düzenledikleri sohbete gelmeyen kişiye sorulan güzide soru. insanı derin düşüncelere salar...

metrobüs kullanan hemen herkesin başına gelmiştir dışarıdan duyduğu muhabbete maruz kalma durumu. benim de en az 80 defa falan başıma geldi... yurtdışından gelen amcaların metrobüsün kalabalık haline şaşırması, yolların uzunluğu, teyzelerin tartışmaları, gençlerin ergen muhabbetleri, sapıklar, feministler, anarşistler, yobazlar... ve daha bir sürü şey.

ama bugün maruz kaldığım mevzu çok başka lan. yani tamam aşinayız, geyiğini de çevirdik zamanında falan ama bu gerçek lan! harbiden soru bu;

-sahi, sen neden bizim sohbetlerimize gelmiyorsun mübarek?
+valla bilmiyorum ki abi... bir ara geliyordum tavuğu kestiler, gelmemeye başladım ben de...

şimdi bunu duyduktan sonra beyin işte, milyon tane şey kurdum kafamda... tavuğu kestiler derken harbiden ortada kesilen bir tavuk mu var? tavuk adamın mı? çok mu sevmiş tavuğu? kesildikten sonra neden gitmemeye başladı? madem bu kadar değerliydi tavuk neden kesildi?

tavuğu kim kesti?

ama iş kafamda kurduğumdan çok daha derinmiş...

-aaa sırf bu yüzden gelmiyorsan ayıp etmiş olsun mübarek. bak bizim ne güzel dualarımız var, hikayelerimiz var, öğütlerimiz var... gerçekten kırılırım.
+ne biliyim işte başka yere gidiyorum ben artık. hem evime de yakın... tavuk da var.
-biz artık ciğer veriyoruz ama pilavın yanında...
+ciğer mi?
-e evet ne sandın ki sen? tavuk vermeyi kestik ama ciğerli pilav veriyoruz... ayranlar da eskisi gibi değil, kutu!
+kutu mu??
-evet... kutu!
+bu akşam geliyim o zaman hem özledim hocamı da...
-gel mübarek gel. kaçırma...

tavuk, adamı dinden edersin şerefsizim!