bugün

neye uğradığımı şaşırmış bir vaziyetteydim.
etrafımda ameleler ve leblebiler vardı çok şaşırmıştım.
ağzım yüzüm buruşmuştu.
ne olduğunu daha anlayamamıştım.ama iyi şeylerin olmadığı kesindi.
gökyüzünden gecenin karanlığının kalkmasını bekliyordum.
çorum semalarında uçarken, eski sevgilisiyle uçtuğu anları hatırladı.
kahkahayi patlatti.
aslında o benim yeni sevgilimdi çok unutkanım ve uzakta birşeyler belirdi.
sözlüğe girdiğime pişman oldum, bir gecede günah keçisi olmuştum.
bir hışımla sözlükten çıktım, çalar saatimi iki gün sonranın ikindisine kurdum ve evin ücra köşesinde bir dolaba kilitledim. sanırım deliriyorum.
delirmekten vazgeçti ve eline aldığı çekiç ile kafasına vurmaya başladı.
bir an kapı çaldı.
senin ananı öperim diye cevap verdim.
kapıyı çalan babalarından biriydi.
hemen kapıya yönelip "baba" dedi
-adam hiç istifini bozmadan ule oğlım senin babanın ammıne koyarım ha"dedi
-anladı ki bu gelen de babası değildi.
fakat bu sefer ucuz atlatamamış.
pahalı atlatmıştı. daha doğrusu nasıl atlattığını bilemiyordu. bir an için olsa bile her şeyi unutup osbir çekmeye karar verdi ve perşembe pazarından aldığı yıldız marka boxeri indirerek çavuşa art arda tokatlar atmaya başladı.
kapıda beliren kişiyi gördüğünde çavuşun yüzüde yerdeki kan gibi bembeyaz olmuştu.
sertti soğuktu istanbul a kar yağıyordu.
... Hemen az önce çavuşu tokatlamak için çıkardığı ay yıldız markalı boxerını tekrar giydi. Ardından robdöşambrını üzerine aldı.
Tam cam kenarındaki sallanan koltuğuna geçip viskisini yudumlayacakken telefon çaldı.
Ve arayan...
Rte idi. Acilen o viskiyi bırakmalısın dedi. Hain adam telefonu rte'nin yüzüne kapattı. Rte mesaj atıp "eyy çavuş, sen kimsin ya" dedi.