bugün

almanya nın vizesiz ülkesinde yıllarca oturma izni verdiği on bin' e yakın bestesi olan ve bir kaçı anonim diye anılan parçaları olan kırşehir' li türk halk müziği sanatçısı neşet ertaş'ı o kim diyerek tanımayan gençliktir. zeki müren bu adamı dinledikten sonra kafasını duvara vurmuştur. bu adam devlet sanatçısı ünvanı verilmek istemiş fakat bu adam ben halkın sanatçısıyım diyerek unvanı reddetmiştir. halbuki dinledikleri türkünün yüzde 70'i onun eseridir.
ismini duyup ve şarkılarını dinleyip ; ailesinin, anasının, babasının ismini doğum tarihini ne yapalım diyen gençliktir.
(bkz: asimile etmek)
tarkan, mustafa sandal, serdar ortaç ve türevlerinin konserlerinde kıçlarını yırtan gençliktir. sanattan ve sanatçıdan anlamadıkları gibi sanatı ve sanatçıyı göt, göbek, göğüs ve polemikten ibaret sananlardır.
gelen yıl hatırlanmayacak birçok şarkıcının peşinden kitleler halinde sürüklenen gençliktir. neredesin sen neset usta.
serdar ortaçların kendisini ne tür güzelliklerden mahrum ettiğinin farkında olmayan gençliktir.
geçmiş olsundur.
çok şey kaçırmış gençliktir. türk halk müziği ona çok şey borçludur. bir kere dinledikten sonra da müptelası olmamak elde değildir.
o gençlik tanımasın *kendilerine önce çeki düzen versin sonra önünde saygı ile eğilmesi gereken neşet abiyi tanısın. **
geleceğimizi emanet ettiğimiz gençliktir.

edit:genç kardeşlerimizin neşet ustayı tanımamalarında bizlerinde suçlu olduğunu düşünüyorum.
Anadolu' nun müziğini dinlemek isteyen ve araştıran bir gençlik olmadığından dolayı doğal karşılanabilecek bir durumdur *. lakin bir o kadarda neşet ertaş aşığı gencimizin hakkını vermek gerekir.
bir de kırşehirli ise affedilmemesi gereken gençliktir.
Asıcaksın bir kaçını taksim meydanında bak bilmeyen kalıyor mu dediğimiz gençliktir. Her aşk ve duyguya hitap eden türküleri mevcuttur. metal rock rap dinleyen gençlik biraz da kendi benliğine de sahip çıkmalıdır. Ama dinlemezler karizmaları bozulur. ya (bkz: cool) arkadaşlarından biri dinlediğini görürse (bkz: kro), (bkz: banal) damgası yer. kendi milli kültüründen uzak yetişen gençliktir. Atamızın Türkiye'yi bunlara emanet etmediği aşikardır.
evlerinin önü boyalı direk parçasını öykü ile berk'den öğrenen insandır, aslında parça neşet ertaş'a aittir.

çok özür dileyen edit: parça kerkük yöresine ait bir türkü imiş, yanılgımdan dolayı özür dilerim.

tekrar edit: parça kerküklü sanatçı abdurrahman kızılay'a aittir, nerde kalmıştık'a teşekkürlerimi borç bilirim.
abartı olmayacaksa, gençliğinden utanması gerekendir.

bu toprakların insanı neşet ertaş'ı, aşık veysel'i, asıl "türküyü" tanımayandır.

bedri rahmi, "türküler dolusu" adlı şiirinde söylüyor :

"Şairim
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım. "

işte, onun için gençliğinden utanması gereken gençliktir.

(bkz: mühür gözlüm)
(bkz: zahidem)
"geçtim dünya üzerinden hayat bir nefes derinden" bu cümle yazılamaz arkadaşlar
ama bu adam bu cümleyi nasıl kurmuş yıllardır düşünür dururum.

ve öyle bir nesil geliyorki "dünya sikime minare götüme" modunda hepsi
kaybettikleri çok şey var farkında değiller.
severek dinledigi, hastası ve hatta manyagı oldugu birçok şarkının / türkünün neşet ertaş'a ait oldugunu bilmeyen bedbaht gençliktir, yazıktır.

(bkz: kendim ettim kendim buldum)
(bkz: hata benim)
(bkz: ahirim sensin)
eğer hayatınızda saz dinlediniz mi sorusuna evet yanıtını verdilerse çok yanılmış gençliktir.
Öyle gençlik olmaz olsun.
bilmiyorlar ki hastası oldukları birçok şarkıcı o sanatçıların şarkılarını cover yapıp piyasaya sürüyor onlar da ölüp bitiyor.