bugün

“Ne kadar düşünürsem o kadar kötü oluyorum.”

Hacı Murat, Lev Nikolayeviç Tolstoy
Hayatımızın çok erken de gelebilecek bir döneminde, bir insandan çok bir terk ediliş yüzünden âşık olmak, kaderimizde yazılıdır; bu durumda...
Çünkü çoğu kez, âşık olduğumuzu anlamamız, hatta belki âşık olmamız için ayrılık gününün gelip çatması gerekir.

Albertine kayıp - Marcel proust.
görsel
Bir bilsen, unutmak bu lisanda kaç hecedir?
"iyi kişilerin yüceliği, başka insanların ağzında değil, kendi vicdanlarındadır."
-Tolstoy
görsel
"Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaşım verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?"
(bkz: Veronika Decides To Die)
"Cinayetin neden suç kabul edildiğini anlıyorum. Ama neden başlı başına bir kötülük sayıldığını anlamakta zorlanıyorum. insanlar, dünya üzerindeki canlı veya cansız sayısız miktarda varlıktan yalnızca biri. Eğer bir varlığın iyiliği için bir diğerinin yok olması gerekiyorsa, öyle olmalı"
(bkz: itiraflar - Kanae Minato)
"Ah sevgili Basil, işte tam da bu yüzden hissedebiliyorum. inançlı kişiler aşkın sadece önemsiz yanını bilirler. Asıl inançsız olanlar aşkın trajedilerini bilirler."
(bkz: Dorian Gray in Portresi)
"Kendimi çok sevdiğim an, kendime çok acıdığım an."
(bkz: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu)
"Beni katleden asil katil her şekilde ben olacağım ve sen bir suç ortağı olmaktan öteye gitmeyeceksin. Tüm sorumluluğu sana yıkıp kurtulmak gibi bir niyetim kesinlikle yok. Ne vakit olursa olsun fark etmez sadece başlamanı istiyorum o kadar. Hemen şu an da olabilir, hiç fark etmez. Eyleme giriştiğin vakit, aynen bu notların da sonu olacak..."
(bkz: Kutu Adam - Kobo Abe)
"Hayal gücünden yoksun olanların salt çevrelerinde gördükleri gerçekliğe dayanarak bir sonuca varmaktan başka seçenekleri yoktur. Oysa engin bir düş gücüne sahip olanlar, kendilerinin tasarımladığı, sağlamlaştırılmış şatolar kurmaya, pencerelerini de sımsıkı kapamaya eğilimlidirler."
(bkz: Bahar Karları - Yukio Mişima)
Bugün o, beraber babanne perdesi diye güle oynaya aldığımız, kırmızı çiçekli, sarımtırak perdenin arkasına ağlaya ağlaya baktım...

Belki eski günlerdeki gibi perdenin arkasından; cee eee, deyip koşacakmişsın gibi..

Ku fen yekunce bir ayrılık, şair pkp.
“- insanlar diyorum Olric... seni sen yapan özellikleri severler. sonra da onu senden alıp seni değiştirmeye çalışırlar...”

Tutunamayanlar, oğuz atay.
Tutunamayanlar alıntısıyla düşüyor mu hala yıl olmuş covid19?
görsel
Düşünmenin sonu delirmektir, delirmenin sonu özgürleşmektir.
görsel

"Lakin ismet paşa yine ümitsiz değildi, kütahya ve eskişehir muharebelerinde çarpışan kahramanlar için şunu sözlerine ilave etmişti '...fakat bu gibi fedakârlıkları yapanlar ölmez eser bırakır'."

Doç. Dr. Volkan Marttin, Zilkade 1339: Türk istiklâl Harbi'nde Eskişehir ve Çevresi (Temmuz 1921), s. 80.
görsel
...Gel, gel de yeter de. Olmayayım sensiz şu dünyada, olmasın sensiz bu dünya da...
"çünkü kan dökülmesi gerekiyor.

Dilerim ki dökülen kan sizin olmaz. Biliyorum ki dökülen kanı siz değil, yalılarda yaşayan ve sizi hakir gören nazik adamlar içecektir.

Şairler mersiye, destan, gazel yazacak. Ne ile mi?
Mürekkeple değil elbette. Kanla yazacaklar ve ünlerini ebediyete kadar sürdürecekler.

(bkz: ihsan oktay Anar)
(bkz: amat)
doğduğun günden beri bir cenk meydanındasın. peki ya, düşmanının farkında mısın?

âmâ/fatih duman
Bu son ayrılık saatinde niçin hakikati saklamalı? Bu okumayacağın defteri ben senin için yazdım Kâmran. Evet, ne söyledim, ne yazdımsa hep senin içindi. Yanlış, çok yanlış bir iş tuttuğumu bugün artık itiraf edeceğim. Ben her şeye rağmen seninle mesut olabilirdim. Evet, her şeye rağmen seviliyordum, sevildiğimi de bilmiyor değildim; fakat bu bana kâfi gelmedi, istedim ki çok, pek çok sevileyim, kendi sevdiğim kadar değilse bile –çünkü buna imkân yok– ona yakın sevileyim. Bu kadar sevilmeye benim hakkım var mıydı? Zannetmem, Kâmran. Ben küçük, cahil bir kızım. Sevmenin, kendini sevdirmenin de bir yolu var, değil mi Kâmran? Halbuki ben bunları hiç, hiç bilmiyordum. Senin ‘Sarı Çiçeğin’ –taş atmak için söylemiyorum Kâmran, inan bana, mademki seni mesut etti, ben hayalimde onunla barışıyorum– kim bilir ne kadar cazibeli bir kadındı? Kim bilir sana ne güzel şeyler söylüyor, ne güzel mektuplar yazabiliyordu? Ben, belki senin çocuklarına, çocuklarımıza iyi bir anne olacaktım. Bu kadar.

Kâmran, ben seni sevmesini, senden ayrıldıktan sonra öğrendim. Hatta yaptığım tecrübelerle, başkalarını sevmekle sanma sakın. Gönlümün içindeki ümitsiz hayalini sevmekle.

çalıkuşu/reşat nuri güntekin
Murathan mungan/yaz geçer.

görsel
görsel