bugün

şucuyum bucuyum diye diye kafayı yeme halidir. insanız. madem kavramları insanlar çıkardı ki gökten zembille inmedi ya, hepsinden az da olsa bizde olması kadar doğal bi' şey yok. işçiyi, emekçiyi de savunacaksın; misak-ı milli sınırları içinde herkesin eşit olduğunu düşünerek vatanını da savunacaksın; fakiri, garibanı, işsizi, açları düşünüp onların elbette hakkını savunarak seni yöneten hükümete de kafa tutacaksın; inançsızsan allah a inanmaz neye inanırsan ona inanırsın ya da allah a inanan biriysen inancını yaşarsın. bu dünyaya bir kere gelip de kavram manyağı olmanın gereği yok. illa şucuyum değişmem, yok bucuyum ölsem şucu olmam denmez. hepsinden var bünyemizde. paylaşıyorsak komunist; para harcıyorsak kapitalist; insanlıktan yana olduğumuz anlarda sosyalist; kalbin ve ruhun kötü olduğu anlarda da faşistiz. ortak tek kelime "insan"dır ve en büyük kavram da asıl budur.
kavramlarda boğulmak; diyalektik materyalizmin tarihsel gelişim süreci içerisinde realist ve sürrealist akımların komplimenter ilişkiye girmesi sonucu doğan döngüsel akılcılığa erişme sürecine girmiş enternasyolist beşeriyetin pozitivist yaklaşımlar bağlamında ele aldığı globalleşme karşıtı anlık depreşmeler ve tepkimeler çerçevesinde ortaya çıkan illegal söylemlerin ve dahası eylemlerin pragmatik açıdan hat safhaya ulaşan post modernizmsel davranışlar ve fenomolojiye sırtını dayamış anti rasyonalist mesajlar bombardımanı içerisinde kafası karışmış ve hayatı sikilmiş bireyin dünya dışı bir takım dogmatik varlıkları kabullenememesi sürecinde ortaya koyduğu nihilizm benzeri bir takım anti analitik ve varoluşsal kaygılarının provake edilmesiyle iyice çıkmazlara sürüklenen kaotik dünyanın saltık us ile kavranmaya çalışılmasının aksine emprik açıdan metafiziğe bağlı semptomlarla tanımalama çabasına girişim eğiliminin pozitivistik bir ürünüdür.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar