bugün

batı düşüncesinin duvarlarını yıkan düşünür. batı düşüncesi heidegger'den öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılmalıdır. heidegger öncesinde düşünürler insanı merkeze alan dışsal sorgulamaların izini sürmüştür. heidegger ise insan varlığının içsel sorgulamalarını incelikle örmüştür. heidegger insan varlığını, dünyanın yaşanır olmaya değer olup olmadığı, mevcut kötülüklerden nasıl kurtulacağı gibi sorunların önünde görmüş bir düşünürdür. hakikati varlığın temeline yerleştirmesi batı düşüncesini sonsuza dek değiştirmiştir.
görsel
dilthey, kierkegaard, kant, hegel ve husserl ile ilgilenmiş. özellikle husserl'in fenomenolojisini varlık soruşturmasına uygulamıştır. daha çok führer'ine olan kayıtsızlığıyla eleştirilir. özellikle yanlış hatırlamıyorsam başında bulunduğu üniversitede yapılan ayrıştırmalara göz yummuş ve sessiz kalmıştır. neyse ne. şöyle bir felsefesine bakalım, bizim için kafidir.

bu amcamız varlık sorununu ele almış. anlam olarak da varlığı sınırlamış. peki nasıl? demiş ki, bizim varlığı orada burada değil varoluşta aramamız lazım. soruna varlığın unutulduğundan yola çıkarak başlamıştır. çünkü varlık empirik bir şey gibi araştırılıyormuş. martin amcamız bu durumdan rahatsız olmuş anlayacağınız.

hegel gibi varlığın momentleriyle ilgilenmiyor. doğrudan varlığın anlamı ile ilgili çalışıyor mesela. anlamın kuruluşuna bakıyor. bunun da insanla olan ilişkisine tabii ki.

varlık insanın varoluşunda anlam bulur. insan varlığı anlamanın tek olanağıdır. anlayacağınız üzere felsefesi insan üzerine kuruludur. burada ilginç bir tespit var; heidegger, insanı varlığın yoluna geri getirmek istiyor. diyor ki, bilimler, bilimlere bağlı olanlar varlığı empirik olarak ele aldılar. varlık, varolana varlığı yükleyendir. insan hem varolandır hem de varolmasını düşünen varlıktır. insan soru sorar ve "varlık nedir?" sorusuyla varlığa adım atar. buradaki anlama deneyimlemedir. epistemik bir anlama değildir tabi.

insanın varoluşu dünyanın onayıdır. ben ve dış dünya bir aradadır, ayrılmaz. çünkü insanın varoluşu bu dünya içinde olmalıdır. yani dünyada olmadır, dünya ile karşılaşmadır. dünya ile karşılaşma epistemolojik bir şey değildir, eylem işidir. insanın eylemi dünyayla ilgilidir. insanın, insanın dünyaya yönelik her eyleminde kaygı vardır. pek tabii bu kaygıyı açabiliriz. kaygıyı burada daha çok bir araç olarak kullanıyor heidegger varoluş yolunda. kavramları basamak basamak ele alıyor.

incelenmesi keyif veren bir filozof. eleştirirken bile keyif alınabiliyor.
varoluşcu felsefenin kitabını yazan filozof.
hele şu yok mu:

--spoiler--
Şu düşündürücü çağımızda, daha da düşündürücü olan, bizim hala düşünmüyor olduğumuzdur...
--spoiler--
Hastaliktir. Felsefe eğitiminde kendisinin diğer filozoflara ilişkin bir temel edinildikten sonra okunmasi gerekir. Keza yuksek lisans doktora ogrencileri arasinda Heidegger diye dolaşan hallac-i mansurlar çoktur.
heidegger için (bkz: onur ünlü) den (bkz: beş şehir) filminde şevket ve kedi bölümündeki diyaloglar bir çok kitaptan daha özetleyicidir. insanın amacının ölüme gitmek olduğu ve ölüme kadar anlamlanmak için uğraşması gerektiğini falan anladım biraz da okuyunca.
hitlere desteği tabi ki ilkesizliktir, felsefeye katkısı yadsınamaz ama.
--spoiler--
''Ölüm, her bir bireyin onu bir başkasına geçirme gibi bir olanak olmaksızın kendi başına karşılaması gereken tekil bir deneyimdir.''
--spoiler--
"Es ist weder Stolz noch Eigensinn, sondern allein die Sorge für meine Arbeit. Deren Aufgabe ist mit den Jahren immer einfacher, und das heisst im Felde des Denkens: immer schwerer geworden."
anlaşılması çok zor olan filozof taneciği.
şimdiye kadar bir "beyin kullanmadan konuşmaya çalışma" çabasını hissettiğim kişilik.

20. yüzyılın en büyük şakalarından birisi olsa gerek. çok derin felsefe yaptığı veya bütün alman gençliğini etkilediği falan iddia edilir. nietzsche'den etkilendiğini söylemeye ayrıca lüzum yok. kitaplarında bir şeyi anlatmaya çalışır, ama anlatamaz. cümle kuramaz yani. sonra birileri bunu anlamaz, anlamadığı için herhalde çok derin bir şey söyledi denir. sonra diğeri de anlamaz, birbirlerine ne kadar derin ve kimsenin anlamaması ölçütüne göre çok mükemmel felsefe olduğunu sayıklayıp dururlar.

bir cümlenin "anlamsız" olduğunu söylemek ile bir cümleyi anlamamak arasındaki ayrımı herhalde yapabiliriz. işte heidegger anlamsız konuşmakta, bilinen bir felsefi sorunu çözememekte ve çözemediği için sanırım mazur görülmekte.
rahmetli babaannem gibi deli sigara içmesine rağmen 86 yaşında hayata gözlerini yummuştur. "dil varlığın evidir" diyerek saçma sapan işlere girişmiştir. eşinin ismi elfida'dır. sezen aksu'nun çaldığı "heidegger benimle ol" isimli şarkı aslında ilk defa ona aşık olan elfida tarafından yazılmıştır.
--spoiler--

Düşünme kendisini Varlığa karşı öyle bir şekilde koyar ki, Varlık, obje olarak onun önüne yerleşir ve dolayısıyla tam karşısında durur.

--spoiler--
diyalektik üzerine yazılarını okuduğum filozof. anlaması çok zor olsada bir süre sonra beyni yaksada,

durmak yok yola devam.
bu başlık uplandığında daha tıklamadan gene mi (bkz: amoralist filozof) seslerini işittiğimiz başlık.

buda ters köşe oldu sanırım.

tanım : varoluşcu felsefenin atası, ulu önderi.
Beni haber veren yüce filozof.
görsel

Edit: gerçek bir röportajdan alıntıdır, yani yazıları ben yazmadım.
Bugün ölümünün ardından tam 40 yıl geçen, yani ölümümün 40. Yıl dönümü olan koca filozof, düşünür.

görsel

- varlık ve zaman
- metafiziğe giriş
- düşünmek ne demektir?
- Zaman ve Varlık Üzerine
- Nedir Bu Felsefe?,
- Hümanizmin Özü
- Metafizik Nedir?
- Tekniğe ilişkin Soruşturma
- Bilim Üzerine Iki Ders
- Zaman Kavramı

Bize bıraktığı eserleri. (Türkçede)

görsel




Martin heidegger, felsefenin uzun zamandır yalnızca metafizik ve ontoteoloji olarak varlığını sürdüren bir faaliyet olduğunu, bu yüzden özünden uzaklaştığını, bilimler içerisinde çözünüp gideceğini/gittiğini söyler. Ama düşünme yoluna devam eder.



görsel

Heidegger'in Meßkirch'deki mezarı:

görsel

görsel

(bkz: martin heidegger sözlüğü)
Martin heidegger, kırsal bir kesimde yetişmiş ve özünden hiçbir zaman kopmamıştır. Varlık ve zaman adlı eserinden sonra güney-kuzey amerika'da, avrupa'da, japonya ve diğer birkaç asya ülkelerindeki şöhretine karşın giyiminden konuşmasına dek hala köyünün insanıydı. Bu görenleri oldukça şaşırtırdı. "Kitaptaki adam bu mu?" Diye soran onlarca insan olmuştur.

Üniversitedeyken kendisine şehirden uzak bir yere kulübe yaptı. Ve şehir hayatı ile bağlantısını kesti. Çünkü şehir veya kalabalık insanın kendisine yabancılaşmasına sebep oluyordu. Eşi ve çocuklarıyla o kulübeye yerleşti, odununu kendisi kırar birçok aleti kendisi yapardı. Onu orada ziyaret edebilen tek kişi öğrencisi gadamer idi.

Bilim ve felsefeyi ayrı olarak ele alıyordu. Bu yönden heidegger'in bilim karşıtı olduğu sanılsa da o "benim bilime/tekniğe herhangi bir karşıtlığım yok, sadece felsefe metafizikçilerin ve pozitivistlerin söylediği gibi değil." Gibi bir şey söyleyerek konuya açıklık getirdi bir röportajda.

Ve kendisinin kısmen yanlış ve yarım bıraktığını söylediği işin doğrusunu ve devamını kendisinden sonra bir "düşünür"ün getireceğini ve o kişinin önünde eğildiğini söyledi. Ona düşünür demesinin sebebi felsefenin yöntem ve konusu bakımından artık felsefe olmadığını bu yüzden kendisine de felsefeci derse kendisini de eleştirdiği şeylerle aynı kefeye koyacağını düşünüyordu. O çok daha geniş anlamda düşünmek dedi. Burada düşünmek elbette oldukça ayrıntılı "düşünmek ne demektir" eseri bunu anlamak için yararlı olacaktır.

Öpüyorum heidegger.
Hayallerde kavuştuk.

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel
hayırdır inşallah lan? heidegger falan yönetim temizlik mi yaptı? ne iş?

güzel güzel "dil varolmanın evidir" falan devam...
Descartes'ı fena hırpalayan filozof. Sorunun tatlılığına bak. Yerim, yerim.

görsel

Geçmiş felsefeyle yüzleşirken daha da öpülesi olan düşünür. 4 madde, 4 kazık.

görsel
Nesneliğin (nesnel değil) üzerine yorumları beyin gıdıklayıcı etkide olan filozof.

görsel

Not: bunu okuyorsan öptüm.
Ya ben senin şiir okuyan ağzını yerim.

Heidegger hölderlin'den şiir (heimkunft) okuyor:
http://m.youtube.com/watch?v=4zRTV6gDh3k
görsel
heideggerian kadın-tavlama:



(img:#1147283)
"Şeytan, ruhlarının şeytani olduğundan emin olduğu kimselerle ahitleşir sadece."

görsel