bugün

Ankara'ya vardığımda sabah olmuştu, normalde Bursa-Ankara arasını üç buçuk saatte almakla övünen ben, günün ilk ışıklarında fırınların ekmek taşıyan kamyonetleri ile neredeyse gitmeyen bir arabanın direksiyonunda paylaşıyordum gri Ankara sokaklarını...

http://ekspermental.blogs...iz-hayatn-durdugu-an.html
- okuyom ben ya!
http://galeri.uludagsozlu.../neden-evlenmedim-558036/

bir de şu var;

http://galeri.uludagsozlu.../neden-evlenmedim-558037/
görsel
- Ne oldu yazdıklarını kötüledim diye mi sinirlendin, iğrenç yazıyorsun işte…
+ Alakası yok, ben senin iki yüzlülüğüne kızıyorum, hani bayılıyordun, hani çok beğeniyordun onları, ilişkimiz başlamadan önceydi bunlar değil mi, sonra ne zaman ki baktın ben seni sevdim, beni ben yapan her şeyden nefret etmeye başladın, yazılardan, Okan’dan, çevremdeki insanlardan, "Artık kalbini aldım" dedin, bana şekil verme zamanın geldi ve buna en çok sevdiğin özelliklerimden başladın, ben hep aynı kaldım, ama sen değiştin, bir gün bunu anlayacaksın…

http://ekspermental.blogs...gun-icin-terkedilmek.html
fettoş'a sorulan sorudur. cevabı da basittir.

fg: etrafımda altıma yatmak için sıra bekleyen bisürü gönül kelebeği varken, ne işim olur evlenmekle. psikolojik mastürbasyonumu da tamamlamak için basarım imam nikahını, güreşirim memelerle, boş ol derim, başkasını alırım. ooooh, dünya bana güzel amk.
Köylerde mezarların başına dikerlerdi kavak ağaçlarını. Gölgesi sadece bir mezara yeterdi. Büyük geniş kalabalıklar, çınarların altına, kabrinde yalnız yatanlar kavak ağacının gölgesine sığınırdı.

"Geri döneyim." diye düşündüm. içimdeki yalnızlık evinden uzaklaştıkça artıyor ve her adımda daha da büyüyordu.

http://ekspermental.blogs...-evinden-kovulduktan.html
Nereye gittiğimi bilmiyordum, tek bildiğim ahugözlümün uzaklaşmakta olduğum şehirde kaldığıydı lakin bu benim değil onun seçimiydi. Hem çalan şarkı da benimle hemfikirdi: "Seni karanlıklara bırakmak istemezdim." diyordu.

Tatil başlıyordu. Tarkan çalıyordu. Bir an aşkı; çiçek böcek, güneş bulut sanarak neşelendim.

Acaba kör kurşun nereme denk gelecekti?

http://ekspermental.blogs...ayrlnca-tatile-ckmak.html
zor bir sorudur ama sadece bir neden olabilir. aşktan yana acı çekmiş olmak.
Tavandan üzerime doğru gelen cibinliğe bakarken, butik otellerden neden nefret ettiğimi tekrar hatırladım. Hem Şenay Teyze, hem şu bakır kaplar, hem de şu kütüphanede duran klasikler o kadar yapaydı ki; Ertuğrul Özkök ya da Ayşe Arman uzansaydı bu yatağa, eminim ertesi günkü yazılarını şu şekilde yazarlardı:

"Şenay'ın Evi... Evet bir butik otel değil... Bir ev bahsettiğim... Hafta sonu istanbul'un kalabalığından bunaldığımda, nefes almak için gittiğim bir yer orası... Zeytin ağaçları ile çevrili, Ege'nin berrak denizinin yanında kurulmuş tam bir sığınak... Şenay Hanım'ın kendi elleri ile yaptığı zeytinyağlılar, gündüzleri balığa çıkıp akşama tuttuklarınızı yemek, minik -petit- bahçesinde çapa yapmak, tamamen organik, otantik, etnik ve etik domatesler, taze çiftlik yumurtası, yeşillikler..."

http://ekspermental.blogs...izlik-timsali-olarak.html
Heykelin tam karşısında bulunan cam atölyesinin önüne parkedip, dik yokuşlu Assos sokaklarını tırmanmaya başladım. Sabah kahvaltısında butik otelimin horozları bacağımı gagaladığından, her adımda ince bir sızı hissediyordum. Aşık olundukları iddiasıyla dövülen kadınları düşündüm, onlar her nefeslerinde hissediyordu galiba bu sızıyı.

http://ekspermental.blogs...eye-cevrilmis-tarihi.html
"onunla ilgili hatırladığım ilk anım, kucağına çıkmak için sakallarına asılıp kendimi çektiğimde suratında oluşan acıya rağmen gülen gözleriydi."

"dur uşak, yavaş!" dedikten sonra belimden tutup beni kucağına alır, onun o uzun sakallarının üstüne kafamı yaslar, minik gözlüklerini çıkarmaya çalışırdım. ne zaman bunu başarsam, bir eliyle burnunun üstünde oluşmuş kızarıkları kaşır, öbür eliyle ise kafamı okşardı. benimle ilgilensin isterdim, fakat o belli bir süre sonra, tok ve gür sesiyle etraftaki diğerleri ile konuşmaya başlar, ben de ses tonundan etkilendiğimden olsa gerek, "ben de tiyatrocu olcam amcam gibi büyüyünce" diye düşünerek, gözlüğü ve sakallarıyla oynamaya devam ederdim.

amcamı ve ona benzeyen diğer tüm arkadaşlarını çok severdim, onlar 80 sonrasının romantik solcularıydı, ruhi su dinlerlerdi...

http://ekspermental.blogs...tapnagnda-athena-ile.html
(bkz: experimental/#22674549)
küçük odasının duvarında siyah beyaz fotoğrafları olan kızla evlenmiş, birlikte evlerini o küçük odasına çevirmişlerdi. az eşyalı, bol kitaplıklı, mütevazi ve pipo kokan. kendilerine benzeyen arkadaşları gelirdi eve, ilk defa pink floyd'un the wall isimli filmini orada izlemiş, nefret etmiştim, çok sıkıcıydı, oysa ben nejat uygur'un tiyatrolarından birini izlemek istemiş, ama kabul ettirememiştim.

zira çocuktum ve comfortably numb dinlemesen de keyifli bir uyuşukluktu çocukluk.

http://ekspermental.blogs...bir-kzla-sarap-icmek.html
"Ben Hürmüz olucam, sen de yedi koca." dedi. Assos'un süpersonik manzarasına karşı kurulmuş antik bir anfi tiyatroda, sahnedeydik. Etrafta dev kertenkeleler dışında hiç bir canlı yoktu. Sarhoştuk, ve oynayacağımız tiyatro eserine karar vermeye çabalıyorduk. "Yedisi birden nasıl olucam yahu?" dedim, suratım asıldı. Tamam ilişki süresince kilo almıştım biraz ama normaldi bu, yan etkisiydi kilo almak uzun süreli ilişkilerin. "Naz yapmaaaa!" dedi şımararak, hemen havaya girdim, dayanamazdım şımarıklıklara.

http://ekspermental.blogs...muze-yedi-koca-olmak.html
Banyoya yürüdüm, gözlerim şiş ve kırmızıydı. Etraflarında ise halen kurumamış gözyaşlarım duruyordu. Yüzüme bir avuç su vurdum. Gözyaşlarım yanaklarımdan temizlenirken, ben de hayatımın bundan sonra ki daha güçlü olmam gereken dönemine nasıl bir başlangıç yapmam gerektiğini düşündüm.

Açtım.

Yiyecek bir şeyler sipariş etmek iyi bir başlangıç olacaktı.

http://ekspermental.blogs...-kiz-uyurken-aglamak.html
blog hakkında yapılmış röportaj için;

(bkz: experimental/#22749859)
Klasik doğru insanı bulamadım,cevabı verilen soru.
"Püfff... neyse... uzatmaya gerek yok... onca yolmuş... uzakmış... dinlemedim... gittim işte... sakızlar vardı ya eskiden... "love is" sakızları... hııııff... "aşk nedir?" diye sorardı hani... bence var ya hocu... aşk gitmek ardından... bir anda özlemek... birden göresin gelmesi... birden delirmek... birden her şeyi bırakıp ona gitmek... püfff... neyse... gittim işte..."

http://ekspermental.blogs...anyla-gelen-hatralar.html
Odaya girdim. Ufak bir sırt çantası vardı yanımda. içinde üç şişe; biri Öküzgözü, biri Boğazkere, biri Kalecik Karası…

Onu görene dek, bir kere görmeyi umarak Boğazkere,
Gördükten sonra, şaşkın ve de umutlu gözlerimle Öküzgözü,
Utancımdan kaçarken, yüzümün olanca karalığıyla, Kalecik Karası,

içecektim.

http://ekspermental.blogs...evgiliye-dair-bir-iz.html
Koltuktan bozma sandalye, ya da sandalyeden bozma koltuk denebilecek objeyi camın yanına çektim, kafamı cama yaslayıp, otelin girişini gözlemeye başladım. Heyecanlanmıştım, her an onu görebilirdim. ilk dakikalar çabuk geçti. Sonra gözüm manzaraya alıştı, dalıp gitmeye başladım.. Ama ya onu kaçırırsam, onu göremezsem. Hızlı yürürdü o.

http://ekspermental.blogs...lemenin-beklentileri.html
Aslında umudum kalmamıştı pek, göremeyecektim galiba onu bir daha, ama şimdi bırakıp gitsem, o kadar gün, o kadar işkence boşa olacaktı. Beklemeliydim, onu görmeliydim.

Bekledikçe, bekleyerek kaybettiğin zamana yazık olmasın diye bekliyordun bir süre sonra. ikinci gün, birinci güne, üçüncü gün ilk iki güne, dördüncü gün ilk üç güne... ilk gün mü sadece gerçek acaba bekleyişlerde?

http://ekspermental.blogs...deki-boslugu-ask-ile.html
Eski Sevgili ile Karşılaşmada ilk On Saniye:

1. Saniye:
Onun kokusuydu duyduğum. Parfümünü değiştirmişti ama onun tarzıydı bu, onun seveceği bir kokuydu; bu parfüm, bu koku, onundu. Bu koku, oydu.

2. Saniye:
Kapının önünde, kafam duvara dönük halde, hareketsiz kaldım...

http://ekspermental.blogs...gili-ile-karslasmada.html
En çok hayatında hiçbir kız ile birlikte olmamış erkekleri kıskanıyorum, zira onların içleri halen dolu, yaşamlarına ödünç bir ruh ile bomboş devam etmek zorunda değiller, halen bir şansları var, aslında özenir erkekler, çok sayıda kız ile birlikte olmuş olanlara, ama bilmezler ki, hayatına soktuğun her kız bir şeyler alıp götürür giderken, hadi evinden aldıkları ve asla geri getirmedikleri; dvd'ler, kitaplar, fotoğraf makinaları bir şey değil de, içinden aldıklarını yerine de koyamazsın ki...

http://ekspermental.blogs...ayata-girenlerin-alp.html

Son demiş blog.

--spoiler--
Kitabımı okuyan sizlere, bana ayırdığınız vakit için teşekkür ederim. Yeni kitap ile ilgili bilgileri ve "Neden Evlenmedim"'e dair minik bir video klibi Pazartesi günü paylaşacağım. - Eksper Mental -
--spoiler--
"Neden Evlenmedim"'i bitirirken söylemek istediklerimi ve kitabı özetleyen "oldukça amatör" bir klibi aşağıda bulabilirsiniz. 3 Mart'ta tekrar görüşmek üzere...

http://ekspermental.blogs...r/2014/02/bitirirken.html
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar