bugün

millet öğle arası koşuşturmuştur. kimisi voleybol, kimisi futbol, kimisi basketbol oynamıştır. yaz günüdür de üstelik. biyoloji hocası sınıfa girer.
-bu ne böyle? sınıf ahır gibi kokuyor..
+tam yerine geldiniz o zaman.
hocayı kızdıran ben hocadan şu cevabı alırım
h-çabuk dışardan kapat kapıyı
ö-hocam kapının dış mandalı yok.
hocam fiziğim nasıl? *
hocam psikolojim bozuk *
hocam bedenim yorgun *
hocam mutluluğun resmini çizebilir misizin *
hocam felsefe yapmayın *
hoca okuldan seçilmiş kâfile ile zürih'e gider, dönüşünde bıt bıt bıt kafa siker :

-ya çok gelişmiş çocuklar, binalar falan, doğusunda almanca, güneyinde italyanca, batısında fransızca konuşuluyor, çok adaletli ve iyi bir devlet.

+onlar devlet olmuş ama vatan olamamış hocam.

daha sonra hocanın "bu işler hikaye geyik." tarzındaki laf salatası vs.
öğrenci: neden kendi branşınızı seçmediniz?
öğretmen: ben ingilizceyi daha uygun gördüm kendime; ama sosyoloji mezunuyum.
öğrenci: ama nasıl oluyor o?
öğretmen: boğaziçi mezunlarının öyle bir hakkı oluyor.
öğrenci: gerçekten mi? ama yine de kendi branşınız değil sizin ingilizce. bir de yenisiniz. ****
çoğu hayal ürünü ya da abartıdır.
sert yüzbaşı milli güvenlikçimiz anılarını anlatırken birden bir şeye sınıf güler. ön sıralarda oturan adıyamanlı bir arkadaşa sorar yüzbaşı.***
-ne gülüyorsun oğlum deli misin?
-evet hocam, biraz.
-deliysen bir doktora görün istersen.
-zaten gidiyorum hocam.
-hönk.* *
orta birinci sınıf, dersimiz kimya. 15 tatile girilecek haftadır ve hocalar ders işlememektedir.
yarı bilim adamı olan vekil öğretmen derstedir. yıl boyunca sınıftaki sükuneti sağlayaman hocamız şirinlik olsun diye fıkra filan anlattıracaktır. fıkra anlatmak isteyen var mı diye sorar.. herkes kendi dalgasındadır ve hocaya cevap gelmiz. tekrar sorar cevap yok..bir daha sorunca dayanamaz bizim çip alaattin ve ben der.. kalk tahtada anlat oğlum der ve çip alaattin fıkraya başlar:
bir adam varmış.
ata binince ölüyormuş.
ata binmiş.
ölmüş...

komik olmayan bir fıkraya bu kadar güldüğümüzü hiç hatırlamam..hoca ise ağzını açıp da bişey diyememiştir. saoğalasın alaattin..
çakma sarışınlığıyla meşhur kimya hocası öğrenciler hakkında ileri geri konuşmaktadır.

kimyacı:kız öğrenciler çok süslenip püsleniyor,saçları okul kurallarını ihlal ediyor vs. vs.

dellytecus:bazıları da boyatıyor hocam.

kimyacı:ya... öyle mi?... çok... mu belli oluyor?

sınıf tabi yerlerden toplanır vaziyette!
her zamankinden farklı bir nasihat fizik hocası x ten gelmektedir.
- cocuklar bundan sonra arkadaşlarınızla olan ilişkilerinize çok dikkat edin kanımca, telefon görüşmelerinize falan.. gözüm üstünüzde.
+ hocam sizdemi telekulağa karıştınız.
(sınıfta bayram havası)
9. sınıf ingilizce dersi. hoca sorar yabancı dil bölümü seçiçek olan varmı diye 2 kişi parmak kaldırır. daha sonra hoca sayıyı az bulduğu için başlar konuşmaya:

-çocuklar yabancı dil sandığınız kadar zor değil çalıştığınız zaman başarabilirsiniz. mesala benim ablamın oğlu vardı ingilizcesi hep 5' ti * tabi benim gibi bi teyzesi olunca.

sınıfta ayıp olmasın espri yaptı diye bir kaç kişi gülmeye başlar. sessizlik olunca hoca devam eder:

-tabi böle olunca 10. sınıfta benimde yardımlarım sayesinde yabancı dil seçti. ama nasıl olduysa 10. sınıfın ilk döneminde ingilizcesi 2 geldi.

ve arka sıralardan bir ses gelir:

-tabi senin gibi bi teyzesi olunca. ardından sınıf yarılır.

hocada hemen konuyu değiştirir

-sonra ben onla beraber çalıştım 2. dönem 5 getirdi vs. vs.
lise 2de almanca derslerinden birinde almanca bilenler ile bilmeyenlerin arasındaki fark sebebiyle bilenler derse katılmakta ve hocanın beğenisini toplamakta, kalanlar ise son bir umutla artık sayın hocanın öğretmenlik mesleğinin temel gereğini yaparak öğretmesini beklemektedirler. bu sırada genelde bir arada toplanmış olan bilenler ve bilmeyenler grupları ayrık durmaktadır. bilgisi olmasına rağmen gösterilen tepkiye destek olma amacı ile arkadaşlarını yalnız bırakmamış olan 35lik sallama kafayı sırasına koymuş, kulaklıklarını takmış ve uykuya geçiş yapmak üzeredir. bu sırada hoca almanca kitabından bir metin okutmakta ve telaffuz hatalarını düzeltmektedir. tam bu sırada hoca kafasını 35lik sallamadan yana çevirdiğinde uyuduğunu, üstüne üstlük müzik dinleyerek uyuduğunu farkeder ve bağırır:

-35lik sallama!!!!
+ne var hoca yine bilmiyoruz almanca tamam bee(artık otomatik mesaja bağlamış)
-biraz önce arkadaşının okuduğu en son cümleyi tekrar et ve oradan itibaren oku bakalım!! (35lik' in dinlememesi sebebiyle mal olacağını düşünmüş ve şeytanca bir gülümseme ile bu düşünceyi yansıtmıştır)
+hebele hödö hede hudevedebede.... (cümle unutuldu haliyle *. fakat cümle tamamıyle doğru ve yanlışsız okunmuştur. devam edilecektir ki hoca keser)
-dur!!! tamam güzel okuyorsun. şimdi söyle bakalım biraz önce x ne dediğinde ona kızdım!! (az önce kalınan yerin hiç düşünülmeden ve bekletilmeden tekrar edilmesi ile bozulmuştur fakat çaktırmamaya çalışarak ikinci bir denemede bulunarak x' in yaptığı hatayı sormaktadır.)
+hocam hede' yi hödö diye okudu aslında hede hede diye okunur siz bunu uyardınız.
-.....(tamamen mal olmuştur ve çabaları boşa çıktığı ve hatta karşılığı olumsuz olduğu için suratı abuk bir hal almıştır.)... eee... tamam 35lik sallamacığım benim zekisin.. lisana yatkınlığın da var.. ama bu uyumanı gerektirmez di mi oğlum? (azarlamaya başvurarak kurtulma çabalarındadır) yani...... tamam dinliyormuşsun ama yani uyuma derste. teneffüste uyu olur mu?
+olmaz. (kafayı vurur ve uykusuna devam eder, kulaklığı kulağına yerleştirmeyi unutmadan.)

bunun verdiği hazla 4 derslik süper bir uyku çekilmiştir ve o hoca bir daha asla bulaşamamıştır.
ikinci dönem fizik sınavı yapılmaktadır. alihanın ilk dönem notu 10 üzerinden 2 dir. sınav kağıdı da bomboştur. önünde oturanın 8. önünde oturan yanındakine kopya fısıldamaktadır. bunu duyan hocu müdahale eder.
hocu-kimdi o konuşan.
aliha-bendim hocam.
sınıfta uğultular yükselir.
hocu-kesin sesinizi kağıdınıza bakın.
herkes işinin başına döner.
lisede çok fırlamaydık o zamanlar çok ayar yediğimiz de oldu ama bunu hiç unutamam lan o yüzü sizde görseniz hoca da sizde unutmazdınız.

mekan: sınıf lan nere olcak.
mevsim: yaza yakın nisan-mayıs

olay şöyle cereyan etti; sınıf kaynamış bi durumda fısıltılardan doğan espriler artık kahkahalarla süslenmiş haliyle sınıfta da örtmenlerin istemediği cinsten bir ses çıkmış durumda hep yaparlar ya ilk gözüne gelene ayar vericek işte hoca yakaladı birini aha. tahmin ettiğiniz üzere ben ıhımm şey kem küm.

hoca- kes sesini napıyörsün sen orda?
sosyete- hiiç hocam dersi dinlemeye çalışıyorum. (yalana bak şimdi bişey sorsa bilemiycem)
hoca- en son ne didim söyle bakiim? (aha sıçtık lan, sordu)
sosyete- ıhım öhöm. işte şey hocam söylettirmeyin dinliyoruz işte. (sıçmışım lan resmen)
hoca- bide utanmadan cevap veriyo otur yerine, siz kendinizi benden akıllımı sanıyorsunuz burdan herşey gözüküyor salağa bak!
sosyete- bakıyorum hocam.
hoca- ???!?!?öhöe
.
ergen tesellisi diye tabir ettiğimiz olaylar silsilesi. ne kadar olgunlaşılsa anlatılır da anlatırlır. günde 4x10 set anlatılırsa sağlam ego yapar.

not:he gardaş azıcık maaşıyla günde bilmem kaç saat derse giren hocanın çok sikindesin ilk ve son öğrenciside sensin, senin gibi bilmem kaç bin öğrenci okutmamış o adam/kadın. öğrenmenin geceler boyu bu ayarı nasıl yedim diye düşünüp ağlıyo bide. öff tüm enerjimi emdiniz ergen gerileri.
ayar olmayabilir ama:
z:matematik öğretmeni
key:bendeniz

bendeniz hocamızın sınavda vermiş olduğu soruyu hakkıyla çözmüş lakin hocamız bana 3 puan(!) vermiştir. sınavların kontrol edildiği ders hocaya serzenilir:

key:hocam doğru yapmışın 3 puan vermişsiniz.
z:bi bakiiim. hmm... sen bu soruyu benim istediğim yoldan yapmiyürsün, ondan vermişsim sana anladın mı?
key:tahtada yaparsam ??
z:yaparsan sana yüz vereceğim lan (bkz: lan mı canın sağolsun)
key:vermeyenin ??
sınıf birkaç saniyelik durgunluğun ardından kopar. akabinde hocadam "sirseri" "dürzü" "sen kim oluyorsun" gibi laflar işitilir. olay 2 gün konuşulur. sene sonu zayıf veren hoca küfürlerle anılır. lafı söylediğimle kalırım.

bu da böyle bir anımdır.
milli güvenlik dersi sınavında hoca bi arkadaşın yanına giderek kağıdına bakar.
+kara kuvvetleri komutanlığı deniz kuvvetleri komutanlığı...
-hepsini yazsana kızım o üç nokta ne orda?
+arif olan anlar hocam!
hocalığını bilmeyen hocalara yapılmış eylemdir.

lise 1'di Din dersiydi. Dersi boş biliyorduk biz de sigara içmek için okulun tuvaletine gidip bir sigara yakıp kaçamak kaçamak içmeye başlamıştık. Sonra sınıfa girdiğimizde hocanın da orda olduğunu ve hayli sinirlendiğini gördük :

h:nerdesiniz lan siz?
b:hocam tuvaletteydik.
h:ulan eşşek herifler bu yaşınıza geldiniz bir tuvaletinizi tutamıyorsunuz ayıp size.
b:hocam ne yapalım?
h:anneniz size çişinizi tutmayı öğretmedi mi lan?
b:iyi hocam bir daha vallaha buraya sıçarım.

bu cevap benden nasıl çıktı ama bir an çıktı ağzımdan öyle. sonunda karneye eşşek kadar işlenmiş bir olsa da çok pis ayar verdim hocaya.*
Üniversitede daha ilk haftalarında yaşadığım iki olay
birincisi: Hoca derse geç kaldığından ben bi sigara içmek maksadıyla dışarı çıkıp geri döndüğümde hoca derse girmiştir. kapıya vurup içeri girdikten sonra hoca ile yaşadığım diyalog aynen şöyledir:
hoca: Bizim bir takım önemli işlerimiz olduğundan bazen geç kalabiliyoruz. Siz neden geç kalıyorsunuz.
ben: Bizimde önemli işlerimiz oluyor hocam
hoca: Sizin ne gibi önemli işleriniz olabilirki?
ben: Çişim geldi hocam. Bundan daha önemli iş olurmu?

ikincisi: Hoca hem yakını hemde uzağı görme rahatsızlığı olduğundan iki gözlük vardır ve birini evde unutmuştur o gün.
Hoca:çocuklar miyop gözlüğümü evde unutmuşum o yüzden dersi işlemekte zorluk çekiyorum.
ben: Bende miyopum hocam benimkini kullanabilirsiniz.
hoca: sen ne yapacaksın çocuğum?
ben: Ben zaten dersi dinlemiyorum hocam.
-cocuklar bakin bu bocegin adi blatica germanica
-hocam nerden anliyosunuz ya..
-cocuklar ayagindan tabiki, ayaklar cok onemlidir. sen soyle bakim bu bocegin cinsi ne?
-hocam ben ne bilim, boyle sacma seymi olur nerden anlayim ben? ne alakasiz ders almisiz bilsek secmezdik, ne bocegi, ne ayagi?
-cik disari sakin bi dahada dersime gelme!!
-senin adin ne?
-ayagimdan tanisana pezevenk
lise aramaları sırasında walkman' ine el konulan öğrenci sonraki tenefüste müdür yardımcısının odasında giderek walkman' ini ister.

-evladım velin gelsin sana vermiyeceğim walkman' i
+hocam beni bir walkman için ailemle muhattap etmeyin
**
türkçe dersinde bir gün hoca okuduğumuz kitapları istemiştir. tabi ki kimisi yapmayı unuttuğu için ders de bir kağıda aceleyle yazmaktadır. o an ben de yanımda bir arkadaşla liste halinde yazmaktayım. hoca ben ne olduğunu anlamadan gelir ve arkadaşımla benim kağıtlarımı aldığı gibi çöpe atar. 5-10 dk sonra...
+ çocuklar okuduğunuz kitapların yazılı olduğu kağıtları getirin bakalım.(tabi bizimkiler yırtık bir halde çöptedir.) sizinkiler neden yok evladım?
- hocam çöpte bizimkiler.
+ ne arıyo evladım orda?
- hocam size sormalı az önce aldınız bizim kağıtları.
+ haaa... onlar sizin miydi? söylesenize ben isim-şehir oynuyosunuz sandım.

ve tüm sınıf kopar.
lise sonda, öğrenciler bir sonraki derste girecekleri tarih sınavı için, coğrafya dersindeki hocalarından biraz daha çalışmak için izin isterler. hoca izni verir.
öğrenciler konulara göz atarken, sınıfta volta atan hoca durduk yere öğrencilere bir tarih sorusu sormayı arzular ve olaylar gelişir.

coğrafya hocası: evet arkadaşlar 15. yy osmanlı iç siyaseti ile 16. yy osmanlı iç siyaseti arasındaki fark nedir, söyleyin bakalım!

öğrenciler: ?!&??!
(sınav konusunun osmanlıyla alakası yoktur.)

c.h.: bide siz öğrenci olcaksınız. osmanlı iç siyaseti 15. yy da baskıya, 16. yy da hoşgörüye dayanmaktaydı, yazıklar olsun size.. vs.. vs..

öğrencilerden biri: hocam bende size bir soru sormak istiyorum. 11. yy osmanlı dış siyaseti ile 12. yy osmanlı dış siyaseti arasındaki fark nedir?

c.h.: ee.. şey.. 11. yy da halk mutluydu, refah düzeyi yüksekti, osmanlı çok güçlüydü, vs.. vs..

öğrenci: hocam fazla zorlamayın 11. yy da osmanlı devleti henüz kurulmamıştı..

c.h.: ?!??! dumur

sınıf: puhahahaha
ders kimyadır. yapılan deneyin araç gereçleri gönüllü bir kaç arkadaş tarafından yıkanmakta, hoca da test dağıtmaktadır. ancak test yapraklarını birbirinden ayırmak için hoca o kadar çok tükrük salgılar ki, önümüze gelen kağıtların her birinin ucu neredeyse sırılsıklamdır. dolayısıyla önümüzdeki manzaradan tiksinmişizdir.
hoca, temizlik işini bitiren arkadaşlara teşekkür eder.

h: sağolun kızlar, ellerinize sağlık.

buruşmuş bir suratla önümdeki kağıdın tükürükten ıslanmış ucuna bakarak gayrı ihtiyari söylenirim:
-sizin de ağzınıza sağlık hocam.
Ders : inkılap
Hoca : Artık emekliliği gelmiş,ak saçlı uyuz bir şahsiyet

Sınavları okumuştur.
h:hoca a:aspecto

h: Aspecto kalk bakalım. Kaç bekliyosun?
a: Hocam 40,50 arası ne biliyim o civarda
hoca şaşırarak: 40,50?
a : ya işte 50,55 o civar hocam
h : 25!
a : ?