bugün
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur18
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi13
- keyiflenmek için ne yapıyorsun12
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak26
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı9
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi13
- 99 098 146 tl satılan saat12
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi21
- magicovento31
- atatürkün mason localarını kapattırması15
- atatürk'ün kuran'ı kerim'i tercüme ettirmesi11
- son 22 yılın özeti20
- ahmet uğurlu8
- d varank21
- uzun entry giren erkek10
- ayak fotosu isteyen yazarlar9
- albay kemal18
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün12
- davaciyimbe8
- zalbert ramstein den alt dudak almak8
- atatürk'e iftira atmak8
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır17
- kadınların erkeklerden üstün olduğu konular20
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz24
- 122112as8
- israilin kurulmasına kimler öncülük etti16
- üçten fazla dövmesi olan kız9
- hoşlandığı erkek tezgahtar çıkınca ağlayan kız8
- sözlükteki cemaatçiler listesi9
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması12
- zenci erkekler neden ilgi görüyor9
- afganistana vizelerin kaldırılması17
- kadınlara vajinalı demek11
- fenerbahçe19
- japonya'nın yarısı kürtlerindir18
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması13
- akp döneminde kürtlerin asimile olması12
- kemalizm27
- kavga etmek isteyen kadın8
- müge anlı daki 18 yaşındaki lamia13
- icardi190511
- bu gece intihar edeceğim77
- siklememe sanatı8
- trt'nin osmanlı dizileri26
- her canlı şeyi sudan yarattık11
- bütün pitbullar uyutulmalı20
- rte'nin artık fenerbahçeli değilim açıklaması8
- pipisine tapılan adam16
insanların karakterlerinin zor anlarda kendisini ortaya koyacağına dair fıkrası, hala geçerlidir.
tarihler uygun olmasa da, fıkraya göre, timur'un filleri akşehir'de bahçelere girip büyük zararlar vermekteymişler. ahali hocaya bir çare bulması için ricacı olmuş. o da, toplanıp timur'un huzuruna birlikte çıkalım ve filleri geri çekmesini isteyelim demiş.hep birlikte yola revan olup timur'un huzuruna çıkmışlar. timur hocaya ne istediğini sormuş. hoca da, "arkamda gördüğünüz ahalinin bir derdi var hakanım" demiş. timur, "ne ahalisi arkanda kimseyi görmüyorum" deyince hoca arkasına bakmış ve ahalinin korkup kendisini timur'la başbaşa yalnız bıraktığını anlamış. timur, "eee hoca söyle bakalım neymiş dertleri" diye sorunca, hoca, kendisini yalnız bırakan ahaliyi cezalandırmak veya korktuğu için "hakanım, ahali fillerinizi öyle çok sevdi ki, beş on tane daha fil göndermenizi dilerler" demiş.
tarihler uygun olmasa da, fıkraya göre, timur'un filleri akşehir'de bahçelere girip büyük zararlar vermekteymişler. ahali hocaya bir çare bulması için ricacı olmuş. o da, toplanıp timur'un huzuruna birlikte çıkalım ve filleri geri çekmesini isteyelim demiş.hep birlikte yola revan olup timur'un huzuruna çıkmışlar. timur hocaya ne istediğini sormuş. hoca da, "arkamda gördüğünüz ahalinin bir derdi var hakanım" demiş. timur, "ne ahalisi arkanda kimseyi görmüyorum" deyince hoca arkasına bakmış ve ahalinin korkup kendisini timur'la başbaşa yalnız bıraktığını anlamış. timur, "eee hoca söyle bakalım neymiş dertleri" diye sorunca, hoca, kendisini yalnız bırakan ahaliyi cezalandırmak veya korktuğu için "hakanım, ahali fillerinizi öyle çok sevdi ki, beş on tane daha fil göndermenizi dilerler" demiş.
aşkla alakalı nükteleri olmayan veli.
nasreddin hoca ya sormuşlar, evlilik ne demek hocam(?)
- Gündüzleri çifte hırlama, geceleri çifte horlama(!)
nasreddin hoca ya sormuşlar, evlilik ne demek hocam(?)
- Gündüzleri çifte hırlama, geceleri çifte horlama(!)
en son erol büyükburcun kılığına girdiği tarih büyüklerimizden güldürürken acaba kafada gülsemmi gülmesemmi izlenimi bırakan tarihin halı hazırda torunlarımız bile sevip sayacağı hayran olduğum insan.
Nasreddin Hoca bir gün yolda giderken, bir alay don yıkayan avrata rastlamış. Avratlar hocayı görünce, a.....ı açmışlar. "Hoca, buna ne derler?" demişler. Hoca da "A.!" demiş. Avratlar, "Hey Hoca, bilemedin! Buna, garipler meşhedi (mezarı) derler" demişler. Hoca gidip s...ni bir eski bez parçasına sarmış, bir yonkucuk (çamaşır yıkama taşı) üstüne koyup gelmiş. Avratlar "Hay Hoca, bu nedir?" demişler. Hoca "Garipler ölüsüdür. Yerine koyalım" demiş. Birisi razı olmuş. Hoca tam yerleştirirken avrat Hoca'nın taşaklarını tutmuş, "Ya bunlar demiş. Hoca da demiş ki: "O garibin oğlancıklarıdır. Makbere (mezara) beraber gelmişlerdir".
murat bardakçı - osmanlı'da sex
murat bardakçı - osmanlı'da sex
Bir gun Hoca sallana sallana yolda yururken, biri arkadan ensesine kuvvetli bir tokat atar. Hoca neredeyse yere dusecek. Hoca hiddetle,
-Ne curetle vuruyorsun!
Genc adam, biraz ukala bir tavirla, kisaca ozur diler. Kucuk bir hata yaptigini, Hoca'yi bir arkadasina benzettigini soyler. Ayrica, Hoca'nin kucuk bir tepeyi dag haline getirdigini belirtir.
Bunun uzerine, Hoca'yi mahkemeye gitmekten baska hicbir sey tatmin etmez. Hoca israrlidir ve genc adamin kabul etmekten baska caresi yoktur. Kadiya giderler.
Kadi her iki tarafida dinler. Ancak kadi genc adamin arkadasi oldugundan, onu muskul durumdan kurtarmanin caresine bakarken, Hoca'yi da yumusatmaya calisir.
-Hoca, hislerini anliyorum. Herkes ayni seyleri hissederdi bu durumda. Simdi ne dersin, bu genc adam kendine bir tokat atsa kabul edermisin.
Hoca bununla tatmin olmaz, israr eder mahkeme yapilsin der.
Bunun uzerine kadi, genc adama 5 kurus ceza verir ve gidip getirmesini soyleyip kursuden iner.
Hoca, genc adamin donmesini bekler. Bir saat gecer, iki saat gecer fakat genc adamdan ses seda yoktur. Mahkeme kapisinin kapanmasina az kalmisken, Hoca kadinin, en mesgul bir aninda ensesine okkali bir tokat atar ve ekler,
-Kusura bakma kadi efendi, daha fazla bekleyemecegim.
Gelirse soyle one, 5 kurusu sana versin.
-Ne curetle vuruyorsun!
Genc adam, biraz ukala bir tavirla, kisaca ozur diler. Kucuk bir hata yaptigini, Hoca'yi bir arkadasina benzettigini soyler. Ayrica, Hoca'nin kucuk bir tepeyi dag haline getirdigini belirtir.
Bunun uzerine, Hoca'yi mahkemeye gitmekten baska hicbir sey tatmin etmez. Hoca israrlidir ve genc adamin kabul etmekten baska caresi yoktur. Kadiya giderler.
Kadi her iki tarafida dinler. Ancak kadi genc adamin arkadasi oldugundan, onu muskul durumdan kurtarmanin caresine bakarken, Hoca'yi da yumusatmaya calisir.
-Hoca, hislerini anliyorum. Herkes ayni seyleri hissederdi bu durumda. Simdi ne dersin, bu genc adam kendine bir tokat atsa kabul edermisin.
Hoca bununla tatmin olmaz, israr eder mahkeme yapilsin der.
Bunun uzerine kadi, genc adama 5 kurus ceza verir ve gidip getirmesini soyleyip kursuden iner.
Hoca, genc adamin donmesini bekler. Bir saat gecer, iki saat gecer fakat genc adamdan ses seda yoktur. Mahkeme kapisinin kapanmasina az kalmisken, Hoca kadinin, en mesgul bir aninda ensesine okkali bir tokat atar ve ekler,
-Kusura bakma kadi efendi, daha fazla bekleyemecegim.
Gelirse soyle one, 5 kurusu sana versin.
eşeğe tersten binip düz tecavüz etmiştir.
anadoludaki tüm fıkraların kendisinin zannedildiği ünlü türk fıkra kahramanı...
(bkz: nasrettin hoca/#19312253)
güldürürken düşündüren düşündürürken öğreten hocamızdır.
sivrihisarda bir dinlenme tesisi.
hocaların hocası, fıkraları ile günümüzde bile kulakları çınlatılan nevşehirli efsane.
kadı bi'gün sorar;
-hocam kaç yaşındasın?
hoca;
''40'' der.
kadı;
-insaf hoca beş yıl önce de 40 demiştin.
hoca kapağı kapatır.
''adalet ve hukuk benim sözlerim üzerinde yükselir.5 yıl önce ne dediysem şimdi de onu söylüyorum''
-hocam kaç yaşındasın?
hoca;
''40'' der.
kadı;
-insaf hoca beş yıl önce de 40 demiştin.
hoca kapağı kapatır.
''adalet ve hukuk benim sözlerim üzerinde yükselir.5 yıl önce ne dediysem şimdi de onu söylüyorum''
eskişehir sivrihisar ilçesine bağlı hortu köyünde doğmuştur. babası bu köyde imamlık yapmıştır. nasreddin hoca da gençlik yıllarında imamlık yapmıştır. daha sonra eğitim için dönemin eğitim merkezi konya akşehire gitmiş ve oraya yerleşmiştir. doğduğu köy olan hortu köyünün adı nasreddin hoca köyü olarak değişmiştir.
neşe alimliğinin dünya durdukça yaşayacak alimidir.
Türk mizah sanatının en eski örneklerinden sayılan Nasreddin Hoca öykülerinin yüzyıllar öncesinden kalan ilk versiyonlarında, ana tema cinselliktir. Nasreddin Hoca üzerine çalışan araştırmacılar, ilk dönem öykülerindeki cinselliği halk düşünce ve felsefesinin gerçekçi ve sınırlama konmamış bir ürünü olarak niteliyorlar. Bu şekilde öykülerin kaydedildiği ve 16. yüzyıldan kaldığı sanılan elyazmalarından biri, Hollandanın Groningen Üniversitesi Kitaplığında (Cod. Gron. a g 8) saklanıyor. Yazmada bulunan 75 öyküden bir kısmı, cinsellikle ilgili. Metin ilk kez, K.R.F. Burill tarafından bilimsel bir dergide, orijinal dili ve bugünün Türkçesine uyarlamasıyla birlikte yayınlanmıştı (Archivum Ottomanicum, Tomus II, Anno 1970). Günümüzde de rahatça anlaşılabilecek bir dille yazılmış olan bu fıkraların bazılarını, çok küçük değişiklikler yaparak veriyoruz:
*
Nasreddin Hoca, bir gün Sivrihisarda vaaz ederken demiş: Müslümanlar, bu Sivrihisarla Karahisarın havası birmiş. Dinleyenler, Neden? demişler. Hoca, cevap vermiş: Orada da s ..e t ..m beraberdi, gördüm ki burada da beraber.
*
Nasreddin Hoca, bir gün vaaz ederken demiş: Müslümanlar, varın Tanrıya şükredin ki, g ü alınlarınızda yapmamış. Eğer alınlarınızda olsaydı, hergün yüzünüze s nız.
*
Favorim
Nasreddin Hoca bir gün minareyi göstererek Şuna ne derler? diye sormuş. Halk, Şehrin s..i demiş. Hoca demiş: Ona uygun g nüz var mı?.
*
Nasreddin Hoca bir gün, mescide varmış. Tesadüf, kısacık kaftanıyla ön safta yer bulmuş. Rükûda ardından t rı gözükmüş. Bir herif sıkıca tutmuş. Hoca da imamın t rını tutmuş. Đmam demiş: Hey, neylersin demiş. Hoca da demiş ki: Neyliyeyim, ben sizi t k karışma oynar sanırdum.
*
Nasreddin Hoca bir gün yolda giderken, bir alay don yıkayan avrata rastlamış. Avratlar hocayı görünce, a ..ı açmışlar. Hoca, buna ne derler? demişler. Hoca da A.! demiş. Avratlar, Hey Hoca, bilemedin! Buna, garipler meşhedi (mezarı) derler demişler. Hoca gidip s ni bir eski bez parçasına sarmış, bir yonkucuk (çamaşır yıkama taşı) üstüne koyup gelmiş. Avratlar Hay Hoca, bu nedir? demişler. Hoca Garipler ölüşüdür. Yerine koyalım demiş. Birisi razı olmuş. Hoca tam yerleştirirken avrat Hocanın taşaklarını tutmuş, Ya bunlar demiş. Hoca da demiş ki: O garibin oğlancıklarıdır. Makbere (mezara) beraber gelmişlerdir.
*
Nasreddin Hocaya bir gün iki avrat gelmiş. Birisi demiş: Efendi, biz ikimiz bir çanağa bir karanlık yerde işedik. Birimizden sidik, birimizden şirligun (susam yağı) geldi. Hangimizin sidik, hangimizin susam yağı, bilmiyoruz demiş. Hoca da demiş ki: O kolay Gelin, ikinizin de g ne basayım, hanginizden ki küspe çıkar, yağ onundur
*
Nasreddin Hoca bir gün başkasının eşeğini s .ken, hayvanın sahibi çıkagelmiş: Ne yapıyorsun be? Eşeğe bundan hiçbir şey olmaz ama, sen onu kurttan sakla
*
Nasreddin Hoca, bir herife demiş: Şu benim eşeğim kâh hırçınlık eder, yürümez. Ne yapayım? demiş. Herif te demiş: Ben sana bir ot vereyim, her ne zaman yürümüyor, parmağınla o ottan biraz g ne tak demiş. Meğer o ot nişadır imiş. Bir gün Hoca eşeğiyle odundan gelirken eşek yürümemiş. Hemen o ottan biraz g ne parmağıyla takmış. Eşek g .ün acısıyla öyle gitmiş ki, Hoca ardından yetişememiş. Bakmış ki olmuyor, Hoca da biraz o ottan kendi g ne parmağıyla takmış..Hoca da g .nün acısıyla öyle gitmiş ki, eve kadar gelmiş. Eşek bakmış ki ev kapısı açık değil, almış yürüyüvermiş. Avrat, eşeğin ardına düşmüş. Hoca demiş ki: Bre karı, eşeği ko beni tut, yoksa memleketi deldim geçtim demiş.
*
Nasreddin Hocaya bir gün avratı, Ben gelinceye kadar şu oğlana göz-kulak ol demiş. Annesi gidince, oğlan ağlamaya başlamış. Hoca oğlanı dizleri üzerine almış, çocuk Hocanın üzerine işeyince Hoca da oğlanın oğlanın kafasına sıçmış. Bu sırada karısı dönmüş: Bre deli, nedir bu? Bre a ğını s .ğim! Şu kadarcık oğlanın altında kalır mıyım?
*
Nasreddin Hocaya bir gün avratı, Ben gelinceye kadar şu oğlana göz-kulak ol demiş. Annesi gidince, oğlan ağlamaya başlamış. Hoca bakmış ki susmuyor, çocuğun eline s .i vermiş. Bu sırada karısı dönmüş: Bre deli, nedir bu? Bre a ğını s .ğim! Eline bıçak vereyim de elini mi kessin?
*
Nasreddin Hocaya bir gün avratı, Ben gelinceye kadar şu oğlanı avut demiş, gitmiş. Avrat gidince oğlan ağlamış. Hoca bakmış ki olmaz Bir çanakta yoğurt varmış. S ne bulaştırmış, oğlana yalatarak uyutmuş. Avratı gelmiş, Aferin be koca. Şu oğlanı ne güzel uyutmuşsun demiş. Hoca da demiş ki: Behey a ..nı s .ğim! Ben onu uyutuncaya kadar dokuz s.. yoğurt yedirdim. Eğer sana da yedirsem, sen de uyurdun demiş.
*
Nasreddin Hocanın avratı bir gün boş evde a..na bakmış demiş ki: Benim devletim ve saadetim a.! Senin yüzünden bunca saadetlere uğradım, kim bilir daha ne saadetlere uğrayacağım. Derken, Hoca tesadüfen işitmiş. Görmüş ki, hal böyle. Hemen dışarı çıkmış, s ni açmış, Beni türlü belalara uğratan hep sensin! Daha kimbilir ne belalara uğratacaksın diye ağlarken avratı içerden işitmiş, dışarı gelmiş. Görmüş ki Hoca s ni t ..nı açıp durmaz, ağlar. Koca, noldun? demiş. Hoca da demiş ki: Behey a ..nı s .ğim! Ben senin a..nın düğününe gelmedim. Sen benim s min yasına niçin gelirsin? demiş
*
Nasreddin Hoca, bir gün Sivrihisarda vaaz ederken demiş: Müslümanlar, bu Sivrihisarla Karahisarın havası birmiş. Dinleyenler, Neden? demişler. Hoca, cevap vermiş: Orada da s ..e t ..m beraberdi, gördüm ki burada da beraber.
*
Nasreddin Hoca, bir gün vaaz ederken demiş: Müslümanlar, varın Tanrıya şükredin ki, g ü alınlarınızda yapmamış. Eğer alınlarınızda olsaydı, hergün yüzünüze s nız.
*
Favorim
Nasreddin Hoca bir gün minareyi göstererek Şuna ne derler? diye sormuş. Halk, Şehrin s..i demiş. Hoca demiş: Ona uygun g nüz var mı?.
*
Nasreddin Hoca bir gün, mescide varmış. Tesadüf, kısacık kaftanıyla ön safta yer bulmuş. Rükûda ardından t rı gözükmüş. Bir herif sıkıca tutmuş. Hoca da imamın t rını tutmuş. Đmam demiş: Hey, neylersin demiş. Hoca da demiş ki: Neyliyeyim, ben sizi t k karışma oynar sanırdum.
*
Nasreddin Hoca bir gün yolda giderken, bir alay don yıkayan avrata rastlamış. Avratlar hocayı görünce, a ..ı açmışlar. Hoca, buna ne derler? demişler. Hoca da A.! demiş. Avratlar, Hey Hoca, bilemedin! Buna, garipler meşhedi (mezarı) derler demişler. Hoca gidip s ni bir eski bez parçasına sarmış, bir yonkucuk (çamaşır yıkama taşı) üstüne koyup gelmiş. Avratlar Hay Hoca, bu nedir? demişler. Hoca Garipler ölüşüdür. Yerine koyalım demiş. Birisi razı olmuş. Hoca tam yerleştirirken avrat Hocanın taşaklarını tutmuş, Ya bunlar demiş. Hoca da demiş ki: O garibin oğlancıklarıdır. Makbere (mezara) beraber gelmişlerdir.
*
Nasreddin Hocaya bir gün iki avrat gelmiş. Birisi demiş: Efendi, biz ikimiz bir çanağa bir karanlık yerde işedik. Birimizden sidik, birimizden şirligun (susam yağı) geldi. Hangimizin sidik, hangimizin susam yağı, bilmiyoruz demiş. Hoca da demiş ki: O kolay Gelin, ikinizin de g ne basayım, hanginizden ki küspe çıkar, yağ onundur
*
Nasreddin Hoca bir gün başkasının eşeğini s .ken, hayvanın sahibi çıkagelmiş: Ne yapıyorsun be? Eşeğe bundan hiçbir şey olmaz ama, sen onu kurttan sakla
*
Nasreddin Hoca, bir herife demiş: Şu benim eşeğim kâh hırçınlık eder, yürümez. Ne yapayım? demiş. Herif te demiş: Ben sana bir ot vereyim, her ne zaman yürümüyor, parmağınla o ottan biraz g ne tak demiş. Meğer o ot nişadır imiş. Bir gün Hoca eşeğiyle odundan gelirken eşek yürümemiş. Hemen o ottan biraz g ne parmağıyla takmış. Eşek g .ün acısıyla öyle gitmiş ki, Hoca ardından yetişememiş. Bakmış ki olmuyor, Hoca da biraz o ottan kendi g ne parmağıyla takmış..Hoca da g .nün acısıyla öyle gitmiş ki, eve kadar gelmiş. Eşek bakmış ki ev kapısı açık değil, almış yürüyüvermiş. Avrat, eşeğin ardına düşmüş. Hoca demiş ki: Bre karı, eşeği ko beni tut, yoksa memleketi deldim geçtim demiş.
*
Nasreddin Hocaya bir gün avratı, Ben gelinceye kadar şu oğlana göz-kulak ol demiş. Annesi gidince, oğlan ağlamaya başlamış. Hoca oğlanı dizleri üzerine almış, çocuk Hocanın üzerine işeyince Hoca da oğlanın oğlanın kafasına sıçmış. Bu sırada karısı dönmüş: Bre deli, nedir bu? Bre a ğını s .ğim! Şu kadarcık oğlanın altında kalır mıyım?
*
Nasreddin Hocaya bir gün avratı, Ben gelinceye kadar şu oğlana göz-kulak ol demiş. Annesi gidince, oğlan ağlamaya başlamış. Hoca bakmış ki susmuyor, çocuğun eline s .i vermiş. Bu sırada karısı dönmüş: Bre deli, nedir bu? Bre a ğını s .ğim! Eline bıçak vereyim de elini mi kessin?
*
Nasreddin Hocaya bir gün avratı, Ben gelinceye kadar şu oğlanı avut demiş, gitmiş. Avrat gidince oğlan ağlamış. Hoca bakmış ki olmaz Bir çanakta yoğurt varmış. S ne bulaştırmış, oğlana yalatarak uyutmuş. Avratı gelmiş, Aferin be koca. Şu oğlanı ne güzel uyutmuşsun demiş. Hoca da demiş ki: Behey a ..nı s .ğim! Ben onu uyutuncaya kadar dokuz s.. yoğurt yedirdim. Eğer sana da yedirsem, sen de uyurdun demiş.
*
Nasreddin Hocanın avratı bir gün boş evde a..na bakmış demiş ki: Benim devletim ve saadetim a.! Senin yüzünden bunca saadetlere uğradım, kim bilir daha ne saadetlere uğrayacağım. Derken, Hoca tesadüfen işitmiş. Görmüş ki, hal böyle. Hemen dışarı çıkmış, s ni açmış, Beni türlü belalara uğratan hep sensin! Daha kimbilir ne belalara uğratacaksın diye ağlarken avratı içerden işitmiş, dışarı gelmiş. Görmüş ki Hoca s ni t ..nı açıp durmaz, ağlar. Koca, noldun? demiş. Hoca da demiş ki: Behey a ..nı s .ğim! Ben senin a..nın düğününe gelmedim. Sen benim s min yasına niçin gelirsin? demiş
"hacivat ve karagöz neden öldürüldü" filmini izledikten sonra büyük bir hevesle ezel akay'dan filmini yapmasını beklediğim zat. düşünün moğol istilası, aksak timur ve bizim nasreddin hoca. çok iyi bir malzeme olurdu, gerçi yıllar içerisinde artık böyle bir hikayenin yapılmayacağını içime sindirip köşeme çekildim.
şimdi yapılsa bile trt kıvamında ile ortaya çıkar.
şimdi yapılsa bile trt kıvamında ile ortaya çıkar.
durduk yere bir arkadaşımın bana anlattığı güzide fıkrasını siz değerli uludağ sözlük yazar ve okuyucularıyla paylaşmak ihtiyacı hissettiğim şahsiyettir.
"bir gün nasreddin hoca akşehir gölüne gider. elinde her zamanki gibi yoğurt, göle maya çalmaya çalışır. ve beklenmedik olan şey sonunda gerçekleşmiştir. göl maya tutmuştur. hoca tabi neye uğradığını şaşırır ve tabi tadına bakmak için kaşığı göle daldırır ve koca bir kepçe yoğurdu ağzına götürür. tam bu sırada ordan geçmekte olan bir zatı muhterem hocaya sorar: -hocam hocam ramazan ramazan yakıştı mı sana hiç ? yoksa oruç tutmuyor musun? "
hoca da durur mu yapıştırmış hemen cevabı: -ya tutarsam?"
(bkz: komik)
"bir gün nasreddin hoca akşehir gölüne gider. elinde her zamanki gibi yoğurt, göle maya çalmaya çalışır. ve beklenmedik olan şey sonunda gerçekleşmiştir. göl maya tutmuştur. hoca tabi neye uğradığını şaşırır ve tabi tadına bakmak için kaşığı göle daldırır ve koca bir kepçe yoğurdu ağzına götürür. tam bu sırada ordan geçmekte olan bir zatı muhterem hocaya sorar: -hocam hocam ramazan ramazan yakıştı mı sana hiç ? yoksa oruç tutmuyor musun? "
hoca da durur mu yapıştırmış hemen cevabı: -ya tutarsam?"
(bkz: komik)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar