bugün
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı26
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- aristoteles'in orta yolu9
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak17
- anın görüntüsü15
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- akrep burcu9
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- patiswiss16
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- bik bik moderatör olsun14
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- akp seçmeni11
- ali erbaş19
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi15
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası8
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- online olup entry girmeyen yazarlar9
Gustavo Taretto'nun sıcacık, güzellik dolu aşk temalı filmidir. sorgulamaları eminim ki sizin de bir köşenizden yakalayacaktır. filmin sonunda ise tatlı bir sürpriz sizi beklemektedir.
Konusu: Martin ve Marina, hayatları çok sakin olan ve yalnız yaşayan kişilerdir. Oturdukları küçük dairelerinde aynı kaderi paylaşmalarına ve apartmanları karşı karşıya olmasına rağmen bir araya gelemezler. Birbirlerini hiç tanımadan ve habersiz yaşayan Mariana ve Martin, Belkide ilişki yaşasaydılar mükemmel bir çift olabilirlerdi...
Buenos Aires'in kalabalığı ve çarpıklığı içinde yaşam savaşı veren iki insanın ilginç öyküsünün anlatıldığı bir film medianeras.
http://www.imdb.com/title/tt1235841/
Konusu: Martin ve Marina, hayatları çok sakin olan ve yalnız yaşayan kişilerdir. Oturdukları küçük dairelerinde aynı kaderi paylaşmalarına ve apartmanları karşı karşıya olmasına rağmen bir araya gelemezler. Birbirlerini hiç tanımadan ve habersiz yaşayan Mariana ve Martin, Belkide ilişki yaşasaydılar mükemmel bir çift olabilirlerdi...
Buenos Aires'in kalabalığı ve çarpıklığı içinde yaşam savaşı veren iki insanın ilginç öyküsünün anlatıldığı bir film medianeras.
http://www.imdb.com/title/tt1235841/
mükemmel bir ispanyol filmi daha. tesadüfen bulduğum ve bulduğum için de kendimi çok fazla şanslı hissettirmiştir.
taştan, metalden, camdan yapılmış, nehirleri, denizleri, gökyüzünü kapatan binaları ve tüm bu koca koca yığınların altında kendilerini arayan iki insanın hikayesi diyebiliriz.
bizim hikayemiz işte, herkes kendinden bir şeyler bulur bu filmde.
taştan, metalden, camdan yapılmış, nehirleri, denizleri, gökyüzünü kapatan binaları ve tüm bu koca koca yığınların altında kendilerini arayan iki insanın hikayesi diyebiliriz.
bizim hikayemiz işte, herkes kendinden bir şeyler bulur bu filmde.
---spoiler---
nehrine sırtını dönen bir şehirden zaten ne beklenebilir ki?
ayrılıkların, boşanmaların, aile içi şiddetin, kablolu kanal sayısındaki patlamanın, iletişim eksikliğinin, umursamazlığın, uyuşukluğun, depresyonun, intiharların, asabiyetin, panik atakların, obezitenin, gerginliğin, güvensizliğin, melankolinin, stres ve hareketsiz yaşam tarzının mimar ve mühendislerin suçu olduğundan adım gibi eminim.
---spoiler---
bu ve bunun gibi güzel tespitlere sıkça rastlanılan izlenilesi film.
nehrine sırtını dönen bir şehirden zaten ne beklenebilir ki?
ayrılıkların, boşanmaların, aile içi şiddetin, kablolu kanal sayısındaki patlamanın, iletişim eksikliğinin, umursamazlığın, uyuşukluğun, depresyonun, intiharların, asabiyetin, panik atakların, obezitenin, gerginliğin, güvensizliğin, melankolinin, stres ve hareketsiz yaşam tarzının mimar ve mühendislerin suçu olduğundan adım gibi eminim.
---spoiler---
bu ve bunun gibi güzel tespitlere sıkça rastlanılan izlenilesi film.
mimarlık okuyan her insanın izlemesi gerekiyor bu filmi. Belki bu sayede dünya daha güzel gözüken bir yer olur.
acayip sevdiğim film. ne kadın çok güzel, ne de erkek çok yakışıklı bu yüzden daha samimi gelmişti bana.
arada denk gelebilecek güzellikte lezzetli film. birazcık dram,birazcık komedi,birazcık romantik. tespitler,yaklaşımlar ve netlik başarılı. bazı sahneler o kadar tanıdık geliyor ki güldüren tarafı bu benzerlik oluyor. izlenmeli herkes aynı keyfi alır mı bilmiyorum ama yinede izlenmeli.
arjantinli yönetmen gustavo taretto 'nun leziz filmi.
--spoiler--
filmin bağımsız hali yer yer bunu süsleyen romantizm soslu tarafı ilgimi çekmedi. çünkü nice böyle örnekler mevcut artık. hani farklılaşmıyor özel bir yer ayıramıyoruz.(bağımsız sinemaya toptan gönül vermiş olsam da) fakat asıl özel bir sayfa açılması gereken iki nokta mevcut. ki bu olgular filmi türdaşlarından çok daha iyi bir film yapıveriyor. birincisi modernizmin, teknolojinin insana getirdiği nevrotik yalnızlık hissi. bunun da kent mimarisiyle biçimlenmiş olması.yani aslına bakarsak, modern yaşam ve onun getirdiği buhransal yalnızlık hissiyatı da yabancı olduğumuz bi mevzu değil. yeni nesil birçok yönetmenin özveriyle ele aldığı anlaşılabilir bir can simidi. ama şu biçimlenme olayı yok mu buenos aires özelinde ele alınıveren. kentin mimarisine plansız yapılaşmaya ve onun yarattığı tümden sevimsizliğe bakınca insanların da can sıkıntısını ve yaşamın bu denli nasıl çekilmez kılınabildiğini anlamlandırmak zor olmuyor. filmin farkı burada yatmakta. ister istemez şu plansız yapılaşma argümanı filmi izlerken ülkemi düşünmeme vesile oldu. buenos aires özelinden yola çıkıp, türkiye'nin bu konuda çok ama çok yol alması gerektiğini düşündüm.
--spoiler--
son derece manidar bir afişinin olduğunu da es geçmeyeyim.
10 üzerinden 7,5!
--spoiler--
filmin bağımsız hali yer yer bunu süsleyen romantizm soslu tarafı ilgimi çekmedi. çünkü nice böyle örnekler mevcut artık. hani farklılaşmıyor özel bir yer ayıramıyoruz.(bağımsız sinemaya toptan gönül vermiş olsam da) fakat asıl özel bir sayfa açılması gereken iki nokta mevcut. ki bu olgular filmi türdaşlarından çok daha iyi bir film yapıveriyor. birincisi modernizmin, teknolojinin insana getirdiği nevrotik yalnızlık hissi. bunun da kent mimarisiyle biçimlenmiş olması.yani aslına bakarsak, modern yaşam ve onun getirdiği buhransal yalnızlık hissiyatı da yabancı olduğumuz bi mevzu değil. yeni nesil birçok yönetmenin özveriyle ele aldığı anlaşılabilir bir can simidi. ama şu biçimlenme olayı yok mu buenos aires özelinde ele alınıveren. kentin mimarisine plansız yapılaşmaya ve onun yarattığı tümden sevimsizliğe bakınca insanların da can sıkıntısını ve yaşamın bu denli nasıl çekilmez kılınabildiğini anlamlandırmak zor olmuyor. filmin farkı burada yatmakta. ister istemez şu plansız yapılaşma argümanı filmi izlerken ülkemi düşünmeme vesile oldu. buenos aires özelinden yola çıkıp, türkiye'nin bu konuda çok ama çok yol alması gerektiğini düşündüm.
--spoiler--
son derece manidar bir afişinin olduğunu da es geçmeyeyim.
10 üzerinden 7,5!
çok tatlı bir film. aşk filmleri içinde ilk 5'e aldım diyebilirim rahatlıkla. hatta bunu ilk 5'e alanı ilk 5'e* alırım.
baştan sona sıkılmadan izlenebilecek bir film. modern insanın ayakkabı kutuları içindeki sıkışmışlığı ve o ayakkabı kutularına açılan pencereler ile değişen bir hayat içerisinde birbirinden habersiz ama birbiriyle özdeş Mariana (Pilar López de Ayala) ve Martin (Javier Drolas)in hikayesi... buenos aires den aldığımız fotoğraf karelerinde kendi şehrimizin çarpıklığı vuruyor yüzümüze... her karesinden inanılmaz keyif aldığım bir film.
-- spoiler --
Medianeras, romantik ögeler barındırsa da ilgiyi bu yönde tutma gayesinde değil.
Gustavo Taretto, çektiği çeşitli kısa filmlerin içerisine Medianeras (Yan Duvarlar) gibi biryapımı eklemeyi başarmış bir yönetmen. Bununla birlikte Taretto, ilk uzun metraj deneyimini Medianeras ile yapmış. Riskli bir hamle olarak tanımlanabilecek bu durum, Tarettonun bilinçli tercihleriyle hakkını vermeyi başarmış diyebilirim.
Film, metropol olarak nitelendirilen kentlerden biri olan Buenos Airesin kapsamlı bir mimari, sosyal ve kentsel eleştirisini barındıran bir bölümle izleyiciyle buluşuyor. Bu bölümde detaylı, çarpıcı ve birçoğunu istanbul gibi bir şehirde yaşayanların da farkında olduğu gerçeklerle karşı karşıya kalıyoruz. Şehirli insanın zaman içerisinde süregelmiş sosyal ve psikolojik problemleriyle birlikte modern çağın içerisinde ortaya çıkan ve buna bağlı olarak tamamiyle içerisinde bulunduğumuz dönemin yaşam şartlarıyla bütünleşik bir şekilde hayatımıza adapte olmuş çeşitli problemler olarak nitelendirebileceğimiz türlü saptamalar söz konusu.
Biz de bu problemlerle kendimizi ve bize ait olan problemleri özdeşleştirirken bir yandan da filmin bize gösterdiği sorunları net bir şekilde içerisinde barındıran iki farklı bireyin filmin eksenine girişine tanık oluyoruz. Girişi romantik öğeler barındıran filmlerle ilgili olarak yapmanın sebebi de işte burada başlıyor. Popüler kültür içerisinde Geek olarak tanımlanan Martin (Javier Drolas)ile tanışıyoruz önce. Grafik tasarım işiyle uğraşan ve filmin başındaki, Buenos Aires ve yerlileriyle ilgili tüm tespitleri kendisinden dinlediğimiz bir karakter olan Martin, yalnızlığı tam manasıyla yaşayan ve arayış içinde olan bir karakter. Sahip olduğu özellikleri ve yaşam tarzıyla, birçok kişinin acıyabileceği bir kişilik. Martin ile birlikte Marianayı (Pilar López de Ayala) da filmin eksenine dahil olarak izliyoruz. Mariananın kendine has problemlerini gördükçe bir yandan da modern, yalnız kadın figürü ortaya çıkmıyor değil. Yıllarını Wally Nerede? isimli bir kitaptaki Waldo isimli karakteri bulmaya adamış ve Martin gibi sevgilisinden ayrılmış, hiçbir mimari eser ortaya çıkarmamış bir mimar.
Medianerasın elindeki en büyük kozlar olan bu iki karakteri, film süresince adeta keşfediyoruz. Bu keşif sırasında karakterlerin ortak özelliklerine, farklı yanlarına ve sosyal ilişkilerine tanık oluyoruz. Gustavo Tarettonun film boyunca ortaya çıkardığı karakter çözümlemeleri bizlerin de her seferinde içerisinde kendimize ait bir şeyler bulmamız nedeniyle değer kazanıyor diyebilirim. Bununla birlikte bu süreç içerisinde izleyiciyi bekleten, karşılaşma anı olarak isimlendirebileceğim anı devamlı erteleyen ancak beklentileri boşa çıkarmayan bir senaryoya sahip.
Sonuç olarak Medianeras, metropoller içerisinde yaşayanların birçok kez aklının bir köşesinden geçmiş olması muhtemel gerçeklerle bizleri karşı karşıya bırakırken, diğer yandan da oldukça değerli çözümlemeler yapıyor. Detaylı ve zekice olarak nitelendirebileceğim senaryosu ve kurgusuyla özgün bir yapım olmayı başarıyor. Bir yandan da Buenos Airesin özellikle mimari açıdan istanbul ile olan özellikleri dikkate değer. Film boyunca tüm yaşananların üzerine finali acele edilmiş hissiyatı uyandırmıyor değil. Yine de oldukça değerli bir yapım olarak bir yere not edilmesi gerekiyor.
-- spoiler --
Medianeras, romantik ögeler barındırsa da ilgiyi bu yönde tutma gayesinde değil.
Gustavo Taretto, çektiği çeşitli kısa filmlerin içerisine Medianeras (Yan Duvarlar) gibi biryapımı eklemeyi başarmış bir yönetmen. Bununla birlikte Taretto, ilk uzun metraj deneyimini Medianeras ile yapmış. Riskli bir hamle olarak tanımlanabilecek bu durum, Tarettonun bilinçli tercihleriyle hakkını vermeyi başarmış diyebilirim.
Film, metropol olarak nitelendirilen kentlerden biri olan Buenos Airesin kapsamlı bir mimari, sosyal ve kentsel eleştirisini barındıran bir bölümle izleyiciyle buluşuyor. Bu bölümde detaylı, çarpıcı ve birçoğunu istanbul gibi bir şehirde yaşayanların da farkında olduğu gerçeklerle karşı karşıya kalıyoruz. Şehirli insanın zaman içerisinde süregelmiş sosyal ve psikolojik problemleriyle birlikte modern çağın içerisinde ortaya çıkan ve buna bağlı olarak tamamiyle içerisinde bulunduğumuz dönemin yaşam şartlarıyla bütünleşik bir şekilde hayatımıza adapte olmuş çeşitli problemler olarak nitelendirebileceğimiz türlü saptamalar söz konusu.
Biz de bu problemlerle kendimizi ve bize ait olan problemleri özdeşleştirirken bir yandan da filmin bize gösterdiği sorunları net bir şekilde içerisinde barındıran iki farklı bireyin filmin eksenine girişine tanık oluyoruz. Girişi romantik öğeler barındıran filmlerle ilgili olarak yapmanın sebebi de işte burada başlıyor. Popüler kültür içerisinde Geek olarak tanımlanan Martin (Javier Drolas)ile tanışıyoruz önce. Grafik tasarım işiyle uğraşan ve filmin başındaki, Buenos Aires ve yerlileriyle ilgili tüm tespitleri kendisinden dinlediğimiz bir karakter olan Martin, yalnızlığı tam manasıyla yaşayan ve arayış içinde olan bir karakter. Sahip olduğu özellikleri ve yaşam tarzıyla, birçok kişinin acıyabileceği bir kişilik. Martin ile birlikte Marianayı (Pilar López de Ayala) da filmin eksenine dahil olarak izliyoruz. Mariananın kendine has problemlerini gördükçe bir yandan da modern, yalnız kadın figürü ortaya çıkmıyor değil. Yıllarını Wally Nerede? isimli bir kitaptaki Waldo isimli karakteri bulmaya adamış ve Martin gibi sevgilisinden ayrılmış, hiçbir mimari eser ortaya çıkarmamış bir mimar.
Medianerasın elindeki en büyük kozlar olan bu iki karakteri, film süresince adeta keşfediyoruz. Bu keşif sırasında karakterlerin ortak özelliklerine, farklı yanlarına ve sosyal ilişkilerine tanık oluyoruz. Gustavo Tarettonun film boyunca ortaya çıkardığı karakter çözümlemeleri bizlerin de her seferinde içerisinde kendimize ait bir şeyler bulmamız nedeniyle değer kazanıyor diyebilirim. Bununla birlikte bu süreç içerisinde izleyiciyi bekleten, karşılaşma anı olarak isimlendirebileceğim anı devamlı erteleyen ancak beklentileri boşa çıkarmayan bir senaryoya sahip.
Sonuç olarak Medianeras, metropoller içerisinde yaşayanların birçok kez aklının bir köşesinden geçmiş olması muhtemel gerçeklerle bizleri karşı karşıya bırakırken, diğer yandan da oldukça değerli çözümlemeler yapıyor. Detaylı ve zekice olarak nitelendirebileceğim senaryosu ve kurgusuyla özgün bir yapım olmayı başarıyor. Bir yandan da Buenos Airesin özellikle mimari açıdan istanbul ile olan özellikleri dikkate değer. Film boyunca tüm yaşananların üzerine finali acele edilmiş hissiyatı uyandırmıyor değil. Yine de oldukça değerli bir yapım olarak bir yere not edilmesi gerekiyor.
-- spoiler --
replikleriyle olsun, müzikleriyle olsun, o güzelim sahneleriyle olsun, verdiği mesajlarla olsun izlenesi filmlerden. hani böyle etraftaki abuk filmlerden bıktığınızı hissedersiniz de önyargıyla başlarsınız ya filme, hah filmin daha ilk 10 dakikasında o düşünceden dolayı pişman hissedebileceğiniz, ''iyi ki'' diyebileceğiniz bir film bu.
Gustavo taretto nun senaryosunu yazıp yönettiği, agorafobik esas oglanla 4 yıllık ilişkisini bitirmiş esas kızın ruh hallerini hissiyatlarını anlatan ve Buanes aires te gecen 2011 yapımı film.hikaye cok tanıdık modern insanın secılmıs yalnızlıgı..içinde bulundugumuz durumu nasıl normallestırdıgımızı harıka bır sekılde anlatmaktadır.fılmın baslangıcı metropollerle ılgılı tasvirde harika..fılmı üç kez izlemıs bulunmaktayım bılıyorum şizofrenık bır durum ama izleyin izlettirin efenım
muhendisler izlesin.
güncel Önemli Başlıklar