bugün

türk diyanet vakfı tarafından yayımlanan; kur'an-ı kerim ve türkçe meali'nden, aynen alınmış olan ve aşağıda sure numaraları verilmiş ayetlerdir.

her şeyi anlamak mümkün ve fakat kadınlarımızın; bu ayetleri okuyup amin demelerini anlayabilmek gerçekten çok zor. belki de, kur'an'ın türkçe okunmasına gösterilen tepkinin ardında, kadınların; bu ayetlere muhtemel tepkilerinden korkulması yatıyordur, kim bilir...

"Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarf etmelerinden dolayı, erkekler, kadınlar üzerine hakimdirler. iyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır.Serkeşlik etmelerinde endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa onların aleyhine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür." (Nisa/34)

"Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinda belli hakları vardır.Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler." (Bakara/228)

"Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır."(Nisa/3)

"Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz" (24/Nur/31)

"Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür"(Nisa/4/34)

" Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. "Nisa/4/128
(bkz: kadinlarinizi dovun) doludur.

(bkz: isitip isitip onumuze konulan seyler) bu da doludur.
kur'an şöyle diyor;

" Kuran'ı incelemiyorlar mı? allah'tan başkasının olsaydı onda bir çok yanlışlık-çelişki bulacaklardı(nisa/82)."

ve ardından diyor ki;

".....onları yataklarında yalnız bırakın, nasihat edin, dövün......(nisa/34)."

ne denebilir ki;

- ya kadını dövmek yanlış bir davranış değil ya da bu ayetler allah tarafından indirilmemiş.
dangalakların aşağılama olarak gördükleri ayetlerdir. bir bakın çevrenize?

en dindar, en türbanlı* kadında bile cadalozluk vardır. kimse inkar etmesin; evet evet, hepsinde var. onların suçu mu? allah öyle yaratmış, ona göre yaşa demiş. erkek daha saftirik, sakin takılan bir yaratık. ama kadın can yakar. hem de çok. işte bu yüzden kadının böyle fazla söz sahibi olup istediğini yapabilmesi uygun değil.

yani kısacası,

aslında kadının kullanmadığı hin zekası vardır; kullandığında tüm dünyayı da birbirine katar. bu yüzden erkekler kadar ortalıkta fazla gezmeleri uygun değildir; zaten kadınlar erkekler için bir imtihan vesilesidir, hatunun gazına gelen adamı güzel şeyler beklemez.

kadını öven, kadına iyi davranılması gerektiğini söyleyen ayetleri de gözardı etmeyin. 4 kadın alma olayıyla ilgili de bir entari geliyor yakın zamanda, zekeriya meister olarak döndüm işte. hey yavrum hey.

maalesef ki şimdi futbol oynayan erkeğe aptal saptal laflar eden, erkeğin bile yapmaya utanacağı şeyler yapan kızların varlığı "eşitiz lan!" anlayışındandır. eşitiz de; eşit olmak erkek olmayı, erkeklerin tepesine binmeyi gerektirmez. hak hukuk eşittir.

edit: kadınlar nasıl oylama yapabiliyor lan hala, hı?!
Tefsir hataları yada bilinçli yapılan tefsir oyunlarıyla toplumun kandırılıp birbirine düşürülmesi eylemidir.
bazı insanların kuran'ı saptırmaya çalışarak, manasını anlamadan, önyargı içinde hakkında yorum yaptıkları ayet-i kerimelerdir.

Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür. (Nisa - 34)

ayetini tamamen anlamadan, bilmeden, aralarında sadece şiddet geçen bölümü vererek, ayetin bütününü çarptıran ve anlamını değiştiren bu zihniyetlere ancak acınılır. onlara göre bu ayetler kadını aşşağılayan ayetler. fakat bu ayetler, onların düşündüğü durum gerçek olan değildir. hak gerçek kuran-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açıkça belirtilir. fakat insanlar bu ayetleri çarptırmaya çalışır.
hiç te aşağılamayan ayetlerdir. çok doğru ve yerindedir o ayetler. mesela der ki: karınız sözünüzü dinlemezse dövün.

bakın şimdi, ya lütfen bana hak verin sevgili sözlük yazarları.

bayram olur elimi öperse!
benden habersiz yan komşuya bile geçmezse!
benim dinlemediğim sevmediğim müzikleri dinlemezse!
televizyonda erkekleri görünce yüzünü çevirirse!
tatil, eğlence, sosyal etkinlik v.s. teklif dahi etmezse!
kulum kölem olursa... eyvallah. o zaman iyi anlaşırız.

bakın ne kadar güzel değil mi?

ama bunların aksini yapar da benim kurallarımdan dışarıya çıkarsa, tabii ki dövecem!
ne yapayım aferin mi diyeyim? yapmayın allah aşkına! koca'nın dayağı helaldir. *
işte böyle sevgili sözlük yazarları, gerisini siz düşünün. bu kaar güzel ayetler uygulanmaz da ne yapılır.
başlık açıcı, "birileri tutup 20 küsur cilt tefsir yazmış, bir kitabı yirmi kitapta nasıl anlatmış olabilir ki" diye aklına getirmiş olsaydı, iş bu başlık başka biçimde açılacaktı. 1400 yıl önceki arap toplumunda kadının sosyal statüsüne göre kuran'ın ölçülerinin çağının çok ötesinde olduğu göremeyen sevgili arkadaşlarımızın, biraz da cahil cesaretiyle ettiği laflardır bunlar. detayını herkes tartışır ama şuracığa dikkat etmek isterim:

müminin imanı, kuran'dan önce gelir. önce tek tanrı'ya iman edersiniz, sonra onun hakikat lafzını bulur ve hayatınızı mümkün olduğunca buna göre tanzim edersiniz. bizim hayatımızda bunlar eş zamanlı olarak gerçekleştiğinden bu sıralamanın pek farkında olmayız.

şimdi, ben tanrı'ya iman etmişsem, yaratılmış hakikati olduğu gibi kabullenmek zorundayım. zira iman, vahye dayalıdır. eğer vahye iman ettiysem, aklımla onu anlamaya ve uygulamaya çalışırım.

evet, şimdilerde kadının sosyal statüsü ile kuran'ın sosyal statüsü pek örtüşmüyor. elimizin altında cariyelerimiz yok, kadın da üretiyor, kazanıyor, iffetini koruyabileceği bir hukuk düzeni içinde haklarını koruyabilecek bir bilinçte yetişiyor. kamil insan, nefsinin arzularını ve iki kadın arasında asla tam adaletli olamayacağını biliyor. kuran'ın bu ayetlerinden murad edilen ne ise (kadını güvence altına almak, iffetini korumak vb.) onu yorumlarsın. bugün için kıyasını ona göre kurarsın. evllik müessesine rağmen iffetini sakınmayan bir hanımı uyarırsın, gerekirse ondan uzaklaşırsın, baktın ki olmuyor medeni kanuna göre boşanma davası açarsın olur biter. peki siz, iffeti konusunda hassas davranmayan bir kadını uyarmaz mısınız, devam ederse ondan uzaklaşmaz mısınız, daha da devam ederse boşanmaz mısınız?

kuran, 1400 yıl önceki arap kabilelerine medeni kanuna uyun mu deseydi yani?

yine de konu çok tartışma götürecektir. burada, maksadı düşünmek, anlamak, inançsız ama hakikati aramakta samimi olan arkadaşlarıma bütün bu ön yargılarından kurtulmalarını salık veririm.

önce, 1400 yıl önce kuran'ın indiği topraklardaki sosyal hayatın unsurlarını ve dengelerini, sonra kuran'ın getirdiği yenilikleri ve çağına göre aldığı pozisyonu, sonra bunun farklı millet ve çağlara göre uyarlanışını vs. bilmek gerek. tüm bu veriler ışığında, yine de kuran kadını aşağılamıştır deniliyorsa, yapacak bir şey yok.
Başlığı açanın olayı tamamen saptırdığını düşündüğüm durum. Bahsettiği şey kuranın türkçe mealinden alıntı. Çeviri yapan kendi yorumunu da katıp yazmıştır. Bence yorum yapmak için en başta arapçasını okumak ve iyi analiz etmek gerekir. O yazılan ayetler böyle iki dakikada okunup yorumlanacak kadar basit değilllerdir. Kuran en başta bir yorum kitabıdır. indirildiği tarih ve günümüz göz önüne alındıktan sonra konuşmak gerekir. Kutsal kitap olarak kabul ettiğimiz- en azından benim öyle gördüğüm- bir kitabı böyle karalamak bu kadar kolay olmamalıdır.
aslında kur'an'ın kadına verdiği değeri anlayabilmek için öncelikle diğer tahrif edilmiş kitaplarda hiç kadına seslenilmiş mi ona bakılmalı sonra karar verilmelidir. kur'an-ı kerim'de ise direkt olarak kadınlara seslenilen ayetler vardır.

kadın aşağılanıyor diyen laikçilerle de erkek arası sohbetlerde kadınlar için neler konuşulur bütün erkekler bilir hala da çıkıp utanmadan kadın olan ortamlarda eşitlikten dem vurur. samimiyetsizlik paçalardan akarken, bilinçaltında büyük bir maço yatarken ve elinden geldiğinde kadınının bütün haklarını en başta onu aldatarak çiğneyecek bu tiplere ise bi çay koyun demekten daha güzel bir şey isviçreli bilim adamlarınca bile bulunamamıştır.
indiği söylenen donemde kadınlara birçok sosyal hak kazandırmış ayetlerdir. bugün ise bazı akımlarca özellikle o günün koşullarına göre yorumlanan ve günün getirdiklerinin gerisinde olduğu düşünülen ayetlerdir.
zaten kuran'a inanan çoğu insanın ''allah cc. en iyisini bilendir'' deyip geçeceği kelamlardır.zaten bir insan kuran'a inanıyosa kuranda yazanları düşünmez direkt olarak kabul eder.zaten müslümanlığın temel kuralı da budur.düşünme itaat et.gerçi çoğu dinlerde böyledir.

http://www.kuranmeali.com...meal=diyanet&sureno=4
eleştiri maksatlı entry'lerin genelinden anlaşılan şudur ki,

kur'an'ın türkçe meali, çevirmenin arapçayı yorumlama becerisine bağlı olarak kişiden kişiye değişmektedir. diğer bir deyimle, yukarıdaki meali hazırlayan türk diyanet vakfı görevlileri, kur'an'ı arapça'dan yanlış çevirmişlerdir. bu durumda vatandaş hangi çeviriye itibar edecektir?

bir diğer konu da, kur'an'ın yazıldığı dönemin koşulları ile bu günkü koşulları bir tutmamak gerektiği yönündeki eleştirilerdir. pekiyi! kur'an yalnızca o dönemin kitabı mıdır? bu da bence, o'na iman edenlerin; allah'ın öngörü gücünü hafife almasından başka bir şey değildir.

eğer ki, allah genel konuştu, melekler; zamana ve mekana göre kendi yorumlarını katıp hz.muhammed'i yanılttılar deniliyor ise o başka...
yoktur, var olduğu iddia edilen de insanların yanlış yorumlarıdır. kuran-ı kerim'de karılarınızı dövün falan yazmaz. tek sıkıntı arapça'dan türkçe'ye çeviri yapanların beceriksizliğidir.
kim uyduruyor bunları ya..! bunları uyduranların ebeleri de başörtülüdür o yüzden böyle saçmalama hakkına sahip olduklarını düşünürler. insan bilmediğine düşmandır düşünce sahibi. ordan burdan iki bi şey okumakla ahkam kesmek kolay değil.sıradan konularda kesiyorsun tamam anladık iflah olmuyorsun ama bu yaptığın hiç olmamış. yapmayın şunu ya..
minareyi çalan kılıfını hazırlamıştır.

- ahzab suresi 50 ve 51. ayetlerine göre hz. muhammed'e, yaş sınırı olmaksızın tüm kadınlar helal kılınmıştır.

--spoiler--
ahzab 50. ey peygamber! mehirlerini verdiğin hanımlarını, allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kıldık. bir de peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (bu hususta ne yapmaları lazım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. allah bağışlayandır, merhamet edendir.

ahzab 51. onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. allah, kalplerinizde olanı bilir. allah hakkıyle bilendir, halimdir.
--spoiler--

- iş bu kadarla da bitmez. aynı surenin 37. ayetinde hz.muhammed'in, evlatlığının karısı ile de evlenebileceği yazar;

--spoiler--
ahzab 37. (resulüm!) hani allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: eşini yanında tut, allah'tan kork! diyordun. allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. oysa asıl korkmana layık olan allah'tır. zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikahladık ki evlatlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. allah'ın emri yerine getirilmiştir.
--spoiler--

not : yukarıdaki meal diyanet vakfı tarafından yayımlanan kur'an-ı kerim türkçe meali'nin tıpatıp kopyasıdır.
kendi çıkarlarına göre 'aşağılık' ölçütü belirleyen zihniyetin iftirasıdır. aslında onların aşağılama dediği şey, tam bir yüceltmedir. islam kadını ne bir 'meta' olarak görür ne de ona 'köle' muamelesi yapar. bunlar da kadını ya aşağılayarak köle yapmışlar ya da piyasaya çıkarak, etini pazarlayarak 'meta' haline getirmişlerdir. islam kadına tam olması gerektiği değeri vermiştir.
kadınları ötekileştiren, kadınları dışlayan; erkekleri yücelten islam'ın kitabı kuran'da geçen ayetlerdir.
muhtemel yazarın wc de nasıl bir başlık açabilirim diye düşünürken aklına düşüp açtıgı cevap bile yazılmayası entri.
Güvenilir kaynaklarının tefsirini okumadan , vahabiliğin kuruluşunu anımsatacak şekilde kişisel çıkarlar doğrultusunda yapılmış yorumdur.

"Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (sav) ilk defa îman eden bir kadındır. Kadın aynı zamanda ilk islâm şehididir."

Hadiste, "Kim iki kız çocuğunu ergenlik çağına kadar güzel terbiye edip büyütürse, kıyamet gününde onunla şöyle beraber oluruz"

"Cennet anaların ayakları altındadır."

"Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah'tan korkunuz!"

Bunları da ben hatırlatmak istedim.

Not: Nisa suresinde direk "dövün" olarak tercüme edilmiş kelimenin manası "hafifçe vurun" olarak Türkçe'e geçmektedir.