bugün
- trt de memesi gözüken kadın29
- magicovento13
- taksim'e ekran dikip kuran yayınlamak13
- albay kemal sözlükten atılsın kampanyası16
- türkiye cidden almanyadan daha iyi13
- porno setlerinde yaşanan vicdansızlıklar8
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız19
- diyanetin bütçesi emekliye dağıtılsın9
- devletin imanı arttıkça aklı azalır8
- bütün sokak köpeklerini tehlikeli sanmak18
- icardi190521
- dünyanın patlama ile oluştuğuna inanmak20
- üstteki yazar tarzında entry gir14
- mfö'nün en güzel şarkısı12
- nihavend longa28
- neden evlenmiyorsunuz23
- bulunduğunuz yerin hava durumu11
- sözlükte belindeki kemer olunacak kızlar10
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı25
- ismet gurbuz 202414
- jose mourinho63
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği14
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması12
- albay kemal14
- sözlükçülerin albay kemal'e bok atma sendromu8
- anın görüntüsü10
- okan buruk12
- aleyna tilki10
- fenerbahçe12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur16
- sözlükteki islamcılara alınması gereken önlem12
- 90 lı yıllara dair akılda kalanlar9
- gratis indirim günü kavgaları18
- yaşlılık belirtileri9
- true nickli yazar10
- kova burcu erkeği9
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız22
- sözlüğün en iyi 10 yazarı22
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi9
- zalbert'in karşısında dans etmek8
- sözlük erkeklerinin şımarık laubali tipler olması17
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba13
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür11
- türkiye de intihar vakalarının artması9
- ismail kartal duruşu8
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
- şimdiye kadar duyulan en güzel iltifat10
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir10
- neden sevgilim yok10
- insanı zengin hissettiren şeyler19
mustafa kemal'in ölümünden hemen sonra türkiye'de başlayan bir nazi hayranlığı, ikinci dünya savaşına doğru düpedüz cilveleşmeye, hatta gayrimeşru bir ilişkiye dönüşmüştür. bizlere, türkiye'nin ikinci dünya savaşında tarafsız kaldığı söylenirdi ilkokulda. sonradan farkına vardık ki, nazilerle cilveleşen ülkemiz pek de tarafsız kalmamış o dönemde.
mustafa kemal'in ölümünden sonra, adım adım ikinci dünya savaşına sürüklenmekteydi dünya. türkiye'nin ise hemen yanıbaşında olan birtakım olaylara tarafsız yaklaşması imkaansızdı. elbette 1939 yılında, sanayileşmiş almanya'dan alınan 150 milyon reichmark kredinin bir karşılığı olacaktı. sonrasında 1941'de imzalanan dostluk ve saldırmazlık anlaşmaları devreye girdi. naziler ikinci dünya savaşında, riskleri azaltmak için, sovyetlerin dibindeki bu tazecik ülkeyi tavlamışlardı. 1942'de ise şükrü saraçoğlu önderliğinde, tam da nazi almanyasının fikriyatına uygun olarak, gayrimüslüm halktan varlık vergisi alınması, veremeyenlerin ise tıpkı 1915'lerdeki gibi sürgüne gönderilmesi kararlaştırıldı. aynı dönemde almanya'nın, kullandığı silahlar için ihtiyaç duyduğu krom madeninin, şu anda türkiye'nin sayılı zenginlerinin babaları ve dedeleri tarafından karşılandığı da bir gerçektir. tabi ki giderek artan bu nazi hayranlığı, cilveleşmenin ötesine çıkmakta, halka karşı da yansıltılmaktaydı. açıkça olmasa da, dolaylı yollardan halka açıklanmaktaydı bu aşk. cumhuriyet gazetesi ve nadi ailesi buna örnektir.
savaşın kızıştığı dönemlerde ise boğazlardan karadeniz'e geçen alman denizaltıları sovyetleri şaşkına uğratmıştı. fakat baştakiler, bu ikiyüzlülüğü inkar etmekte kararlılardı. çünkü almanlar'a ne kadar yardım etseler de, 1. dünya savaşındaki akıbeti yaşamak istemiyorlardı. bilindiği üzere, 1. dünya savaşında da aynı politikayı sergileyen osmanlı, bunun faturasını ağır bir şekilde ödemişti.
yurtiçinde de hayranlıkla izlenen nazi soykırımları, ülkemizdeki faşistleri de kurtlandırmaya yetmişti. almanların yaptığı soykırım meşru gösterilmek istendi. dünyanın içinde bulunduğu bu kaosun içresinde, yapacağı herşeyi kar olarak düşünen zihniyetler de ülkemizdeki azınlıklara ve ''komünistlere'' karşı harekete geçtiler. o dönem ülkemiz faşistlerinin başını çeken nihal atsız ve takipçileri, ankara ulus meydanında sabahattin ali'nin kitaplarını yakma eylemi gerçekleştirdiler. sonrasında sabahattin ali, faili meçhul bir cinayete kurban gitti.
savaşın bitiminde, nazilerle olan cilveleşmeleri sovyetler tarafından bilinen ülkemiz, sosyalist güçler tarafından düşman ilan edildi. fakat savaşın yaralarını sarmaya çalışan bu ülkeler, türkiye'den alınacak intikamın peşine düşmediler. sadece siyasi alanda türkiye'nin yolunu kesme eylemlerine giriştiler. bu yüzdendir ki avrupa birliğinin eski sosyalistleri, türkiye'ye olan nefretlerini her platformda dillendirmişlerdir.
mustafa kemal'in ölümünden sonra, adım adım ikinci dünya savaşına sürüklenmekteydi dünya. türkiye'nin ise hemen yanıbaşında olan birtakım olaylara tarafsız yaklaşması imkaansızdı. elbette 1939 yılında, sanayileşmiş almanya'dan alınan 150 milyon reichmark kredinin bir karşılığı olacaktı. sonrasında 1941'de imzalanan dostluk ve saldırmazlık anlaşmaları devreye girdi. naziler ikinci dünya savaşında, riskleri azaltmak için, sovyetlerin dibindeki bu tazecik ülkeyi tavlamışlardı. 1942'de ise şükrü saraçoğlu önderliğinde, tam da nazi almanyasının fikriyatına uygun olarak, gayrimüslüm halktan varlık vergisi alınması, veremeyenlerin ise tıpkı 1915'lerdeki gibi sürgüne gönderilmesi kararlaştırıldı. aynı dönemde almanya'nın, kullandığı silahlar için ihtiyaç duyduğu krom madeninin, şu anda türkiye'nin sayılı zenginlerinin babaları ve dedeleri tarafından karşılandığı da bir gerçektir. tabi ki giderek artan bu nazi hayranlığı, cilveleşmenin ötesine çıkmakta, halka karşı da yansıltılmaktaydı. açıkça olmasa da, dolaylı yollardan halka açıklanmaktaydı bu aşk. cumhuriyet gazetesi ve nadi ailesi buna örnektir.
savaşın kızıştığı dönemlerde ise boğazlardan karadeniz'e geçen alman denizaltıları sovyetleri şaşkına uğratmıştı. fakat baştakiler, bu ikiyüzlülüğü inkar etmekte kararlılardı. çünkü almanlar'a ne kadar yardım etseler de, 1. dünya savaşındaki akıbeti yaşamak istemiyorlardı. bilindiği üzere, 1. dünya savaşında da aynı politikayı sergileyen osmanlı, bunun faturasını ağır bir şekilde ödemişti.
yurtiçinde de hayranlıkla izlenen nazi soykırımları, ülkemizdeki faşistleri de kurtlandırmaya yetmişti. almanların yaptığı soykırım meşru gösterilmek istendi. dünyanın içinde bulunduğu bu kaosun içresinde, yapacağı herşeyi kar olarak düşünen zihniyetler de ülkemizdeki azınlıklara ve ''komünistlere'' karşı harekete geçtiler. o dönem ülkemiz faşistlerinin başını çeken nihal atsız ve takipçileri, ankara ulus meydanında sabahattin ali'nin kitaplarını yakma eylemi gerçekleştirdiler. sonrasında sabahattin ali, faili meçhul bir cinayete kurban gitti.
savaşın bitiminde, nazilerle olan cilveleşmeleri sovyetler tarafından bilinen ülkemiz, sosyalist güçler tarafından düşman ilan edildi. fakat savaşın yaralarını sarmaya çalışan bu ülkeler, türkiye'den alınacak intikamın peşine düşmediler. sadece siyasi alanda türkiye'nin yolunu kesme eylemlerine giriştiler. bu yüzdendir ki avrupa birliğinin eski sosyalistleri, türkiye'ye olan nefretlerini her platformda dillendirmişlerdir.
tanklarını türkiye'den geçirmek isteyip geçiremeyen * nazilere kur yapma(?!) eylemi.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar