akşama kadar yüzlerce insanla görüşünce doğal olarak gelişen bir yetenektir.
ama salaklık saatine geldiyse zokayı yutarsın o ayrı.
ama kısa ve öz tesbit şudur ki yalan söyleyen insan sesini yükseltir sözünden soru cümlesi üretirsen, gözlerinin içine bakamaz ve sürekli sorduğun soruyu cevap olarak sana sunar - kadın mı hangi kadın,ne kadını,vsvs salakca kaçamak cevaplar ruhunu daraltır. yalan yoksa everestin tepesindeki akarsu kadar berrak ve nettir,bulanık değildir,sizi de bulandırmaz.
üzerinde sürekli düşünmeme sebep olan sorudur, hala cevap bulunamamıştır, amma velakin son zamanlarda uykusuz bırakmaktadır, bilen varsa söylesinde, uykusuz her gece modu bitsin.
zamanla.
öncelikle '' gözlerinden'' diye cevap vererek kimseyi kandırmayın ve klasik bir cevap vermeyin. gözler kalbin aynasıdır derler ya. işte bu durum içinde olduğunuzda, kimsenin kalbini o kanıyı verecek kadar iyi tanıyamazsınız ki insan bazen kendisini bile tanıyamıyor. sonuç olarak bunun tek yolu hislerdir. hisleriniz kuvvetli ve kıvrak zekaya sahipseniz, anlamak gayet kolay ve kısa olur.
gözlerine bakmak yeterlidir, sonrası mı? salağa oynamaya devam elbette, büyük keyiftir aslında zavallılığını izlemek...
(bkz: yalan söylendiğini anlıcaz diye paranoyak olduk)
Göz temasından kaçar, kulaklarına kadar kızarır, konuşulan konuyu kapatmaya çalışır ve alakasız cümleler kurar. Birde bunun bir değişik versiyonu vardır o da sizi inandırmak için yemin billahlı konuşması.
alt dudağı sarkar.
(bkz: valla mı diyon la)
(bkz: yalancının kabul mü) son derece yaygın kullanılan metodlardandır.