bugün

devletin yapmasında fayda olacak eylemdir.

1) kitaplardan kdv vergisi kalkmalı.

2) kitapların üretimden raflara gelene kadar maliyetini artıran durumlarda devlet teşvik yapmalı.

böylece kitap fiyatları ucuzlayacak ve okunma oranı artacaktır.

not: türkiye'de kitap okuma oranı rakamlarda verilenler kadar düşük değildir. kitap satın alınmadığı için düşük görünüyor. böylece yazarlar da kar edebilir.
seks kitapları önerin okuyalım.
Devletin kitap rafa gelene kadar maliyeti artıran durumlarda teşvik yapması değildir.

Yaklaşık 300 sayfalık bir kitabın maliyeti mizanpaj, bandrol falan derken 2 katına çıkıyor zaten. O da makul bir yayıneviyse.

Doğanda bunun minimum 2 katını bulur diye tahmin ediyorum mesela. He zaten bu yayınevine kitap veren yazarların parayla ilgili bir sorunu yok fakat her halükarda masraf sayfayla kapakla bitmiyor arkadaşlar, hakkını vererek yapmak istiyorsanız bu işi.
misal ilkokul çocuğuna ömer seyfettin okutursan o çocuk tabiki kitap okumak istemez. O yüzden öğretmenlerin tavsiye ettikleri kitaba dikkat etmesi şart.
ilk önce aşık olmayı ve sevmeyi öğrettikten sonra teşvik edilmelidirler. Bu iş basit birşey değildir kanımca.
Önce kıytırık ama kurgusu saran bir kitapla başlanmalı.

(bkz: Canan tan)
jack london - martin eden kitabını okumakla başlayın. gerisi gelir.
sıradan, ahmak yaşamlarımızdaki sıkıcılığın, hımbıllığın, yavanlığın bir nebze olsun edebiyatla giderilebileceği gerçeğini fark etmek ve fark ettirmek.

bakın o zaman dünyanız nasıl da değişiyor. buraya bu gider işte:

"Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim. Kitap benim has bahçemdi. Hayat yolculuğumun sınır taşları kitaplar. Bir kanat darbesiyle Olemp, bir kanat darbesiyle Himaleya. Ayrı bir dil konuşuyordum çağdaşlarımla. Gurbetteydim. Benim vatanım Don Kişot'un Ispanya'sıydı. Don Kişot'un ispanya'sı veya Emma Bovary'nin yaşadığı şehir, kasaba. Sonra Balzac çıktı karşıma. Balzac'da bütün bir asrı yaşadım. Zaman zaman Vautrin oldum, Rastignac oldum, 4000 kahramanda 4000 kere yaşamak."
teşvikten ziyade zorunlu tutmak bu işi kökünden halledecektir.

Kitap okumayanı mezun etmeyen, üniversiteye almayan, iş vermeyen hatta evlendirmeyen ekstra radikal bir sistemde insanlar seve seve kitap kurdu olacaktır. Bizim millete başka yöntem işlemez.
ilköğretimde veya lisede 100 temel eser tarzı zırvalıkların bırakılıp,çocuğun ilgi alanına,zevkine göre kitaplar okumasına izin verilmelidir..ulan hayatında eline kitabı almamış gence dostoyevski,tolstoy,turgenyev,hugo okutunca ne anlamasını bekliyosunuz..herhalde soğuyacak o çocuk kitaptan..lise zamanında sınıfta belki de en çok kitap okuyan öğrenci olmama rağmen sırf dayatılan kitapları okumadığım için notum düşürülmüştü..haa klasikler de okunur ayrı mevzu,okudum da,ama bu dayatmayla olmaz hala anlayamadık bunu..15 16 yaşındaki çocukj mısır tarihine ilgi duyuyosa bırak ramses serisini okusun,bırak tutankamon olayını araştırsın,fantastik edebiyata ilgi duyuyosa orta dünyada kendini kaybetsin..yada popüler kitaplar ilgisini çekiyosa best-seller raflarından istediğini seçsin okusun..ama yok illa belli kalıba sokacaz,sınırlandıracaz insanları
sübvansiyon. bir vakitler milli eğitim bakanlığı klasikleri gayet uygun fiyatla yayınlıyordu. yine böyle bir şeyler yapılmalı, yoksa gençliğin okuma konusundaki gidişatı vahim.
ilkokul ve liselere her gün 1 ders kitap okuma saati konmalı. Toplasan 20 kitap okumamış adama ygs de minimum 20 tane paragraf soruyorlar. 3 defa okumadan anlayamıyor sonra.
orjinal kitapların fiyatları korsan kitap fiyatlarına çekilmeli.

Fiyatlar bu derece pahalı iken korsan kitap okuyana kızamıyorum.
pahalı kitapların fiyatlarına indirim yapılabilir mesela. çok cüzzi fiyatlardan satışa sunulduğunda kolaylık sağlanmış olunur.

okumaya teşvik etmek için kitaptan uzaklaştıracak şeyleri uzaklaştırmak gerekir:

(bkz: )ceptelefonu
(bkz: )bilgisayar
gibi.
ama tabi önce bunu istemek gerekiyor.
teşvik edilecek insana evvela çizgi roman ya da ilgisini çeken bir roman verilmeli.
500 sayfalık tarih kitabı verirsen tabikide soğur.
Okullarda edebiyat derslerinde eser yazar adı ezberletmek yerine bir dönemi yansıtan en ilgi çekici romanlardan birini seçip belirli bir paragrafını okutmak, onun üzerinden etkinlikler yapmak, eleştirel düşünceyi tetiklemek ve yaratıcı sorular sorarak öğrencinin dikkatini çekmek. Tadında yapılan ders öğrencide o merakı uyandırır kanaatindeyim. Mesela illa dünya edebiyatı okutacaksan Raskalnikov'un kadını öldürmeyi planladığı o gerginlikten insanı delirten sahne okutulup sınıfta etkinliklerle işlense zaten merak uyanır.

Bir de belli bir yaşa kadar Ömer Seyfettin okutmamak. Beyaz Laleymiş, kaşağıymış, yüksek ökçelermiş, bombaymış, diyetmiş aman diyim. Al sana diyet işte sonra neden kimse okumuyor senin de diyetin bu al.
ilk önce okunan güzel kitapların öğretmenler anne ve baba tarafından çocuklarına öğrencilerine anlatılması gerekir bu onlara ki merak duygusunu uyandıracak ve kitap okuyacaklar.
"kitap okuyan erkeklere kızlar teklif ediyormuş" haberleri manşetlerden verilsin kitap karaborsaya düşmezse ne olayım!
Kitapların sayfaları arasına sürpriz çıplak karı kız sikiş sokuş resimleri koymak. Abazanları tatlı hayallerle kitaba yöneltecektir.

Bir süre sonra ağır ağır o resimleri kaldırmak. Zamanla belki ha şu sayfayı çevirince ağzına alan bir kız göreceğim ama dur şu paragrafta da ilginç bir şey yazıyor galiba heyecanıyla bilmeden bilinçaltlarına okuma isteği işler.
(bkz: kamu spotu)