doğa ve insanlara çok zararlı olan pet şişeler toplanmıyor da, neden kapakları toplanıyordu. bu mavi kapaklar çok mu kıymetli idi. hayır. pet şişe üreticileri, ürettikleri bu zararlı maddeyi toplamak ve dönüştürmekle yükümlü idiler. ama bunları toplamak, biriktirmek ve dönüştürmek hem masraflı hem de zordu. bu kadar zahmete girmektense, bürokrat ve politikacılarla kol kola girdiler ve bir çare buldular. pet şişe kapağını toplayan, aynı miktar şişeyi toplamış sayılacaktı. öyle ya, ellerinde kapak olduğuna göre, elbette şişesi de vardı !. peki bu kapaklar kime toplatılacaktı. burada ikinci bir oyun devreye girdi. 500 kilo kapak getirilmesi halinde, özürlülere bir adet tekerlekli iskemle verilecekti. böylece hayırsever halkımız, kandırılarak çöpçü gibi kullanıldı. tekerlekli iskemlede payımız olsun diye düşünen insanlar; ceplerine, çantalarına, ev ve iş yerlerine doldurdukları mavi kapakları, daha büyük toplama ünitelerine attılar.

kapaklar buradan üreticiye gitti. üretici bu kapakları çevre ve şehircilik bakanlığına göstererek, aynı miktar pet şişe topladığını beyan etti. hem cezadan kurtuldu, hem de teşekkür aldı. oysa tek bir şişe bile toplanmamıştı. denizler, göller, akarsular, yollar, parklar, bahçeler pet şişeler ile dolmuştu ama ağızlarında tek bir kapak yoktu. üretici, fabrikatör-akıllı iş adamı, çakma piyasadan aldığı en ucuz ve sağlık için zararlı birkaç tekerlekli iskemleyi, basın huzurunda vererek bir övgü de buradan aldı.

(bkz: yanlış bilinen gerçekler)