bugün

Arka sırada otuzbir çeken bi Piç vardı onu hic unytmıycam. Otuz bir çekebilmek için pantolonun cebini delmis beynini sktiğim.
Lisede bi tayfa vardi persembe aksam kurtlar vadisini izleyip cuma gunu pardesuleri ve joleli saclariyla okula gelenler.
bizim sınıfta bir tane çocuk vardı, böyle erkek grup olarak toplanınca falan "beyler şu kıza çıkma teklif edin hadi la eglenek ahahasjhfhsfh" diye gezerdik okulda. ama sonunda hiçkimsenin götü yemezdi ama bu çocuk bir şey ortaya atılınca direk yapardı. korkusuzdu, utanma duygusu yoktu, reddedilme duygusu yoktu. kiralık katil gibiydi, emri var hemen yapsın. gidip kıza çıkma teklif ederdi, kızın tepki vermesini beklemeden yanımıza gelir hiçbir şey olmamış gibi davranırdı hepimiz ona bakarken. şu an keşke ben de öyle olsaydım neyim var çekinecek diye düşünüyorum.
o sınıf tavanindaki ayak izini yapan kisilerde biri olarak bende dahil olabilirim. masa üstüne öğretmen sandalyesi onun üstüne sira koyup üstüne cikarak o gizemli olayi bizzat gerceklestirmistik. siniftakiler tarafından kolay hafizalardan silinecegimizi sanmiyorum.* ayrica fotoğrafıda var.
Makyaj aynasıyla ölümüne rimel kalem ruj üçlüsünü süren kızlar. Çıkışa hazırlık yaparlardı.
kızlara artistlik taslayan tip. sınıfın erkekleri genelde bunu sevmez ve arkasından bir ton saydırır. haklılar da tabii.
Tüm sınıfların sigara ihtiyacını karşılayan bir eleman vardı bizim sınıfta baya satardı yani sınıfı tütüncü dükkanına çevirmişti okula işe gelir gibi sadece sigaradan para kazanmak için gelirdi son karşılaşmamızda öğrendim ki okulu bırakıp tütüncü dükkanında çalışmaya başlamış.
Arka dörtlü.*
Hiç unutmam (allah rahmet eylesin) bizim bir müdür vardı sanat Lisesiyle yanyana mudur sanat okulunun öğrencilerinin yanına gidip olum ne salaksiniz dedi öğrenciler niye diyince olum kapı yapıyorsunuz sizi o kapıdan içeri almıyorlar demisti.
Benimdir.
kızlarla daha samimi olan top çocuk.
Herkesi unutabilirim ama hocaları asla. Bunun saçaklısı var, çilesi var, hocacığı var, gestaposu var...
Bu arkadaşın adı Seyfullah oluyor. Lise de Yedikule lisesi. Kendisi ergenliği nirvanasinda yaşayan biriydi. Zaten suratına bakınca mayın tarlası gibi olduğundan bunu hemen fark edersiniz.

Her neyse, bir gün sınıftaki üç kız ve üç erkek şişe cevirmece oynamakta. Bunlardan biriside Seyfullah. Şişe çevrildi ve kızlardan birisi buna su soruyu sordu.

-Haftada kaç kez mastürbasyon yapıyorsun?

Ve cevap:
-Hehe günde kaç diye sorsana.

Kız dönüp kalmıştı öyle. Olay biraz değişik gelebilir ama Yedikule lisesi gibi bir okul ve ergenlik olunca her şey çıkabiliyor ordan inanın.
edebiyat dersimize giren devrimci bir hocaya dersin ortasında "hocam deniz gezmiş vatansevermiydi" diye soran, dersi katleden çocuk.
cemaat evinden gelen efendi dürüst gibi görünen 31ci.
Vücut geliştirirken beynini kaybeden, boyunun kısalığından dolayı da üçgenpeynire dönen bodyci çocuk.
Maç yaparken bizle oynamayıp kızlarla voleybol oynayan yavşak tip. Sonra yanımıza gelip benide alsanıza demesi. Ağzına tepilmelik.
korsan cd'ci veya dvd'ci.

bu bendim gerçi bizim sınıfta.
Gelen geçen Herkesin üzerine atlayarak rararaaaaaaağ yapan bir tip vardır kesin. Ayrıca, Özellikle kapı girişlerinde bekleyerek kankalarına el kol şakası yapmayı sever.
Bizim sınıfta herkesin bıyıklarını kaşlarını alan bir süslü vardı.Ama çok egoistti, biri çağırınca "yoaaa bebeyim parmaklarım yoruldu" derdi. Hiç sevmezdim, hala da sevmem.
derslerden bir bok çakmayan.. açıklamaya kalkınca alakasız birtakım terimleri konuyla alakalıymış gibi anlatan hocalara gelince yağcılıkta sınır tanımayan yeri gelince ders anlatmaya kaldırılan en sinir olduğum insan tipidir...
Yk hastası ayşe ömür boyu sadece ben değil tüm sınıf unutmayacaktır muhtemelen.