dünyanın adil bir yer olmadığını, 46 kromozoma sahip her insanın bilmemesinin imkansızlığıyle yüzleştiği bir çağın, aynı zamanda herkesin herkesten haberdar olup buna müteakip herkesin herkesten bihaber olduğu gerçeğiyle yüzleşmenin; insanın hayvandan ayrı olamayacağı iddiasının hemen ertesine rastlaması tesadüfün en adi örneği olsa gerek.

her insan doğduğu anda 3-5 kalıtsal özellik dışında tamamen eşit kabul edilebilirse de ilk nefes ile 35 yaş şiirinin anlamlı olduğu yıllardaki nefeste, bu eşitliğin nasıl ve neden toksitlendiğini anlamak gerçekten insan üstü bir zekayı zorunlu kılıyor. hadi tüm bunları delik olup olmadığını önemsemeden cebimize koyalım ve sonra daha kaliteli olduğu halde sadece maddiyatın üstünde ya da statünün altında olmasından dolayı, sırf nasa görmedi diye ''en büyük'' ''en parlak'' kabul edilmeyen bir yıldızın varlığı gibi nev i şahsına münhasır bir varlık ve yalnızlık ve yok oluşla zamanın içinde bir yer kaplayan bu özelliklerin hak ettiği değeri ya da alkışı ya da parayı kim iade edecek bunu tartışalım. iade i itibar mahkemelerinin eksikliğini hangi savcı üstlenecek hangi hakim bir suçlu bulacak bir amaya onu soralım.

çok iyi şarkı söylediği iddia edilenlerin şöhretle daha bir hummalı çalışan tükürük bezlerinin ürettiği salyaları etrafa saçarak söylediği şarklılardan çok daha güzel şarkıları mutfağında kimse yokken söyleyen o kızın, askerde nöbetteyken yanık sesiyle kuşlara insan olmanın tanıtımını sunan o askerin intikamını kim alacak?
daha bir somut örnek verecek olursak https://www.youtube.com/watch?v=-Qu6YlRdrN0 burdaki adamın maddiyetının üstünde olan maddiyatının yetmediği aynı zamanda bir profesr bilim adamı statüsü olmadığı için düşündüğü şeylerin ufak bir izleyici kitlesiyle yetinmesinin intikamını kim alacak?
adaletsizliğin arka ceplerde bir nişan olarak kabul edildiği bir dünyada adalet kelimesinin intikamını kim kimden alacak?