bugün

bankalar istedikleri prosedürleri ile öyle gözlerini korkutmuştur ki kobiler bankalara gidip işlerini büyütmek için kredi istemeye korkar hale gelmişlerdir.

(bkz: kobi)
bankaların risk dağıtma adı altında nihai tüketiciye yönelmesinin doğurduğu sorundur.
şöyleki bir kobi'ye 100.000 tl kredi tanımlayacağına bankalar 20 kişiye 5000 tl tüketici kredisi vermeyi tercih etmektedir. bu durumda risk dağılmış, kazanç da katlanmış olur. ayrıca 5000 lik kredilerden toplanan dosya parası, komisyon ve özel emeklilik gibi enstrümanlar da düşünüldüğünde kazan kazan felsefesi doğrultusunda bankaların yaptığı kendilerine göre haklıdır.
madalyonun bir de öteki tarafından bakacak olursak bizi teğet geçen(!) krizden dolayı, kredi borcunu geciktirmemiş, kredi kartı borcu olmayan ve hatta çeki yazılmayıp, senedi protesto olmayan kobi patronu da bulmak zorlaşmıştır memlekette. bu sebepten bankalara verilen her 10 kredi talep dosyasının 9 u red görmektedir.
bankalar tüm bu olumsuzlukları aşmak için sunulan teminatları dahi kulak arkası etmektedir.
burada iş bddk ya ve hükümete düşmekte, bu tip kan emici bankaların sınırlandırılıp, proje bankacılığının teşvik edilmesi gerekmektedir.
türkiye'nin 70 milyonluk bir nüfusa sahip olduğu ve daha 30-40 milyon kişiye 5000 er liralık tüketici kredisi verilebileceği düşünüldüğünde ortadaki rantı varın siz hesaplayın.
evet gene boş konuştuk, gene hayallere daldık. bi sikim olmaz bu memleketten...
bir kobi kredi almaya mecbursa korkmak lazımdır. hızlı gitmiş çabuk yorulacaktır. genellikle tabi. istisnalar mevcuttur.
(bkz: bankaların 2010 ocak ta karını yüzde 29 artırması)