bugün

"Ve Rabbinin sözü sadakatle ve adaletle tamamlandı. O’nun kelimelerini değiştirecek kimse yoktur. O, en iyi işiten ve en iyi bilendir. (kuran 6:115)"

arkadaşlar bu yazımızda sizlere, insanlar açısından önemli sayılan bir çok hususta, kuran'ın ve incilin nasıl mükemmel bir uyum içerisinde olduğu, "kesin örneklerle" anlatılacaktır. yazının muhatap kitlesi bu sözlükten biraz daha öte olup, farklı ortamlarda paylaşılmasında bir sakınca yoktur.

esasen kutsal metinler, yukarıda yazılan ayet kanıtından görüleceği üzere değiştirilemezler. ancak değişen bir şey vardır, o da, insanların kelimelere yüklediği manalardır. bu itibarla, daha eski tarihli olması nedeniyle incil zaman içerisinde daha fazla anlam kaybolması yaşamıştır. onun dışında, insanların kelimelere ve ayetlere yüklediği manaların değişmesi açısından kuran ve incil aynı statüdedirler. unutmamak lazımdır ki kitaplara iman, imanımızın şartlarındandır ve her müslüman diğer kitapların da allah'tan geldiğine inanmak zorundadır. ve allah'tan gelen bir yazılı metin değişemez. şimdi, buna çok güzel örnekler vereceğim. bakalım ilginizi çekebilecek miyim.

BAHiS 1

--spoiler--
(kuran: Yusuf 4)
"Bir zamanlar Yusuf, babasına (Ya'kub'a) demişti ki: Babacığım! Ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm."

(incil Yaratılış 37: 9) Yusuf bir düş daha görüp kardeşlerine anlattı. “Dinleyin, bir düş daha gördüm” dedi, “Güneş, ay ve on bir yıldız önümde eğildiler.”
--spoiler--

bu iki ayet kelimesi kelimesine aynıdır arkadaşlar. hatta harfi harfine aynıdır. sadece yukarıda sözü edilen ve "kelimelere başka anlamlar yüklenmesi" olayı vardır. "önümde eğildiler", "secde ettiler" aynı şeydir. dikkat edilirse detay olarak "güneş, ay ve onbir yıldız" tabiri vardır, yani birisi "2 yıldız dememiştir veya diğer güneşi ya da ayı unutmamıştır. aynen aynısıdır.

BAHiS 2

--spoiler--
kurana ve incile göre dünya 6 günde yaratılmıştır.
--spoiler--

BAHiS 3

güneş, ışığın kaynağı değildir arkadaşlar. her iki kitap da güneşin yaratılış amacını "ayları ve günleri sayasınız diye" şeklinde izah eder:

--spoiler--
Genesis 1:3 Tanrı, “Işık olsun” diye buyurdu ve ışık oldu.
4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.
5 Işığa “Gündüz,” karanlığa “Gece” adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.
--spoiler--

arkadaşlar burada gördüğümüz üzere ışık, güneşten gelmemektedir. kendisi ayrı bir varlıktır. gündüz ve gece, bu ışığın gelip gitmesiyle oluşuyor. peki incile göre güneşin buradaki fonksiyonu nedir ona bakalım:

--spoiler--
14-15 Tanrı şöyle buyurdu: “Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin.” Ve öyle oldu.

16 Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.
--spoiler--

gördüğümüz üzere arkadaşlar incile göre güneşin ve ayın yaratılış nedeni, gündüzü geceden ayırmak, mevsimleri, günleri ve yılları görebilelim diyedir.

şimdi tam bu noktada kuranı kerime geçiyoruz:

--spoiler--
Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona (aya) birtakım menziller takdir eden O’dur. Allah bunları, ancak bir gerçeğe (ve hikmete) binaen yaratmıştır. O, bilen bir kavme âyetlerini açıklamaktadır.
--spoiler--

güneşin ve ayın yaratılışının yılların hesabı için olduğu kuranda yazılı. peki ışığın kaynağı güneş midir.

--spoiler--
O, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı... yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.
(enbiya 33)
--spoiler--

arkadaşlar gördüğümüz kurana göre de gündüz ve gece; yaratılış olarak güneş ve aydan ayrı olarak yaratılmıştır.

--spoiler--
O, sabahı aydınlatandır. O, geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ayı (vakitlerin tayini için) birer hesap ölçüsü kılmıştır. işte bu, azîz olan (ve her şeyi) pek iyi bilen Allah'ın takdiridir. (enam 96)
--spoiler--

görüldüğü gibi arkadaşlar hem kurana hem de incile göre güneşin ve ayın yaratılış amacı yılları sayalım, günleri bilelim diyedir. ışık kaynağı değildirler. ışık ayrıca yaratılmıştır.

BAHiS 4

her iki kitap da, yer yüzünün şekli hakkında aynı şeyleri söyler:

--spoiler--
“O Rabbinize ki yeryüzünü size bir döşek(Firaş), göğü de bir kubbe yaptı.”(Bakara, 2/22).

"Psalm 104:5 Dünyayı temellerine yerleştirdi, böylece asla hareket edemez."

"Proverbs 8:27: Gökleri yarattığını gördüm, onun derinliklerinde geniş bir daire çizdiği zaman"

"mezmur 6: Yeri sular üzerine yayana"

“Yeri de yaydık, genişlettik ve oraya sağlam dağlar çaktık ve orada hikmetle ölçülmüş olarak her türlü nebatı yetiştirdik.”(Hicr, 15/19)
--spoiler--

arkadaşlar görüldüğü üzere her iki kitaba göre dünya sabittir, bu sabitliği dağlarla perçinlenmiştir. yer yüzü yayılarak genişletilmiş ve üzerinde bir gök kubbe bulunmaktadır.

diğer ayetler arasında da mükemmel şekilde uyum bulunmakta, bu iki kitap arasında zerre kadar çelişki bulunmamaktadır.

"allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın" Feth 23.
Kıtaların sürekli hereket halinde olduğundan bi haber olanların
" düz dünyaya " dağlardan kazık çakmak gibi garip alışkanlıkları var.
El- ilah tektoniğinizi versin.
Amin ve amen.