bugün

yaşanır yaşanmaz geçmişte kalanmış. aslında hep taze bir yara dizimde. dizim, sol göğsümün altında mı benim? neden hep o zaman aynı yerin kanaması.

miş' li geçmiş acılarımız ortak. erişememenin tarihi. üç kıtaya hükmeden bir neslin torunlarıyız, güzel ellerin hani?

haniymiş annesinin bir tanesi.

miş li geçmiş güzel günleri özlüyorum şimdi.
tren çoktan gitmiş.
sabah olmadan çalmış lanet olası saat,
rüya bitmiş.
umudum umudundan yana, gözlerin ne güzelmiş.
dünyada erkeği tek doğuran canlı denizatı'ymış, ne tuhaf.
içimde umudunu taşıyorum derdim, kaç aylık derdin , gülerdik.

miş li geçmiş acılarımdan çay demledim, sesimin altı kısık.
yansın diye bütün devreleri kalbimin,
yere düşen elmaların kurtlu olduğunu çok geç anladım.

seni çok özlemiş. öyle söyledi, ben dündüm.
yarın asla gelmeyecekmiş.
mişmiş diye bir şey var, kırmızı, soğuk buzlu bir içecek gibi.
gözlerin gibiymiş, öyle gördüm ben, gözlerim öyle kedi.
iyi birisiymiş duydum ben, istemeden sevmiş seni.
arkadaşım söyledi.

ben iyi değilmişim, nasıl mısın iyi misin?
miş li geçmiş acılarımı göstersem öper misin?

sahi anne tükürüğünden ilaç yapılsa, bir milyon satar vallahi.

kesiyorum kesiyorum yeniden çıkıyor yokluğun.
düşünüyorum, öyleyse karum.
ankaralılar bilirler, demek ki mekan ortak.
zaman hepimizin gençlik zamanı gibi.

sahi hiç yaşlanmaz değil mi ölüler?

bir adam bir kızı çok sevmiş. kız dediğin rüya. adı rüya değilmiş ama, ne tezat.
adam yine de rüya dermiş kıza. kimi zaman gül dermiş.

gülse birsel yokmuş daha piyasada, gülse bütün şakaları bir anda türkiye'nin.

adam kızı çok sevmiş. adam ademden gelme, elinde yalancı elma.
kız uzak bir ülkeden ekmek almaya gitmiş, babası almanya'da işçi

adam karum'un artık boş koridorlarında takılı kalmış öylece.
eskisi gibi bir daha,
gülmemiş.
miş'li geçmiş acılar, kimsenin dilini değdiremediği.

acı seven insanları neden anlamıyorum ben.
muş'lu geçmiş askerlik zamanlarımdı sanki. muş çok soğuk muş. -bayılıyorum türkçe'nin bu yeterliliklerine-

telefonda sesi kötü geliyormuş diye bir oğlan çocuğu.
türk askeri, elbet babayiğit ama bir oğlan çocuğu.
gözündeki damla soğuktan donmuş.

kart bitiyormuş, ses gelmiyormuş, "bitti" diyormuş bir nefes karşısındaki kız.
nefes al nefes ver döngüsünde
her türk asker doğuyormuş elbet ama
komutanlar ağlamaya izin vermiyormuş.

miş li geçmişten ne gördük ki yarın ne getir -ecek/-acak.
okunmaya değer yazı dizisi. ama yaşanmaya asla, hapsolmaya asla..
öğrenilmiş olayların verdiği acılardır.
olmuş bitmiş, deymezmiş, ikimize yazık etmiş, elveda demeden gitmiş.*