bugün

bir yerde uzanır yaşadıklarımı sorgularım. sonra derin bir uykuya yatarım.uyanınca herşeye yeniden başlarım.
alkol alır, yeni tanıştığım bir kızla seks yaparım.
görsel
Bundan daha kötü ne olabilir gibi düşüncelerle daha çok moralimi bozarım, bozulmuşken çok bozulsun.
uyurum, neşet ertaş dinlerim, atıştıracak bir şeyler ararım.
Baskete çıkarım kinimi nefretimi öfkemi üzüntümü toptan çıkartırım her şutta biraz daha hafiflerim her driplingte biraz daha rahatlarım her atışta enerjim yerine gelir sonunda top patlarsa kuş gibi rahatlarım eski ben olarak eve gelirim ve uyurum.
Birşeylerle uğraşıp moralimi bozan şeyi unutmaya çalışırım, birşeyle uğraşmıyorsam bütün gün moralimi bozan şeyi düşünürüm ve yattığım yerde titrerim.
youtube açar avrupa yakası izlerim.
cs go mm.
Youtube’dan komikli dizi video falan izlerim yanında çikolata da varsa tadından yenmez.
Die russ.

Gerçi bu aralar dolar yüksek. Bulgaria'ya geçip orada 2 gece geçirmek daha kolay oluyor.
müzik dinlerim, sigara içerim eğer arabayla ilgili bir işim varsa hallederim yıkarım silerim tozunu alırım lastiklerinin havasına bakarım falan.

böyle anlatınca arabaya sarılıp uyuyasım geldi.
hep boş işler yapıyorsunuz anladığım kadarıyla.

benim hayatım boş işlerle geçiyor fakat sahip olduğum farkındalıkların yarattığı moral bozukluğu hiç dinmiyor.

ben dostoyevski gibi düşünüyorum bu konuda. zaten dibe battıkça dostoyevski kankamın yeraltından notlarını okurum. kendimi bulur çıkarım.
Film izlemeyi tercih ediyorum genellikle. bu dünyadan biraz olsun uzaklaşıp başka dünyalara yolculuk yapmamı sağlıyor.
'' o kadar film izlemişsin ki hayatın ne ile ilgili olduğunu unutmuşsun aptal.'' youth (2015)
Kimsenin görmediği bir yerde müzik dinler ağlarım tabiki.
banyo yaparım. evden dışarı çıkarım. samimi gördüğüm arkadaşlarımın yanına giderim. aklıma gelen yöntemler bunlar.
youtubeden hocaefendilerin vaazlarını açarım
(bkz: https://youtu.be/aqk1rN6s4hI)
-kulaklığımı takıp son ses müzik eşliğinde yürüyüşe çıkmak. bu aktivite hava hafif yağmurluysa tadından yenmez.
-evde kalmak durumundaysam arka fonda arabesk bir parçayla tır simülasyonumda diyar diyar gezmek. zira şu an arabam yok olsa da dert dağıtmak için benzin harcayacak kadar zengin değilim.
-en yakındaki kitapçıya gidip personelden kovulmaya ramak kala bakışları yemeye başlayıncaya dek kitapları incelemek. hayır geziyorum bahanesiyle kitap okumak gibi bir derdim yok sadece kitap kokusu ve o ortam bana kendimi güvende hissettiriyor.
moralimin bozukluğuyla alakalı şarkılar dinler, üstüne dizi izler, son saffadada oyun oynar ve kitap okur yatarım genelde düzelir.
yalnız kalmaya, insanlardan uzaklaşmaya (ki buna en sevdiklerim dahil) çalışırım. sakinleşme sürecine girmem gerektiğini düşünürüm. dinlediğim herhangi bir şarkıya takılır, replay tuşuna karşı hoyrat tavırlar sergilerim. hafızamın belirginleşmeye başladığı andan bu yana yaşadıklarımı düşünmeye başlarım ve bulunduğum moral bozukluğundan daha fazla yaşadığım bir moral bozukluğu anımı hatırladığım an; replay tuşunu pause konumuna getirir, acıktığımı hisseder en kısa zamanda yiyecek bir şeyler hazırlarım. zira bu süreci iştahım felaket şekilde kapanmış vaziyette gıda tüketemeden geçirmişimdir. öyle alelade bir sofra oluşturur, yemeğimi yalnız yemeye gayret gösteririm. yemekte olabildiğince et ya da protein içeren gıdalara ya da birkaç parça mevsim sebzesine yer vermeye çalışırım.
birkaç yudum içip sakinleştikten sonra. gitarımı alır, bir sigara yakar, bir nefesten sonra küllüğe koyarım. sigaradan başka nefes alamadan bitmiş olur. sonra uyurum.
alkolümü alıp müzik dinlerim.
Ağlarım, şuan olduğu gibi.
Geceleri ağlayarak şarkı dinlerim.
Yakınımdakilerin moralini bozarım genelde.
Saga sola sararım amac tadım kactı herkesin kacaın.