bugün

yeşilin
akşamın gözkapaklarına bir ton sarı
bir ton mavi attığı renkkörü zamanlardan birinde tanıdım seni
bu da bizim ilk hayalkırıklığımız olsun
sever sevmez gördüm
bakar bakmaz
gittin
sen
gidince ardından
avazı çıktığı kadar bağırdı sokak kedileri
çünkü
sen siyah beyaz filmlerde
kırmızı çıkmayı ilke edindin hep
ben
sadece yürüdüm
seni kötü bir cümlede kullanmamak için
her yere her şeye
yürüdüm
şiiirlere romanlara filmlere
tutunup yürüdüm
görkemli bir bitiş tasarlayan karanlığı vazife edinmiş
budala
varlığımı
içime çeke çeke yürüdüm
artık dördüncü cemreydi aşkımız
artık hikayemiz sonlanmış
cehennemimiz başlamamış henüz
bak ikimizde dökmüşüz gözlerimizi
ağlıyoruz
meselemiz malum
aşk
rüyalarımıza giren çocuk prensler
senin mahşer atlısı dudaklarında
yatıya kaldı
ikmale kaldı hayattan
bugün doğan tüm bebekler
ve biliyorsun hiç
ağlamayacaklar
içimizdeki sessizliği içebilmek adına
gönderilmiş peygamberler
bilmem kaçıncı gece vardiyalarından birinde
rahledeki kutsal kitabın arasına sıkıştı kaldı
tanrı buna çok bozulacak
tanrıdan bu aldığımız kaçıncı ihtar
sence
bizi affeder mi
tekrar
bak!
bak!
yağmaktan
çoktan yorulmuş yağmurlar
artık bu mevsim kar sadece
bana yağar
bu gidişle
ne dersin
bu siluete bir kılıf hazırlamak lazım
aşkımızı
bir tekerleme
olarak kabullenmek lazım
çünkü
senaryosu kaleme alınmamış bir film çektik
biz oynamadık
bizi onlar oynattı
anlıyor musun
tek kelime alamayız artık yeryüzünün ağzından

sende
gidersin
bu da benim sana son öfkelenişim olsun
beni
yangında en son kurtarılacaklar arasına kaldırıp
bırak
dünyanın tüm yağmurları yağsın üstüme
ben başıboş serseri bir elektriğim
alelade bir serzenişim bu alemde
nasıl olsa
hem
kaç kere daha ölebilirim ki
bize bu aşktan tavşan çıkmaz
sonumuz belli
cenazemde mein herz brennt
çalınmasında ısrarlıyım hala
dizginlerinden kopan atlar gibi coşkulu
herkes bi anda koşmaya başlayacak ama , unutma
bunu bütün örgütler biliyor
telaşlanma!
bu da benim sana
başarılı bir yalnızlıkla yenilettiğin ömrüne
kendi boş sinema salonunda
izlettiğim
son masalım olsun..