bugün

when saints go marching in şarkısı sütaş reklamında kullanılmıştır.

reklam budur:
http://www.youtube.com/watch?v=HC07oeOlPVw

orjinali budur:
http://www.youtube.com/watch?v=wyLjbMBpGDA
bi o kadar da sempatiktir üstad.

[http://www.dailymotion.co...-johnny-cash-blu_creation]

edit: johnny cash'in yeehihihoho gülüşü de tekrarlanarak izlenesidir.
Çocukluğumun unutulmaz sesidir.Babamın küçük yaşlardan beri dinleterek hafızamıza yerleşitirdiği ve sonrasında ne dinlersem dinleyeyim asla vazgeçemediğim büyülü sestir.Afrika kökenli Amerikan caz sanatçısıdır.Sokaklarda para kazanmak için söylediği şarkılarla başladı ilk başlarda.Sonraları islahevi korosunda deneyim kazandı ve ardından geldiği Chicago'da sesini daha büyük kitlerele duyurdu.Sahnede hem trompet gibi oldukça zor bir enstrumaı büyük bir hakimiyetle çalarken hem de usta yorumculuğunu konuşturması çok özeldir.Özellikle A Kiss To Build A Dream On daki trompet solosu,Ella Fitzgerald ile birlikte seslendirdikleri Summertime benim unutulmazlarımdır.Ayrıca ilahilere kattığı inanılmaz yorumlarda da gözlerinizi kapatıp adeta tanrıyı hayal edebilirsiniz.
http://www.youtube.com/watch?v=8ijzyada1wa
(bkz: lincoln gardens)
bana cazı sevdiren, sevdirmekle kalmayıp trompet aldıran üstadtır. What a wonderful world ve la vien en rose en bilinen en çok bilinen parçalarındandır.
bir ray charles değil.
" What a wonderful " adlı şarkısıyla insanı büyüleyen caz müzisyeni.
Dişlerini göstere göstere şarkı söyleyen üstün yetenekli siyahi sanatçı. Kendisi bir trumpet üstadıdır. Özellikle bayan vokallerle yaptığı düetler müthiştir. Zamanında istanbul'a konser için gelmiştir, ancak konserde verilen yemek sırasındaki çatal-bıçak gürültüsünün kendisine yapılan büyük bir saygısızlık olduğunu söylemiş ve sahneyi terk etmiştir.
hiç tanımasam da o yüzündeki gülümsemesine hayran olduğum keşke babam olsaydı dediğim tipteki bir adam. öyle olmayabilir ancak bana hep hüzünlü bir gülümsemesi varmış gibi geliyor. canını yerim senin louis baba! bugün seni yad edeceğim:

görsel
şarkıda sürekli renklerden, bulutların görünümünden, insanların davranış şekillerinden bahsederken, tüm bir şarkıyı gülümseyerek söyleyebilen görme engelli caz müzisyeni.
what a wonderful world sarkisiyla ve trompet calisiyla insani mest eden insanustu varlik.
aya hiç ayak basmamış olan yanık sesli jazzcı şahıs.
caz severlerin vazgeçilmezlerindendir. Her şeyiyle farklı bir adamdır. yorumu farklı ve kendine özgüdür. 10 numerodur.

http://www.youtube.com/watch?v=PW_AprTQeZQ
gülümseyerek şarkı söylemesi şarkılarını daha da mutluluk verici yapar. keşke hala gülümseyebilseydi.
tam olarak şu saatlerin şarkısını yapmıştır.
http://www.youtube.com/watch?v=CijFd3Zh6ps
(bkz: what a wonderful world)
Amerikalı zenci trompetçi, şarkıcı ve Jazz orkestrası şefi. ”Satchmo” (çanta ağız) takma adıyla bilinir. Çocukluğu New Orleans’ın yoksul semtlerinde geçti. Trompet çalmayı, 13 yaşında girdiği ıslahevinde öğrendi. 1922'de King Oliver’in Creole Jazz Band adlı orkestrasına girdi. 1924'te New York’ta, Fletcher Henderson ile çalıştı. “Hot Five” ve “Hot Seven” adlı toplulukları kurdu. Eski caz anlayışına bağlı kaldı. Trompeti ve boğuk sesiyle müzik dünyasına New Orleans cazını kazandırdı.

Kaynak: http://www.yeniansikloped...rong-louis/#ixzz2OPFTxgKt
(bkz: neil armstrong)
what a wonderful world dışında (bkz: When You re Smiling) gibi harika bir parçaya sahip olan adamdır kendisi.
jazz tarihinin en iyisi, üstad.
baba büyüksün.
animasyon film wall e de Louis Armstrong La vie en rose adlı parçasına yer vermişler. la insan animasyon film de hislenir mi. hisleniyor muş işte.
60lıların 70lilerin siyahi altın vokal adamı. en bilindik şarkısı, what a wonderful world dür.
entry neden girilmez böyle adama ha neden.
buyrun, dinleyin herkese dinletin.
http://www.youtube.com/watch?v=E2VCwBzGdPM
What a wonderful sarkisina bittigim sanatci.