Bazı genç hanımların ruhsuzca uyguladığı eylemdir.

dişil enerjisi kadar yüksek puan alamayan (genellikle aşırı baskıcı aileden ve fakirlikten kurtulmak isteyen) genç bir hanımın, "neresi olursa olsun, nasılsa gittiğim yerde iyi bir koca bulurum." mottosuyla ve altı boş özgüveniyle yola çıkarak, zerre alakası bile olmadığı bir bölüm seçmek suretiyle, doğunun da en doğusundan bir x-üniversitesine girmesidir.

Bu amaçla yola çıkan hanımlar, öğrencilik yılları boyunca; gezilmedik fakülte, takılmadık tıp fakültesi öğrencisi, vb. bırakmazlar. Tüm hikayenin sonunda da elinde diplomayla, öylece ortada kala kalırlar. Sonra da: "neden böyle oldu?" diye ağlamaya ve duygu sömürüsü yapmaya başlarlar.

Diğer bir senaryoya göre, Hadi koca buldu diyelim (ki aşırı nadir oluyor, bilenler bilir) bu kadar pragmatik takılan bir tiple, kim ne yapsındır? illa ki bi anlaşmazlık çıkar, iki sene sonra boynuzu yer ve kucağında bebekle kalır bu sefer de.

Sağlıklı ve mutlu evlilikler için,insanlar genelde insanlarla evlenirler veya ciddi takılırlar. Amacı uğruna önüne gelenle takılma potansiyelindeki duygusal tavukların, sadece bir süreliğine karşı tarafı kandırabildiği görülür, hatta çoğunlukla kanmış gibi gözüken karşı tarafın mezesi olurlar.

(bkz: kendim ettim kendim buldum)
amac koca bulmaksa paraya kiyip ozel universiteye gitmeli. kampuse spor arabalariyla gelen zengin firlamalardan birini kafalamaya calismali. tabii o arada kim bilir kac kez kullanilip atilirsiniz ama vazgecmeyin. no pain no gain.
devlet universitesinden ancak sumuklu fakir bulursunuz.
üniversite mezunu olup kurumsal bir firmada beyaz yaka çalışan olmak ve kendi düzeyinde bir eş bulmak hedefi mantıklıdır.
bir dönem profesörler ve öğretim üyeleriyle evlenen üniversiteli kızları akla getirmiş tercih biçimi. hatta gazetelere de çıkmıştı.
üniversite ve iş insanların sosyal ortamıdır aslında ve bu gibi ortamlarda insanlar profil çeşitliliğini gözlemleyip gelecekleri hakkında fikir sahibi olurlar bu da elbette eş adayı seçmede etkili olur hatta vesile olur.