bugün

babamin basina gelan olaydir, dis degil de dolgu desek daha dogru olur.
hamsi yerken kırmaktan iyidir. kızartma hamsi yerken kırdım lan daha ne.
başıma gelmemiş bir olaydır lakin elma yerken kırdığım dişimi hatırlattı.
o dişin kırılacağı varmış. Leblebiyle kırılan dişten hayır gelmez.
bunun fındıklı versiyonu da aynen bir o kadar eğlencelidir.

bu arada macun yerken diş dolgusu elinde kalan insan da gördüm. o da ayrı bir başlığın konusu.

diş doktoruma "bu dişlerin görevi bir şey yemek değil mi, niye böyle hassaslar?" soruma dişçim "sağlam diş zaten bu şekilde kırılmaz, dişlerine daha iyi bakarak bu sorunun üstesinden rahatlıkla gelebilirsin." cevabı vermişti de karşılıklı gülüşmelerle konuyu geçiştirmiştik.

bu arada kendisi bana çerez yemeyi yasaklayan dişçidir, o da içimde bir uktedir.
lebleyi kırmaya çalışan dişin "ava giden avlanır"a benzer bir mantıkla kırılmasıdır. Bu duruma hüsrana uğrayan kişi lebleyi kıramayan, leblebinin tadını alamayan ve maalesef dişi kırılan garip kuruyemişçidir
leblebi değildir o.
beyaz sert leblebi ise mümkün olan üzücü olaydır. leblebi yiyordum, ulan biri bi geldi ağzıma taş gibi. kırılmıyor da dişim kırıldı sandım. keskin bir acı hissettim.