bugün

yenilebilir oldukları unutulan gıda.
ayrıca aslen arapça'dır.
Bitkilerde çiçeğin yerini alan tohumlu ürüne verilen genel ad. Her bitki, çiçekten sonra genel olarak meyve verir. Bir meyve, genellikle üç bölümden meydana gelmiştir. Meyvedışı, meyve ortası ve meyve içi. Meyvedışı, meyvenin kabuğunu meydana getiren bölümdür. Meyve ortası, asıl yenen bölümdür. Meyve içi de meyvenin tohumunun bulunduğu bölümdür.
allah'ın bozulmasın diye paketleyerek gönderdiğiğini düşündüğüm, türlü tadlarda, paha biçilmez hediyeler..
insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinin ortaya çıkması ile birlikte üzümsü meyvelerin önemi son yıllarda gittikçe artmaktadır. yapılan çalışmalarda bu meyvelerin kardioprotektif (kalbi koruyucu), antikarsiyojenik (kanser oluşumunu önleyici), antioksidant (oksitlenmeyi önleyici) ve antimikrobiyal özelliklere sahip oldukları bildirilmektedir. buna ilaveten diüretik (idrar söktürücü), iltihap önleyici ve kandaki şeker oranını düşürücü etkilerinin söz konusu olduğu bilinmektedir.
yemeklerden önce yenmesi gereken, sindirimi kolay yiyecek.
görsel

görsel
haplardan daha faydalı olan şey. günde 2-3 tane ye bunlardan, hasta olma ihtimalin yok gibi bir şey. ben geç anladım gerçi orası ayrı.
kış aylarında bol bol tüketilmesi gereken yiyecektir ama fazlası kilo aldırır. aman dikkat.
vitamini kabuğundadır.
şuan dolapta hiçbir örneğinin bulunmadığı yiyecek.
son entrysini 4 yıl önce giren ikinci nesil yazar.
türkiye'de iyisinin ihraç edilen veya çok yüksek fiyatla özel alıcılara satılan, kötüsü iç pazarda tüketilen, daha kötüsünden meyve suyu yapılan gıdadır.
bitkinin üremek için geliştirdiği, tohumunun üzerine sardığı besin dokusu. hayvanlara adete rüşvet vererek siz beslenin benim de ürememi ve yayılmamı sağlayın demektedir. ve evet bilimsel olarak patlıcan, biber, domates hatta bezelye ve fasulyenin ayıklanmamış hali de birer meyvedir.
bir bitkinin çiçeklerinden gelişen ve çekirdeği olan şey meyvedir. ama günümüzde ağaçta yetişen tatlı bitki anlamına gelmekte.

aynı zamanda 2. nesil yazar.
yediğimde acıkmama sebep olan yiyecek...
tek çiçeksiz meyve yemiş'tir.

+sizde incir.
Meyve yemek faydadır . Meyve yiyen kişi güçlüdür . Meyve nimettir
--spoiler--
Meyveler pişerken suları yoğunlaşır ve dibe çökmezler.
--spoiler--
Vazgeçilmez bir besin kaynağımızdır. en güzeli elma.
r'yi söyleyemeyen bazı insanların merve deme şekli.
(bkz: merve) *
Pazarda satılan ve her hanede olan bir parça.
pazara her gidişimde beni şaşı eden şeyler. yürürüm bir ileri bir geri de hangilerini alacağımı şaşırır kalırım. sonra eve trabzon hurması, muşmula, hünnap dolu poşetlerle dönerim de "hani elma, ama portakal?" diye bir de evdeki şaşar.
(bkz: merve)
meyve: farsça meve veya mive kelimesinden gelir. geçtiği en eski eser 1300'ler mukaddimetü'l-edeb adlı eserdir.

elma: öz türkçedir. 1070 yılı divan-i lugat-it türk eserinde hem almıla hem alma olarak geçer. moğolca karşılığı elçin kelimesidir.

portakal: italyanca portogallo (portekiz) kelimesinden gelir. ilk olarak 1800'ler kenz-ül iştiha tercümesi adlı eserde portekiz turunç meyvesi olarak geçer.

üzüm: öz türkçedir. -üz koparmak demektir. ilk olarak 1070 yılı divan-i lugat-it türk eserinde üzüm olarak geçer.

kiraz: yunanca kerasi kelimesinden gelir. ilk olarak 1300'ler codex cumanicus eserinde kiras olarak geçer.

armut: farsça urmod-armud kelimesinden gelir. ilk olarak 1070 yılı divan-i lugat-it türk eserinde armud olarak geçer.

kavun: öz türkçedir. uygurca kaynaklarda aslı kağun veya kabun'dur.

karpuz: yunanca karpos kelimesinden gelir. 1300'ler kitabü-l idrak adlı eserde karbus olarak geçer.

muz: arapça mevz veya muz, farsça moz kelimesinden gelir. geçtiği en eski kaynak evliya çelebi seyahatnamesidir.

şeftali: farsça şaftalu (şaft; kaba ve alu; erik anlamındadır) en eski kaynak 1500'ler kitabü-l idrak haşiyesi'dir.

çilek: lisanımıza, çigelek kelimesinin değişimi ile oluşmuştur. çige, meyvenin etli-sulu kısmına verilen addır. 1533 yılı regola del parlare turco adlı eserde çiyalak veya çigelek olarak geçer.

nar: farsça nar-anar-enar kelimesinden gelir. 1341 tezkiret-ül evliya eserinde nar veya enar olarak geçer.