bugün

Şu an yanımda olmanı çok isterdim.
Ama değilsin.
Sen oradasın.
Ve orası ne kadar şanslı olduğunu bilmiyor.

Nazım Hikmet Ran
gereksiz, hain bir komünist.
görsel
Sosyalist görüşlü biri olarak, şiirlerini severim ama vakti zamanında ülkeden kovulunca, kominizm adamları stalin'e ve trokçi'ye yakınlaşıp, ülkemizi karalaması da göz ardı edilemeyecek bir hatasıdır.

Kendisi iyi bilmelidir ki vatana küsülmez..

bazı insanlar sadece sanatıyla hatırlanmalıdır.
görsel
Sana gelince kadın...
vatan ileri demokrasinizse,

anayasa hırsınız ise,

saraylarınızsa topunuz tüfeğinizse,

polis copuysa,

ödeneklerinizse,

hamasi nutuklarınız ve bölücü tavırlarınızsa...

nazım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.
iyi doğdun büyük usta.
Nazım olmakta ayrı bir hikmet..

iyi ki doğdun mavi gözlü dev!
Her memleketimle ilgili bir dert düştüğümde yüreğime bu dizeler sayıklanır dilimde.

Ne kasketim kaldı senin ora işi
Ne yollarını taşımış ayakkabım,
Son mintanın da sırtımda paralandı çoktan,
şile bezindendi.
Sen şimdi yalnız saçımın akında,
enfarktında yüreğimin,
Alnımın çizgilerindesin memleketim,
Memleketim,
Memleketim...
Su basında durmuşuz.
Su serin,
Çınar ulu,
Ben şiir yazıyorum.
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak.
Çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze....
Serbest nazımı kullanan ilk kişi.
Kendisine giydirdigini sananan tanrı kompleksli burjuvaları katlayıp katlayıp origami turna yapıp ipe dizen döneminin tartışmasız en büyük türk şairidir.
ben ordan geçerken biri:
"amca dese,gir içeri."
girip yerden selamlasam
hane içindekileri.

zannetmiyorum ki bir adam gerçekten hasret çekmese bu sözleri yazabilir. nazım hikmet samimiyetine güvendiğim nadir şairlerdendir. yaradan mekanını cennet eylesin.
Kendisi iyi şairdir tamam ama şimdilerde yaşasa tinderda 10 kişiyle birden konuşacağı kesin şairdir.
Sevdiği kadınlardan birisi olan verA tulyakova 'bahtiyar ol nazım' adlı kitabında anılarını paylaşmıştır. onlardan birisi şudur;

Bir gün Paris’te bir Italyan “Karavella” uçağına bindik ve Nâzım hemen
“çalışmaya” koyuldu. Hostes şekerleme tepsisiyle gelir gelmez Nâzım bir avuç
aldı, sonra biraz duraksayıp bir avuç daha aldı. Hostes, yardımcısı erkek
görevliye “Ne kadar açgözlü bu bay” dedi. Nazım anlamıştı. “Açgözlü değilim”
dedi ve dürüstçe, Moskova’da küçük bir kızı olduğunu ve eğer ganimetsiz dönerse
kendisini unutmuş olduğunu düşüneceğini açıkladı. Genç kız büyük bir ciddiyetle
dinledi Nâzım’ı. Ve beş dakika sonra, görkemli bir tavırla, Âl-îtalia”
firmasınca pek güzel paketlenmiş bir kilo akide şekerini bir ödül gibi getirip
sundu ona. “Alamam bunu! Mesele bu değil! Anlıyor musunuz, bu değil mesele!
Dürüst olmam gerek! işin püf noktası burada, onun için hırsızlık yapmamda,
anlıyor musunuz?!” Kız güldü. “Böyle tuhaf bir bayla karşılaşmadım hiç!” Ve bir
komplocu gibi, bazı yararlı öğütler fısıldadı ona. Uçaklarında neyin nereden
aşırılabileceğini söyledi.

-
Teşekkür ederim, teşekkür ederim cancağızım,- diye şakalaştı Nâzım, -çevreyi
iyice kolaçan edemedim daha. Birazdan keşfe çıkarım... Sonra dergileri
karıştırmaya başladı. Bunların arasında kalın bir “Air France” dergisi de
vardı, daha çok reklamlardan oluşan. Ve birden. - Vera, bak şuna, -diye
bağırdı,- olacak şey değil! Benim şiirim! Deniz üstüne olan. Sayfayı Abidin
düzenlemiş!

- Cancağızım,- diye seslendi hostese,- burada şiirim var benim. Bu dergiyi bana
hediye edebilir misiniz?

- Bizim dergimizde ancak ünlüler yayımlanır. Demek siz... Gidip hemen kaptan
pilota sorayım- Ve elindeki dergiyle koşup gitti. Kaptan pilot bir söylev verdi
ve dergiyi görkemli bir tavırla Nâzım’a uzatarak “dümen başında” olduğu için bu
olayı italyan usulü, gerektiğince kutlayamamaktan ötürü üzüntüsünü belirtti.”
(bkz: Vera uyandı)
Seni düşünürüm
Anamın kokusu gelir burnuma
Dünya güzeli anamın

Binmişsin atlıkarıncasına içimdeki bayramın
Fırdönersin eteklerinle saçların uçuşur
Bir yitirip bir bulurum al al olmuş yüzünü

Sebebi ne
Seni bir bıçak yarası gibi hatırlamamın
Sen böyle uzakken senin sesini duyup
Yerimden fırlamamın sebebi ne?

Diz çöküp bakarım ellerine
Ellerine dokunmak isterim
Dokunamam
Arkasından camın
Ben bir şaşkın seyircisiyim gülüm
Alaca karanlığımda oynadığım dramın

7 Ağustos 1959.
Nasıl üzülmem düşündükçe halini memleketimin,
Çırpınıyor ayakları altında bir avuç hergelenin.
Sürgün yedim sol yanımdan. Samimi bulmadığım bazılarını tenzih ederek çoğu şiirini de beğenmediğim sol gençlik için çok anlam ifade eden şair. Ne anlam ifade ediyor diye yüzlerine karşı sorduğunuzda açıklama yapamazlar. Tecrübeyle sabit. Give me five.
Hayır diyormuş.
Kemalizmin kendisi dışında ki tüm fikirleri düşman gördüğünün kanıtıdır.
Gel gör ki Kemalistlerin nazım güzellemesi yapması kadar ilginç bir olay yok.
Adama yapmadığınızı bırakmadınız, vatan haini ilan ettiniz şimdi büyük şair diyorsunuz.
Hatta yetmiyor bir de sahipleniyorsunuz. Komik. Cidden komik.
Taş potinlerimle çektiğim şut işkembenizde taş!

Şairiz dedik ya be arkadaş..
12 yıl hapis yatmıştır ama en güzel eserlerinin bu yıllarda oluşturmuştur aşk adamıdır. komünisttir. ideoloji kurbanıdır.
''Neden sancılar eksik olmaz, iyi insanların yüreğinde.''

vay be.

aynen coni.
türkiye'de doğmuş olduğuma sevindiren adamlardan. bu adamın cümlelerini kendi diliyle okuyup anlayabiliyoruz ya işte bu çok güzel bir şey. aynı daldaydıkcümlesi başka hangi dilde bu kadar acı verebilir ki bir insana?

gözleri siyah kadın cümlesi başka hangi dilde insanın içini ürpertir?

onu okuyup anlayabildiğimiz için şanslı bir nesil sayıyorum bizi. türkiye'de yaşamanın günümüzde zorlukları bolca mevcut ama şairleri biraz daha yaşanmaya değer kılıyor bu ülkeyi.

insanın yüreğine dokunabilen, samimiyetle yazabilen insanlar bunlar. para veya statü kaygısıyla değil içinden geldiğinden yazdığını hissediyoruz. korkmadığını ve susmadığını görüyoruz. ideolojisine katılmak ya da katılmamak değil mesele. insan onun dik başına saygı duyuyor. başına açılan onca işlerden sonra bile susmamış olmasını özlüyor.
şimdi pek yok böyle insanlar. en ufak çıkarları için herkes susmuş. bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılar her yerde. oysa nazım ve onun gibiler o yılanın üzerine üzerine gitmişler.

savaşmışlar. üstelik haince bir savaş da değil bu. arkadan saldırmak gibi değil.

güzel aşık olmuşlar bir de. sevmeyi bilmişler. sevgiyi yüceltmişler. insan hiç sevemese bile onun satırlarında aşkın nasıl bir şey olduğunu görüyor. anlıyor.

bazen ya nazım olmasaydı diyorum. ne yapardık? kimin şiirlerinde aşk acısı çekerdik? kimin satırlarını sevdiğimize gönderirdik?

iyi ki doğmuş. iyi ki benim dilimde konuşmuş.