tolga çandar yorumu ile çağdaş türkü şarkısı..

kenar mahallede bir pazar günü
buğulanır toprak, yol ve damlar
sabah güneşinin ilk akıntılarında
göğü turuncu bir ağ kaplar

konuşmalar, küfürler, çocuk çığlıkları
öper yüzünü yeni bir sabahın
çamaşırlar hışırdar, avlular da
bayrakları gibi fukaraların

kahveye çıkar, birer ikişer erkekler
yayılarak otururlar iskemlelerde
çay bardakları şıngırdar, radyo bağırır
bir haftanın yorgunluğu akar iliklerde

ötelerde, portakal bahçelerinde
gün ışığı dans eder sabah yeliyle
banklardaki sular el çırpar
ürpertiden toprağı titretircesine

bir çocuk çitleri usulca aşar
geçer uyuklayan bekçinin önünden
gömleğinin içinde bir damla kalır
uzayıp giden portakal denizinden

tulumbada yüzünü yıkar bir işçi
daha uyanmayan karısına seslenerek
kalkar kadın, elinde eski bir havlu
geceki yorgunluğu anlatır ezilerek

bir kumru tüner dallarına o zaman
avludaki yaşlı dut ağacının
ona sevgiyle gülümser işçi
sonra, sarar belini kadının

sokaklarda satıcıların bağırtıları
kapıların önünde iyice tizleşir
kenar mahallede bir pazar günü
böyle başladı
nasıl biter kim bilir
tolga çandar'ın henüz çağdaş türküdeyken seslendirdiği hoş şarkı. ahmet erhan'ın şiiridir.
her zaman ki gibi kavga, adam yaralama, uyuşturucu satışı, fahişe pazarlığı yapılan monoton bir gündür.
Düğün olabilir. Hazir olun.
Arada bir bu şiiri okur ya da dinlerim sonra da gözümü kapatıp 90'lara giderim. Artık ne o eski kenar mahalleler ne de pazar sabahları kaldı. Hepsi bitti gitti tıpkı ahmet erhan gibi...