bugün

mısır'da ses denince akla iki isim gelir.elbetteki bunlardan birincisi mustafa ismail'dir ikincisi ise ümmü gülsüm'dür.mustafa ismail bir kur'an-ı kerim "kari"sidir.çocuk yaşlarda bir çok makamı ögrenmiş ve karilik hayatı botunca bu makamları kur'an okurken tatbik etmiştir.onu dinleyen sanatçılar makamdan makama muhteşem bir ahenkle atlayışını dinlerken adeta kendilerinden geçiyorlardı.onu dinleyenler kur'anın yeniden nazil oldugu hissiyle dinliyorlar ve heyecanlarına hakim olamıyorlardı ki bir gün onu dinleme şansına sahip olursanız ne demek istedigimi çok iyi anlarsınız.sizi bazen yusuf ile züleyha'nın yanında kapıya dogru koşturur bazende yakup ile birlikte aglatır.
hiç durmadan 8-10 saat kur'an okuyabilen, yapılan hesaplamalara göre ömrünün bir kaç senesini kur'an okuyarak geçirmiş, ardında abdulbasid abdussamed gibi talebeler bırakmış hafız-ı kurra.
http://www.youtube.com/watch?v=LfUmyCiXZx8
Mısırlı kıraat imamı.

Mustafa ismâil Kimdir?
Şeyh Mustafa ismâil 1905'te Mısır'ın kuzeyinde Garbiye ilinde bulunan Mît Gazel köyünde dünyaya gelmiştir. 10 yaşında hâfız olmuştur. Kur'ân'ın yedi kırâatini Şeyh Muhammed Ebû Haşiş'den öğrenmiştir. Ayrıca fıkıh ve tefsîr ilimlerini de öğrenmiştir.

1940 yılında Kâhire'ye gelen Şeyh ismâil, Peygamber Efendimiz (SAV)'in doğum günü vesîlesiyle program düzenlenen câmide Kur'ân okuyacak kurrâ hâfızın gelmemesi üzerine onun yerine Kur'ân'ı kendisi okur. Bu program Kâhire Radyosu'nda yayınlanınca milyonlarca insanla tanışma imkânı bulur. Şeyh Mustafa ismâil Kur'an tilâveti yanında diğer dînî ilimlerle de meşgûl olduğundan Kur'an-ı Kerîm'in meâlini çok iyi anlamıştır.

Mısır'da 1965 yılında düzenlenen ilim gününde hâfızlar arasında Cumhûriyet nişânı'nı ilk alan Mustafa ismâil olmuştur.

Şeyh Mustafa ismâil, Kur'ân harflerini öyle net telâffuz ederdi ki, âdetâ harflerin mahreçleri (çıkış yerleri) görülürdü. Onu dinlerken harflerin nasıl çıkarılması gerektiğini anlayabiliriz. Uzunca bir müddet okumasına rağmen, boşa giden bir perde, vakit doldurmak için yapılmış bir nağme yoktu. Her nağmesi, her perdesi başlı başına bir eser, aynı zamanda mânâya uygundu.

Sesini de çok iyi kullanıyor gerektiği zaman kısıyor, yükseltiyor, tonunu ve rengini ayarlıyor, bunu yaparken de yerine göre ellerini kullanıyordu. Sesinin tonunu ve şiddetini, makâmın seyri ve âyetin mânasına göre ayarlıyordu.

Kur'ân tilâvet ederken makamları gelişigüzel sıralamayıp, âyetlerdeki mânâya uygun nağmeler kullanması, âdetâ yeni nâzil oluyormuş gibi bir intibâ oluşturur.

Kırâat ilmi gereğince âyetleri birkaç def'â tekrar ettiği zaman her tekrârında daha güzel, daha çarpıcı nağmeler kullanırdı.
Peygamber Efendimiz'in Cenâb-ı Allâh tarafından Kur'ân'ın her harfine verileceğini bildirdiği on sevap, herhalde onun okuyuşunda, hem kendi hem de dinleyenler açısından daha da katlanıyordu.
Okurken icrâ ettiği makamlar gösteriyor ki, eğitim gördüğü devirlerde Türk Mûsikîsi makamları ve icrâ tavırları hâkimdi. Zamânımızda "Arap Tarzı" diyerek benimsenilmeyen tipik Arap nağmelerini onun okuyuşunda duymayız. Yörenin, hattâ Mustafa ismâil'in kendine has gırtlak tavrıyla Türk Mûsikîsi'nin makamlarını duyarız. O kadar ki, Hicâz, Karcığar, Rast, Sabâ, Acemaşîrân, Bestenigâr, hem de, mûsikîye âşinâ olanlar bilirler; Bestenigâr makâmının karar perdesinden, dik "re bemol" perdesinde asma kalış yapacak kadar Türk Mûsikîsi. Aslında eski ve maâlesef hepsi vefât etmiş olan Mısırlı hâfızlarda da yukarıdaki özellikler görülür.

73 senelik hayâtı Kur'ân-ı Kerîm'e hizmet etmekle, onu en güzel şekilde okumaya ve okutmaya gayret etmekle geçmiş olan bu mübârek insan, 1978 Aralık ayında vefât etmiştir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)'nin : "Kur'ân okuduğu zaman sesini işittiğinizde Allah'dan korktuğuna, Allâh'ın lûtfuna ereceğine kanâat getireceğiniz kimseler, Kur'ân'ı güzel sesle okuyanlardır", hitâbına mazhâr olmak için bütün gücünü ve ömrünü sarf etmiş olduğu okuduğu Kur'ân-ı Kerîm'den anlaşılmaktadır. Allah ondan râzı olsun ve rahmet etsin. Makâmını cennet etsin. Âhirette de onu dinlemeyi nasîb etsin.
görsel

https://youtu.be/f-LtB6WpyXk