bugün

ingiltere ulusal sağlık müdürlüğü.
ayağı kırılan birini 3 gün boyunca ameliyat etmeden kırık ayakla bekleten şahane(!) kurum. neymiş efendim? durumu daha ciddi olan hastaları ameliyat ediyorlarmış. yeterince doktor da yokmuş. falan filan. ulan herifin ayağı kırılmış. bildiğin kırık. daha ne olsun? hadi bir gece beklettin. ulan kos koca 3 gün bekletilir mi bir insan o ayakla? türkiye'de yapsalar düdüklü tencereye koyar ötürürler adamı ama başka ülkelerde olunca insanlar gözünü yumuyor. hiç kimsenin sesinin soluğunun çıktığı yok.

mahalle doktorlarının da ne halta yaradığını hala çözebilmiş değilim. kafam ağrır ağrı kesici verir. götüm ağrır ağrı kesici verir. 1 buçuk sene boyunca ayağım ağrır ağrı kesici verir. ulan adam akıllı bir muayene et bir şey yap be adam! yok. varsa yoksa ağrı kesici. çok sıkışınca da hastaneye sevk et. oo ne güzel. 2 aydır durup dururken midem bulanıyor diyorum. "heycandandır, svnavların yaklaşıyor ya stress oluyorsun" diyor. abi heycan meycan yaptığım yok. götünden uydurma. gayet rahatım. yok, "sen çok hasas bir kızsın... en ufak şey etkiliyor senin bünyeni" diyor. bak hele bak. ben gelmeden önce balık burcu kadını başlığını açıp okumuş. belli. utanmasa "sen çok hayalperestsin. aslında midem bulanmıyor. sen bunu hayal ediyorsun x'ciğim" diyecek. şerefsiz.

neyse.
midem bulanıyor. bir çare bulun.
tercüman alımlarını neye göre yaptıklarını merak ettiğim kurum. binlerce gutbetçinin en özel sağlık sorunlarına ortak edilen kişilerin sabıka kaydı olmaması yeterli midir mesela! kendisi ciddi ruhsal problemler yaşayan ve çoklu kişilik parçalanması olan biri hangi akla hizmet tercüman olarak çalıştırılır diye sorulması gereken kurum.