bugün

30 ekim 1922'de tbmm oturumunda bir kanun ve bağlı kararnamelerin geçmesinden bahis açılınca mecliste bir çalkalanma olur ve oturuma m.kemal'ce ara verilir. bir diğer oturumda mustafa kemal aynen şu cümleleri sarf eder:

"burada içtima edenler meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. aksi takdirde, yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir."

açık açık meclis kürsüsünden milletvekillerini tehdit ediyor ilk cumhurbaşkanımız. çok özgürlükçüymüş maşallah.

edit: dikkat! mustafa kemal bu konuşmayı teröristlere değil, daha 2-3 yıl önce vatanı için savaşan gaziler, komutanlar ve milletin has temsilcilerine yapmıştır. vakıayı çarpıtmayın. gözle görülür bir biçimde bir zorbalık dönmüş mecliste.

gözünüzü açın lütfen. ilkokulda size dayatılan pembe gözlüklerinizi çıkarıpta vakıayı bir süzün.
yıllardır bildiğimiz konuşmayı bize yeniden söylüyorlar cumhuriyet filminde bile geçti.
diye denilmesi gerekmektedir.
mustafa kemal'e çok yakışmıştır. tam kendisini yansıtmıştır.
-şimdikiler, bir öcelan ın başını bile almıyorlar ama ne dedi atatürk terörsitlere başınız gidecek dikkat edin dedi!
bilinen bir gerçektir

10 kasımda sözlüğün halini görmek istemiyorum açıkçası

ayrıca mustafa kemal'e kim özgürlükçü dedi ki?

götünü kurtardı lan senin bu adam daha ne yapsın amk..
vatan yeni kurtulmuş,
halk yoksul, bitkin ve cahil.

atatürk artık düzenin değişmesi gerektiğine, egemenliğin kayıtsız şartsız millete geçmesi yönünde görüş belirtmiş. ama bazı kafalar hala padişah derdinde, hilafet derdinde.

hangi padişah?

"ingiliz ve yunan orduları halifenin ordusudur" diyen padişah.

hangi halife?
"ingiliz gemisiyle götün götün kaçan islam halifesi..."

mustafa kemal bazı zındıkların padişah ve halife köpeği olacağını öngörmüş ve peşinen uyarısını yapmıştır.

akabinde de hemen 2 gün sonra saltanat kaldırılmış ve 17 kasımda da hain padişah vahdeddin ülkeden defolup gitmiştir...

işinize gelirse amk.

(bkz: ya sev ya terk et)
yerinde bir tehdittir. hemen hemen aynı tehdidi maaşlarını artırmak isteyen vekillerede yapmıştır. zamanın şartları işte.
istiklal makemeleridir bunun sonucu... yediler canım insanları .

her biri dar ağacında sallandırıldılar.
istiklal mahkemeleri 1920 den beri var ve de vatana hainlik edenler asıldı, bildiğiniz üzere savaş 1922 de bitti!
tarihi ayardır ama meclis kürsüsünde değil.komisyonda verilmiş ayardır.

cahil şakirt;

o konuşma şeriye komisyonunda tabiri caizse komisyonu basmak suretiyle yapılmış bir konuşmadır. konuşmanın nedeni saltanatı kaldırmak istemeyen muhalif vekillerin işi uzatma çabalarına karşıdır.

saltanatın kaldırılması için verilen kanun teklifini bu muhalif vekiller komisyona havale ettirip orada günler süren tartışmalarla işi sürüncemede bırakarak saltanatın kaldırılmasını engellemeye en azından geciktirmeye çalışmışlardır.işte bu çabalara karşı mustafa kemal'in verdiği tarihi ayardır o konuşma.

o ayar sonrası komisyondan geçen tasarı meclisce kabul edilmiş ve saltanat kaldırılmıştır.

saltanatın bir an önce kaldırılması gerekiyordu.çünkü lozan görüşmeleri için batı kendi ifadesiyle hem ankara hükümetini hemde istanbul hükümetini çağırmıştı.amaç ikilik yaratmaktı.bu nedenle meclis, Türkiyeyi yöneten tek hükümetin tbmm'nin seçtiği hükümet olduğunu göstermek zorundaydı.bu açıdan saltanatın uzamadan bir an önce kaldırılması ve batının bu planını bozmak gerekiyordu.

mustafa kemal'de meclisteki hainlikle gaflet arasında gidip gelen bir avuç milletvekilinin emperyalizme hizmet eder mahiyetteki saltanatı koruma gayretlerine izin vermemiştir.çünkü bu bir avuç milletvekili komsiyonda işi saltanattan çıkarıp hilafet din iman mevzularına taşımışlardır.

ayrıca dönemin 1920'ler olduğunu, bu olaydan daha birkaç ay önce bir kurtuluş savaşının verildiğini hatta lozan görüşmelerinin daha başlamadığını düşünürsek savaş halinin hala devam ettiğini unutmamak gerekir.ayrıca söz konusu kişi en şiddetli kurtuluş savaşı mücadelesini dahi meclis kurarak o meclisin çıkardığı kanunlarla yürütmüş bir kişidir.haliyle millet hakimiyeti ve demokrasi fikrini o dönem içselleştirmiş birkaç insandan biridir.

sonuç itibariyle özgürlükten bahsedip saltanatı savunmak gülünç bir çelişki olmuş şakirt kardeş.o yüzden sen sen ol bir daha sağdan soldan duyduğun her lafa mal bulmuş mağribi gibi atlama.sonra böyle kapağı takarlar sana.
kemalist kardeş cehalet ve ilkellik ikna ve telkin ile yapamadığını zorbalıkla yapanların vasfıdır ve ortaçağ'dan gelmedir.

biz burada hadisenin muhtevasını, lozan'ın meclisten nasıl geçtiğini değil, bunun ne üslupla, nasıl bir zorbalıkla, nasıl bir tehditle yapıldığını tartışıyoruz.

meclis kürsüsünden vekil tehdit eden bir insanın 80 yıldır bu ülke insanına nasıl tozpembe bir vasıfla, yalanlarla tanıtıldığının hakikate bakan yüzünü açıklıyoruz.

siz ise bilgi veriyorsunuz. vikipedia ya ulaşabilecek olan herkesin bilebileceği şeyleri.
sözlüğün bütün trollerinin aralarında anlaşarak ilk yazıları yazmayı becerdiği bir olay ile ilgili olan tehdittir. çok uzun ve karışık bir cümle oldu.

özet: kaynak şakirt götü.

ekleme: ne kadar doğru bilemiyorum ama diyelim ki doğruluk payı var. sen o günün meclis koşullarını bugününkiyle mi kıyaslıyorsun? savaştan yeni çıkılmış, bir kısım vatan hainlerinin istiklal mahkemelerinde yargılanıp idam edildiği günlerin ardından gelen meclisten bahsediyoruz. bilmediğinizden değil ya, maksat siz haklı olun.
http://www.izlesene.com/v...r-m-kemal-ataturk/3815183

google nin her yanında saklanmayan konuşmadır.
son sözü oldukça meşhurdur.yani yeni ortaya çıkarılmış bir söylem değildir.

cahil şakirt;

seni tutan mı vardı, varsa vikipediadan yada başka kaynaklardan öğrenip yazsaydın.niye yalan yazıyorsun işin aslını yazmıyorsun.

o sözlerin ne için söylendiğini öğren yaz ondan sonra da görüşünü belirt niye böyle yapmıyorsunda işin aslını gözlerden kaçırmaya çalışıyorsun.

bu senin yaptığın sahtekarlık değilmi ?

açık açık o söylemin saltanatın kaldırılmasını istemeyen bir avuç milletvekiline karşı yapılmış bir tehdit olduğunu yazarsın ondan sonrada saltanatın faziletlerini anlatırsın kendince bizde ona göre cevap yazarız senin yorumuna.

gerçi hem özgürlükten dem vurup hemde saltanatı nasıl savunacaksan o da ayrı bir komedi.

gelelim şu ikna ve telkin konusuna,

malesef düşmana ve haine ikna ve telkin olmuyor. yunani ingilizi fransızı ve bunların işbirlikçisi hain takımını ancak bilek zoru ikna etmiştir.

belirttiğim üzere saltanatı savunan bir cahilin özgürlükten demokrasi kültüründen dem vurması komik bir çelişki oluyor.ya birini ya diğerini savun zira ben kapak takmaktan sıkıldım.
saltanatı savunan kim sallama ve dayatma ustası kemalist ?

ben her ne kadar saltanat karşıtı olsam da(ki ben cumhuriyetçiyim) orada saltanatı savunanlar kişiler bu milletin vekili ve meclisinde çoğunluğuydu.

hadisenin muhtevasına girmemem ise asıl vermek istediğim mesajın önünü kesmemesi içindi. yani içeriği değil, o içeriğin nasıl sunulduğuydu, amaçlıydı, sistematik bir mesajdı, istersen vakıanın esasını anlatan başka bir başlık sen aç. senin keyfine göre yazmıyorum zira. ama hala kemalist kafan vakıanın usul değil esasına takılmış durumda.

oradaki vekiller saltanat taraftarı da olsalar meclisteki iradeleri tehdit yoluyla bastırılamaz. daha nasıl anlatılır bilmiyorum...yani lozan'ı çoğunluk istiyorsa bunu geri çekmek parlamenter sistemin raconudur.
Söz konusu sözler bizzat nutukta geçmektedir ayrıca bir kanun olarak adlandırılanda saltanatın kaldırılması meselesisidir. Yani milletin temsilinin önündeki en büyük engeldir. Şimdi şu görüş savunulabilir halk zaten saltanatı istiyordu denebilir. Mustafa Kemal'in büyüklüğü burada ortaya çıkar o yıllar sonrasından bakarak Osmanlı tarafından kasten cahil bırakılmış halkın göremediğini çok rahat görmüş ve uygulamıştır. Eğer bu sözü söylemese idi zaten devrimci olamazdı.
tehdit değil ayar olması muhtemeldir efendim.
dinsiz ve mason mustafa kemal atatürk ya her şeyi yapar. asar da keser de.*
tarihin tanımı yapılırken her şeyi içinde bulunulan zamaanın etkilerine göre değerlendiriniz der.içinde bulunan zmana göre olması gerekndir yapılmıştır, istiklal mahkemeleri kurulmuştur.bu gün farklı bir durum söz konusu değildir.liderin istemediği adam işsiz kalıp toplum tarafından dışlanmakta hatta hapse atılmaktadır. bu günün şartlerı bunu gerektirmektemidir hayır gerktirmemektedir.iyi düşünülüp tartışılması gerekir.
mustafa suphi yi enver paşa öldürdü gibi iddialarda dolaşmaktadır.
mustafa kemal den hiç hazzetmezdim ta ki bu şakirtler iktidar sarhoşu olduktan sonra bu milletin ne kadar değeri varsa hepsini dizayn etme kaygısına düştüklerinden beri mustafa kemali çok iyi anlamaya başladım.
bu örümcek kafalılar bişeyler öğreniyorlar evet aynen öyle demiş olabilir. o zamanki şartları hep işlerine geldiği gibi göz ardı ediyorlar. unutmayın ki tarih tekerür edebilir ama şartlar hiç bir zaman aynı olmaz.
Bundan 89 yıl önceki durum düşünülmeden, sırf karalamak için çarptırılmaya çalışan dangalak söylemi.
Pembe gözlüğü çıkarıp. Bi yerinize monte etmek vardı ama. Neyse.
özür dilerim, yazdığınız uzun entryleri okumadım. kısaca şöyle söylemeliyim ki, milyonlara insanca yaşama şansı vermiş birini, özgürlük mücadelesinin ne olduğunu bir kez düşünmemiş insanlar yargılamamalıdır. şimdi devam edebilirsiniz.
aradan 90 sene geçmiş değişen bir şey olmadığını gördüğümüz durum..
bütün söyledikleri kaale alınsaydı, bugün vekil maaşları 12 bin türk lirası değil öğretmen maaşıyla aynı olacaktı.
belki bazıları pekeke diye bağıramayacaktı bugün meclisin ortasında.
örnekleri çoğaltabilirim, gerek yok.
ileri görüşlü bir söz daha çıkmış mustafa kemal'den. özetle bu. helal olsun.