bugün

ben sana bok demem,
boklar duyar ar eder.
bir zerren düşse boka,
onu da mundar eder.

hicvin babasıdır.
görsel
Ben dürüstsem sırat köprüsünden sarhoşta geçerim diyen güzel insan.
Anladın mı

Hicran destanını kendinden oku
Mecnun dan duyupta rivayet etme.
Aşkın leyla sını gördünse söyle
Söz temsili bulup hikayet etme.

Yüzbin leyla doğar alemde hergün
Senin aradığın zevk sefa düğün.
Tutacağın işi önceden düşün
Daha ilk adımda nedamet etme.

Sevdanın oduna pek güvenilmez
Tutuşursan eğer kolay sönülmez.
Bu yolun hükmüdür geri dönülmez
Canına kıyamazsan seyahat etme.

iyi bak kabına olmasın delik
Boşuna taşırsın gider gündelik
Anında olmalı ettiğin iyilik
Alem duysun diye inayet etme.

Kabe de maksadın varmaktır yare
Kör gibi tapınma kara duvara.
Hızır ı ararsan kendinde ara
Bulamadım gibi rezalet etme.

Muhabbet herkesin aklını çelmez
Gönül viranesi kolay düzelmez.
Alemden çekinme bir zarar gelmez
Sen kendi kendine hiyanet etme.

Şen şatır gönlüne hicran dolmasın
Gençliğin gülşeni gamla solmasın.
Neyzen gibi aklın yarda olmasın
Özründen büyük kabahat etme.
üstadın ney çalan delikanlının yetersiz kaldığı perde de, fahrettin kerim şişesi ile üfleye üfleye sindirdiği hikaye hem güldürür, hem de duygulandırır.
neyzen tevfik beşiktaş civarlarında gezinmektedir. yahya kemal tarafından yazılmış beşiktaş'taki iskelenin orada bulunan barbaros hayrettin paşa'nın heykelinin arkasında bulunan şiiri görür.

deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..
adalar'dan mı? tunus'tan mı, cezayir'den mı?
hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
o mübarek gemiler hangi seferden geliyor?

bunu gören neyzen tevfik şaşkınlığını gizlemeyez. yahya kemal'in "geliyor da geliyor" tekrarlarına bir anlam getirememiştir. akabinde kendi de bir dörtlük karalamıştır;

ebedi bilgini hayrettin kaptan
beş asır önceden biliyor gibi
ıkına sıkına yazdığın şiire
barbaros kıçını siliyor gibi

büyüksün usta *
Neyzen istiklal caddesinde kafası bozuk yürümektedir. Birden yolun ortasında durup:

-o. Çocukları diye bağırır.

Herkes durup neyzen e bakar. Neyzen:

-bu kadar çok olduğunuzu bilmiyordum der.
Aslında aşkı en iyi tanımlamış şairdir.

Kerem dağları deler aslı uğruna.
Aslı gidip de ona buna vurdura.
hicivlerini okuduktan sonra uzun süre kendime gelemiyorum.
Adamdir o adam adaam.
ben bu dünyanin devr-i devranini,izzet-i nefsini sikeyim,
yansin bu ibneler su veren itfaiyenin hortumu sikeyim,
ben deli miyim mecnun gibi bir am için çöllere düşeyim,
verirse verir, vermezse leylayi da sikeyim.
neyzen tevfikle ilgili aklimda tek bu var saygilarimla.
Spotifydaki telif haklarının kimin olduğunu merak ettiğin neyzen.
kanaatimce nef'i den sonra gelmiş en iyi hiciv ustasıdır.küfür bir şiire anca bu kadar yakışır

en iyilerinden bir tanesi budur;

Alemin bağ-zârını sikeyim!
Sümbül ü verd ü nârını sikeyim!
Andelib-i nizârını sikeyim!
Hâsılı nev-baharını sikeyim!

Ben bu dünyanın devr-i devranını, izzet-i nefsini sikeyim,
Yansın bu ibneler su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim,
Ben deli miyim Mecnun gibi bir am için çöllere düşeyim,
Verirse verir, vermezse Leyla'yı da sikeyim.
Dudağında Yangın Varmış Dediler

Dudağında yangın varmış dediler,
Tâ ezelden yayan koşarak geldim.
Alev yanaklara sarmış dediler,
Sevda seli oldum, taşarak geldim.

Kapılmışım aşk oduna bir kere,
Katlanırım her bir cefaya, cevre
Uğraya uğraya devirden devre
Bütün kâinatı aşarak geldim.

Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü,
Ben gönlümü sana verdim götürü.
Sana meftûn olduğumdan ötürü
Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim.
Sadrazam Talat Paşa, bir gün Neyzen Tevfik'e devlet dairelerinin birinde katiplik önerir. Neyzen Tevfik: “Katip olacağım da ne olacak?” diye sorar. Teşekkür beklerken böyle bir soru ile karşılaşınca şaşıran Talat Paşa, memurluk katlarını alttan üste sıralar: “Önce şu, sonra bu...”

Neyzen'in hala hoşnut olmadığını sezince de, şöyle sürdürür: “Daha sonra vekil, nazır, kim bilir belki de sadrazam...” Neyzen'in yanıtı yine bir soru olur: “Ya sonra, ya sonra?”

Talat Paşa, bir an duraksar, "sonrası padişahlıktır artık! neyzen yine tekrarlar ''ya sonra?'' sadrazam: “Hiç !” der.

Bu yanıt karşısında güler ve şöyle der Neyzen Tevfik: “Ben bugün den "hiç"im! Sonu "hiç" olduktan sonra, onca zahmete katlanmaya ne gerek var ?”

T: melamet hırkası nın hakkını ömrüyle ve aşkıyla vermiş büyük şairdir.
Tasa rakı doldurup ekmek doğrayıp kaşıklayan aşmış adam.
görsel
halktan birisidir kendileri. her şeyi açık bir şekilde dile getirmesi çok hoş.
idolüm...
Bugün ölüm yıl dönümüdür. Evet.
Sen surete bakmakla hüküm verme sakın,
Gel sireti gör hakkı temaşa ediyor.
Hep Neyzen'i sarhoş görüyorsan ne çıkar,
Meyhanede bak Kabe'yi inşa ediyor.
deli gönül,neyi özler durursun? 
acınacak dostun,cânânın mı var? 
dünya yansa yorganın yok içinde, 
harab olmus evin,dûkkânın mı var?
***

oysa hep özler insanoğlu, dostum var deyu gezer. dünya benim sanır. harab olur var sanır.

bir hiç'lik deryasındadır insanoğlu.
Yuru bre ehli deve, endamını göreyim.
Düşeli derd-i firâkın ile sevdâya mey’e
Müptelâyım, deliyim, sinmişim esrâr-ı ney’e
Feleğin kahpe başında paralansın parası,
Ben güzel sevmeye geldim, değil ekmek yemeye.