
Cedrus deodora Himalaya sediri Pinaceae familyasından.

Sedir türleri içinde iğne yaprakları en uzun türdür (2,5-5 cm) boylarındadır. Enine kesitleri genellikle 3 köşelidir.
Dalları yatay, dal uçları aşağı doğru sarkık.
Erkek çiçekler silindir şeklinde ve 5 cm boyunda olup yukarı yönelmiştir.Dişi çiçekler ise yumurta şeklinde kırmızımsı 1,5 cm uzunluğunda ,bol sayıda ve yuvarlak formda pulları vardır.
Tohumla üretimi kolaydır ve tercih edilir. Tohumlar ilkbahar veye sonbaharda çimlendirilir. Dikimden önce birkaç saat ıslatmak tohumun çimlenmesini kolaylaştırır.
Varrak yar

:)
o bir idealistin ta kendisiidi.
Öyle gercekbirnick ki böyle gercekbirnick yok.
Simyacılar ölümsüz sihirbazlardır .
voldemortun burnu kırılmış.

(bkz: voldemortun burnu)
Benım babamın kiytiriki var.
öylesine korkmuştu ki tıpkı bir sinjaap gibi sıçrayarak kaçmaya çalışıyordu.
sokarım politicana.

yıllar önce siyasi içerikli bir entrye istinaden bir cahilden aldığım mesajdı. kemalistti galiba.
bugün bir sicak kola içtim kusuyordum az daha!
Niclazın neyini kodlayayı sağa.
yine işten çıkmış, buhranlı olduğunu düşündüğü bir havada evine doğru yürümekteydi. ama bir şeyler farklıydı o gün. neydi o farklı olan? aslında her şey her zaman olması gerektiği gibi olmuştu. yoksa sorun her zaman her şeyin olması gerektiği gibi olması mıydı? birtuhafruhhali ndeydi işte anlam veremediği. sonra tüm bunların üzerine düşünmek yormuştu onu. evine gitti ve bir sonraki rutinine kendini hazırlamaya koyuldu.
Benim nickim icin imkansız hadise. Belki de imkanlı. Uludağ sözlükte sicklequeen nickini kullanıyorum. Swh.
kuruyemişçideki nanelifistik.
ayhan bey der ki "oyunlarda kullandığım nick "playexata(play ex- ayhan t. Altan)" zaten bir cümledir.
Hangi felsefeci fakirmis mk fakir olsa felsefeci mi olur.
lickitung'ın dili kadar uzundu çekilen acılar.
tesettürlü imam porno izlerken yakalandı.
ne kadar da requiem for aa dream bir filmdi.
bugün ne kadar aquila non capit muscas bir gün.

oldu gibi sanki ya.
belli ki çocuğun canı pamuk şeker çekmişti. bakışlarından anlaşılabiliyordu. kızımı kolundan şefkatli ve babacan bir şekilde kavrayıp satıcıya doğru yönelirken birden bire paramın yetmeyebileceği ihtimali aklımda beliriverdi. elimi cebime attım ve elime gelen bozuklukları çıkarıp saydım. ne yazık ki sadece iki kişilik minibüs parasına yetiyordu. mimiklerimden paramın çıkışmadığını anlayan çocuk üstelemedi. ''hadi gidelim baba, annem pilav yapmıştır şimdi. hem zaten aç karnına yenmezdi o dedi.'' kızımla gurur duyuyordum ama aslında üzülmüştü yaşıtları gibi doya doya pamuk şeker yiyemediğine. üzüntüsünü belli etmemeye çalışıyordu. olgun kızdı vesselam... hayat zall im yüzünü bir kez daha hiç çekinmeden göstermişti bu fakir ama gururlu aileye. o an galata kulesine veya bir boğaz köprüsünün altına geçip, denize bakarak ''seni yenecem zall im dünya!'' diye haykırmak istiyordum. ama oraya gitmeye bile param yoktu. bir münibüs çevirip evin yolunu tuttuk...
Azim ve Bora der ki benim nickim hem adım hem soyadım azimborader o bir efsane.
Gereksiz bir iştir. Hele ki sinirlerim böyle bozukken. Sabah sabah getirmişler bozuk reostayı çalıştır diyorlar,küfür edecektim zor tuttum kendimi.