bugün

muhtemelen insanı derin düşüncelere sevk eden olay.
içime, böğrüme oturur be. Bana yapmayın bunu ne olur bak.
Giderken içimden "gitmekle gidilmiyor işte hayallerin kalır umutların kalır" (aklım kalır aklım) haline bürünürüm herhal ahahah.
Bu görgüsüzlüğü yapacak kişi, eve girene kadar kendisini kırk kere belli eder.. yani benimle bir işi yoktur.. biri, diğerine bunu yapıyorsa, harekete maruz kalan “ben nerede yanlış yaptım, hangi işareti algılamadım” diye hatayı kendisinde aramalıdır.
Bilerek sevdiğim şeyleri alırım ben, ikram edilecek diye ama geçen bir yörede bunun ayıp olduğunu öğrendim.

Asıl ikram etmemek ayıp la.
"Taze miydi, bayat mıydı acaba?" Sorularıyla sizi baş başa bırakır.
kimileri bunu hususiyetle yapmıyor. denyoluklarına veriyorum ve onların kültürel bilmem nesi kulbunu takıyorum tüm iyimserliğimle.
getirdiğimizde gözümüz yok ama getirilenin ortaya konup sunulması racondan dır, adettendir.
misafirin getirdiği yiyeceği sonraya bırakmak abes ve saçma.
daha da gitmem oraya.
Yaa şey bu bizde ayıptır. Misafire değer vermemek gibi görülür. Hediyemizi beğenmedi anlamında. Anammm yeni bişey öğrendim. Hemde sözlükte :/ Allah ' tan öyle samimi arkadaşlarım dışında misafirim yok m yoksa üzülürdüm.
Edilse güzel olur ama çok da karşı tarafı şuydu buydu diye ayıplamam. Sadece dışarda vay hanzo vay diye gülerim.
evin de zaten bok gibi pis.
hiç beğenmedim.