bugün

vücudun herhangi bir bölgesine kanın nüfuz edememesi sonucunda ortaya çıkan ve acil önlem alınmazsa, operasyonla müdahale gerektiren durum.
ilgili dokunun ölmesidir.
sigara içenlerde uzun süre sonra meydana gelen durum. kan vücudun herhangi bir noktasına gitmez ve o noktayı kesmek gerekir.
GANGREN VE NEKROZ

ikiside dokuların ölmesi olarak yorumlanır.
Gangren yumuşak dokuların ölmesidir.
Nekroz ise sert dokuların ölmesidir.

Ölen yumuşak doku paraçalarına "eshar" , sert doku parçalarına ise "sekistar" denir.

Nedenleri;
Aseptik ve Septik nedenler olmak üzere 2'ye ayrılır;

Aseptik Nedenler(Mikropsuz Nedenler):

+Direk Nedenler
1-Travmatik Nedenler: Esası kontüzyonlardır.Ezilme ve çarpmalardır.
2-Termik Nedenler: Yanıklar sonucu oluşur.
3-Simik Nedenler:Asit,Zehir ve tuzlar sebebiyle oluşur.

+indirek Nedenler
1-Kan dolaşım bozukluğu(Arteriyel kan dolaşımının engellenmesi)
2-Kan kablosu bozukluğu (Diyabet , lösemi)
3-Sinirsel Nedenler (Felç)

Septik Nedenler:

2 ye ayrılır.

Basit Mikroorganizmalar (Streptococcus ailesi gibi)
Özel Mikroorganizmalar (Fusobacterium Necrophorum gibi)

Gangrende Semptomlara Gelicek Olursak : ( Sözlük yazarı yorulmaya başlar.. )

1-Dokuların ölüm dönemi ( Mortifikasyon )
2-Dermatasyon Dönemi

a-Kuru Gangren
b-Yumuşak gangren

3-Granulasyon Dönemi

Genel olarak gangren aklımda kaldığı kadarıyla yukardaki özellikleriyle bilinip , bu entry beynimden "copy paste" yapılmıştır ve daha bir çok özelliği bulunmasına rağmen aklıma gelmemiştir.Aklıma gelmemesinin sebebide bu entry'nin yazılmasına sebep olan başlıktır.
Beynimdeki sinir hücreleri ölmektedir.Totale vurduğunuzda ise dokularda ölmektedir.Bu bir gangrendir.
yanlış kullanımdır. doğrusu (bkz: gangren) dir. başlığın gangren diye düzeltilmesi gerekir.
şeker hastalarının yara, kesi bölgelerinin çabuk iyileşememesi hallerinde sıkça karşılaşabileceği en kötü durumlardan biridir.
(bkz: gangren)
atardamarların hayati işlevini kaybetmesi hali.Kadir inanır'ın bir filminde bacağından almış olduğu bir yara kangren halini almış ve çözümü balta ile bacağın kesilmesinde bulmuştur.film icabı dr.ismi bile geçmiyor.Enteresan
kangren diye bişi yoktur. filoloji ye aslında mantıken diloloji olması gerekmez mi diyen adam tarafından uydurulmuştur kangren. doğrusu için: (bkz: gangren)
yanlış tellafuzu olan kangren başlığına buradan daha fazla başlık girilmiş olması da ilginçtir.
muazzam güzellikte bir saian şarkısı.
http://soundcloud.com/sak.../saian-kangren-ft-ay-eg-l

''Bakma bana ben fırtına biçmek için rüzgar ekerim
Hiç düşündün mü, bir manası var elbet çayla gelen iki küp şekerin''

''isterdim bir yağmurdan artakalan koku şu şarkıya sığsın
Şimdi sana sigaramdan yüz bularak soruyorum, nasılsın?''
harikülade bir saian sakulta salkım şarkısıdır.

"bir de geceleri uyku tutmuyor sabahı zor ediyorum
ulan bu öfke denen illet varya dişlerimi sıkıyorum."
çok fena eder bu şarkı adamı

Uslandın şehirdeki girdaptan boğuldun velhasıl
Söyle sana pencerenden etine saplanan güneşten başka ne lazım?
Bakma bana ben fırtına biçmek için rüzgar ekerim
Hiç düşündün mü, bir manası var elbet çayla gelen iki küp şekerin?
Tamam yaşamak pek iç açıcı değil şu zaman burkuldun.
Ama kabûl et sen de farkettin yağmurun nasıl büyüdüğünü yutkundun!
isterdim bir yağmurdan artakalan koku şu şarkıya sığsın
Şimdi sana sigaramdan yüz bularak soruyorum, nasılsın?
Ben fena değilim sadece biraz laçka!
Elimden gelen yok hastane kapısında eline şiirler tutuşturmaktan başka
Bir de geceleri uyku tutmuyor, sabahı zor ediyorum
Ulan bu öfke denen illet var ya; dişlerimi sıkıyorum!
Bazısı beyhude diklenir şu dünyaya hah! ne diyeyim?
Kızıyorsun evet biliyorum ama işte ben onlardan biriyim.
Olsun be, tutun yıkılma sakın hep ayakta kal, diren!
Ben mesela oturup sana böyle bir mektup yazdım ismi kangren

Ayşegül Erkurt:
Kalbinin kangreni yerine ellerimi
Koy hepsi geçer gider bu günler elbet biter.
Güneş doğacaksa, sabah olacaksa eğer
Satırlar bana yeter, unutmak varsa eğer
--spoiler--
mersin’de olağan bir yaz içre olağan sıcaklar yaşıyorduk. aylardır süregelen işsizliğin yaşattığı sıkıntı ve gerilim üzerime tünemişti, kalkacak gibi de görünmüyordu. bunların üzerine sevdiğim kadının -ona isim gülmesinin güzeli‘ni verdim- annesi kanser tedavisi görüyor, sızımız katmerleniyordu. gülmesinin güzeli biliyordu ya da hayır!; hastaneye her defasında (bana baka) ölümü karşılamaya gidiyordu. içinde kocaman bir dehliz vardı ve umut burada kaybolurdu.

ben o kadınla hiç tanışamadım. hastane odalarına beni almazlardı, sakıncası vardı. zaten kimse o durumda birisiyle tanışmak istemez, haklı. en fazla hastane kapısından aydan’ı 5-10 dakika görüp, oradan geri dönmüşlüğüm vardı. ne zaman aydan’ın yanına o kötü zamanlarında gidiyor olsam kendi kendime içimden ismet özel’in ”(…) sana durulanmış kelimeler getireceğim… çünkü seni dik tutacak bilirim…” dizelerini yineleyip durdum. onun yanında o kelimeleri hiç bulamadım. hoş, zaten böyle zamanlarda iyi konuşmasını bilmem. ben zaten iyi konuşmasını bilmem, ama sıkı düşünürüm (bir gün hastane kapısında eline şiir tutuşturmuştum!). kısacası hayat pek iç açıcı değildi. ‘nasılsın?’ demek ağır geliyor, çoğu gece uyku tutmuyor, uyuyabilmek için dişlerimi sıkarak ıslık çalıyordum. ya da rüyamda. gerçeğe eklenmeliler.

dehliz büyük. okumaktan başka uğraş edinemedim (o sıralar turgenyev‘in bazarov‘una -varolan değerlerin mutlak reddi kesin cezbedicidir hey!- kafayı taktımdı). bir taraftan da bu boşluğu lehime çevirmek, ve küçük de olsa bir albüm kaydetmek istiyordum (acıdan ve öfkeden beslenmek gibisi yoktur!). çok uzun süre, kayıt yapacak stüdyo bulamadım. bu kangren‘i yazmama engel olmadı. sanırım bir hafta içinde yazıp tamamladım. ayşegül (babası ölü amcamdır, kasım 13’te bulduk ölümü) bahsi geçen zamanın tanığı ve içindeydi. şarkıma dahil olmasını istedim, oldu.

2012 ağustos’unun, (sanırım) son gününde kaybettik. artık şarkı çok defa çalındı, çok sigara yandı, çok kişi dinledi. bugün 18 ocak 2013. dün gece yine, omzuma ve göğsüme, gözyaşlarını döktü döktü döktü.

saian.
--spoiler--

gibi bir hikayesi olan harika saian şarkısı.
(bkz: israil)
saian ın başıbozuk albümünden güzel bir şarkısı.

"hiç düşündün mü bir manası var elbet çayla birlikte gelen iki küp şekerin"
ss miğfer resitali.