bugün

uzun yıllar şizofreni ile karıştırılmış bu hastalığın bir diğer adı da çoğul kişilik bozukluğudur.. hastalığı genel olarak tetikleyen şeyler bariz ve ağır travmalar olmakla beraber (tecavüz, cinsel taciz, çok sevilen bir yakının ölümü, aile içi fiziksel şiddet vs) bariz olmayan bir takım travmatik yaşantıların da kişinin içinde farklı kimlikler oluşturmaya ittiği bilinmektedir.. bu kişilikler çoğunlukla 2den fazladır.. ana karakter yani host denilen kişilik genelde süperegoyu temsil eder nitelikte uyumlu, pasif, sakin, endişeli ve kuralcıdır.. bu kişiliğin bir takım yaşantılarla başa çıkamadığı durumlarda, genellikle çocuklukta ve ergenlik döneminde yeni kişilikler sırayla türemeye başlar.. bu kişiliklerin kendilerini gerçekten göstermeleri yıllar alabilir, yani 30 yaşındaki bir kadın aniden tuhaf davranışlara bürünüyorsa bu kişilik 30 yaşında ortaya çıkması anlamına gelmez, sadece alter egoların bireyin savunma mekanizmalarının gerçekten zayıf olduğu bir anı kollayıp yakaladıklarını gösterir.. yeni kişiliklerin sayısı 3ten başlayıp 15e kadar çıkabilir.. burada ilginç olan nokta 30 yaşındaki bir kadının içinde farklı isim, ırk, yaş ve cinsiyete sahip bir sürü karakterin bu özelliklerine sadık kalarak varolmasıdır.. yani 6 yaşında beyaz bir kız çocuğu, 14 yaşında bir zenci erkek, 27 yaşında bir avukat aynı anda aynı bedende yaşayabilirler, ve bu kişilikler ön plana çıktığında ana karakter bu kişilerin sesiyle ve jargonuyla konuşmaktadır.. bir diğer nokta da her bir kişiliğin kendisinden önceki hiçbir kişiliği tanımaması ama kendisinden sonra gelenlerin hepsini bilmesi hatta bunlarla kavga etmesidir.. tek bir bedenin farklı ses ve jargonlar kullanarak kendi kendine ama aslında farklı kişiliklerin birbirleriyle kavga ettiği görülebilir.. çoğul kişiliklerin bir tanesi büyük bir sıklıkla çocuktur.. yine büyük bir oranda bir adet karşı cins kişiliği, bir adet uzlaşmacı kişilik bir adet de suçlayıcı/yıkıcı kişilik görülmektedir.. kadınlarda çok daha sıklıkla görülen bu hastalığın tedavisi mümkündür ama geriye nasıl bir kişiliğin çıkacağı konusu tamamen psikyatristin becerisi ve alter kişiliklerin uyumu ile ilgilidir.. psikyatristin uzlaşma adına bir kişiliği seçmesinin de bir önemi yoktur çünkü neticede sadece güçlü , gerçekten güçlü olan kişilik varlığını sürdürebilecektir..

(bkz: ukte doldurmak)
stephen king' e konu olmuş psikolojik bozukluk.