bugün

görsel

Bu hikayeyi herkes bilir. izmir'e bir seyahati sırasında; kurtardığı bu güzel şehrin, kordon boyundaki şirin bir evine davet edilir. Evin salonuna şöyle güzelce, Gazi Paşa'ya yakışır şekilde sofra hazırlanır. Dışarısı hıncahınç insan kalabalığı. Halk, meraklı gözlerle kordon boyunca toplanmış, bir ihtimâl Atatürk'ü görürüz ümidiyle beklemeye başlar. Atatürk ve davetliler masaya oturduğu vakit, Vali, orada bulunan hizmetkâra perdeleri indirmesini emreder. O ana kadar neşe içerisinde olan Atatürk, aniden kaşlarını çatar ve;

- Vali bey, dışarıdaki halk acaba bizim ne yaptığımızı sanıyor? Der.

Elbette Atatürk içki içerdi. Bunu kimseden de sakladığı kattiyen görülmezdi. Tabi o an, Vali bey sesini çıkarmaz. Atatürk devam eder:

- Halkın, içki içtiğimizden şüphesi yok. Fakat şimdi masa üstünde kadın da oynattığımızı ve kim bilir daha neler yaptığımızı zannedecekler. içki içmekten başka bir şey yapmadığımızı görmeleri için perdeleri açtırınız!

Yaptığını saklamak riyâkarlığı... Bu Atatürk'ün en dikkat ettiği hususların başında geliyordu. Binaenaleyh, bu kısa anısı dahil, hayatı boyunca yanındakilerle beraber halkını da -yaptığını saklama riyakârlığından- kurtarmaya çalışıyordu.

Ayrıca, denilebilir ki, tek kötü alışkanlığı belki içkisiydi, fakat onu da asırlar evvelki Osmanoğulları gibi dört duvar arasında gizlice içmeyip, tıpkı 1935'de çekilen şu fotoğrafı gibi; halkı önünde halkıyla beraber içiyordu.
sorun değildir. daha önemli olaylar vardır.