bugün

şimdiki çocukların tadamadığı buz parçası.
dondurmaya gücü yetmeyen çocukların imdadına yetişen dondurulmuş meyve aromalı boyalı su.
en güzeli limonlu olandı. bide poşeti açmadan kırıp ufalarsan meybuzu böle katur kutur yemek daha eğlenceli. zaten poşetini açmak zulümdü rahmetlinin. şimdi yok. çok sağlıksız diye diye tükettiler meybuzun neslini. şimdi algidanın buzparmak mı ne zıkkımsa salak bir şeyi var. parmak yalıyorsun. tadı da iğrenç. o uzun, ince ve bakkalda ki en ucuz şey olan meybuzun yanından geçmez.
yurdum kızlarının sakso merakını gideren soğuk yarrakımsı fakir dondurması.
anneler tarafından sürekli kötülenen buz türü. hiç de görmedim meybuz yüzünden birinin öldüğünü. (bkz: hey gidi günler)
merdiven altı üretilen boyalı renga renk buz.**
kolalısı ve vişnelisi favorim olan renkli buz. bir de bardakta olanı vardı. onu emerken bütün dudağımız ve çevresi boyanırdı. bildiğin boyaydı, zararlıydı ama almamıza hiçbir şey engel olamazdı.
(bkz: magnum vs meybuz)
bir nesil bununla büyüdü.
uğruna misket, taso, sporcu kağıdı turnuvaları düzenlenen emecek.
hala hayatta olan geçen gün yerde çöpünü gördüğüm dondurma.
tadı kötüydü ama o zamanlar hiçbirimizin kararları ve cesareti meybuzun krallığını sarsacak kadar büyük değildi.
çocukluk dondurmasıdır meybuz.
o zamanlar elimdeki parayla kral bir dondurma alabilecekken , bütün paramı verip 15-20 tane meybuz aldığımı bilirim.çocukluğumuzun vazgeçilmezidir.
gel sana bi meybuz ismarlıyımlar vardı.
25bindi emdikçe grileşirdi.
dondurulmuş meyve suyunun paketlenmiş hali.
içinde besleyici hiç bir gıda maddesi barındırmayan sulu boya.
zamanında 10 kuruş olan içimizi soğutan dondurulmuş su.
zamanında cüzi bir miktara satın alınabilen buz. bildiğin buz abi neyine gidip para veriyorsun, anlamadım anlamayacamda bunu yiyenleri.
100 bin liraya satılırdı. şimdinin 10 kuruşu. kolalı favorimdi. bir de mavi olanı vardı, açık mavi. içinde ne vardı hatırlamıyorum ama köpek gibi yerdim. sonra evde yapmayada başlamıştık bunu. o da fena olmuyodu. para yokken gideri vardı yani.
bir tane alınırdı bitince paketi atılmaz evden meyve suyu doldurulurdu. fakirliğinden değil evde beleşe yapmak daha eğlenceli gelirdi. meyve suyu da annenin kaynattığı hoşaf. dolaba konduktan sonra gelip gidip donup donmadığı kontrol edilirdi.

(bkz: aşk)
bir aralar yazın keyiflerindendi.
mahallenin tüm çocuklarını, erkek - kız farketmez, kıpkırmızı dudaklara sahip birer kız çocuğu yapardı. fişneli meybuss versene kadir amçaa( kendisi de rahmetli oldu gerçi, allah rahmet eylesin . bakkalından az sporcu kağıdı (almazdık). bazen göz göze de geldiğimiz olurdu, ama görmemiş gibi , kağıtları tomar tomar cebimize koymamıza izin verirdi ki utanmayalım diye. iyi çocuk olduğumuzu bilirdi. gerçi iyi bi çocuk bunu yapmaz ki la. ha ha. sanırım yine başlıkları karıştırdım. ve " ben bu yazıyı sana yazdım kadir amçaa"
10 sene öncesi gözümün önüne geldi, vay ben neymişim diyorum şimdi.
merdivenaltı imalathanelerinde boya su ve şekerin paketlenerek derin dondurucuda dondurulması sonucu elde edilen dondurmamtırak madde.

nedendir bilmem uğur dündar tınlamadı hiç bu mevzuyu.