bugün

ilk defa bilgisayar başına oturulduğunda yaşanan garip an. parmak gergin, tık korkutucudur. çünkü ekranda ne belireceği bilinmez. mouse denen aygıta saygı vardır.
şayet mouse kablosu yerinden çıkmışsa bu an dejavu misali defalarca yaşanır, ta ki mouse bozuldu zannedilip çöpe atılmaya teşebbüs edilene kadar.
bundan 12 sene kadar öncesiydi. amcam mahallede hiç denenmemiş bir iş kurmaya kara vermişti evet internet kafe açacaktık. açacaz ama kimse anlamıyor bilgisayardan amcam zeki insan ama çabuk kavradı işi. bilgisayarların ilk geldiği gün hevesle oturdum başına bilgisayar açık bile değil öyle klavye tuşlarında gezdiriyorum elimi yoldan geçenlere hava atıyorum aklım sıra. sonra gözüm o ufak merete takıldı bu ne işe yarıyor lan falan, sanki diğerlerinin ne işe yaradığını biliyormuşum gibi. tabii şimdi kalmadı kafe felan ama ben hala o kafenin bilgisayarlarını kullanıyorum, anlayın ne zor şartlarda yazıyorum sözlüğe.* evet 12 sene önceydi ilk tık. o gün bugündür tıklıyorum, mutluyum.*
(bkz: fifa 97)