bugün

(bkz: bana da bi bira)
(bkz: la havle vela corvette)
(bkz: kampusume çikolata şelalesi istiyorum)
(bkz: kampusumde pist olsun istiyorum)
(bkz: kampusume kuaför açılsın istiyorum)
kampusume mümkünse bir de mango açılsın istiyorum son olarak (bkz: harry potter)da bizi görsün bizimle okusun istiyorum.
100000 (yüzbin) (a hundred thousand) (Une centaine de milliers) (Hunderttausend) in üzerinde cami, sayısı bilinmeyen apartman altı, dershane üstü mescitler vs. var iken, israfın israfı halâ mescit isteğinde bulunan çakma müslümanların dileğidir.

bir de işlerine gelince yeryüzünün her yerinde ibadet mümkün derler.
gören de sanacak ki ülkede bir tane bile cami yok, içerisinde namaz kılınacak.

riyakârlar...
riyakârlar!
(bkz: kampüsüme kerhane istiyorum)
(bkz: allah versin)
kendini bilmez yakarışıdır.
şu şekilde devam ettirilebilir;

aynı zamanda kampüsümde haremlik selamlık anfiler, kantinler, haremlik selamlık düzene uygun hocalar, ders aralarının 5 vakit namaza göre ayarlanmasını istiyorum.

bu arada müslümanlara verilen bu hakların hristiyanlar için de uygulanabilmesi için bir adet şapel, dersliklere ikonalar ve mum yakmak için bir yerlerde alabilirsem süper olur...
Bu istek karşısında "Çıkış kapısının yanında cami var oraya niye gitmiyorsun?" sorusunu sormak geliyor içimden.Din bu kadar malzeme yapılmaz yahu!
(bkz: süt istiyorum)
(bkz: allah akıl fikir ihsan eylesin)
maksadı üzüm yemek yerine bağcıyı dövmek olanların ortalık karıştırmak ve zihinleri bulandırmak adına ortaya attıkları slogan. Bu ülkenin temelinde bir sorun olduğunu biliyordum da, kabullenmeye pek yanaşmıyordum. Artık eminim. Sırf dört tane karı alabilmek için şeriat isteriz haykırışlarıyla ortalığı inleten bünyelerden ne farkı var kampüste mescid isteyenlerin?
(bkz: dört kadın alabilmek için şeriat isteyen bünye)
her universiteye cami istiyoruz, cumalari derse girmiyoruz, muslumanin yaninda orospu olmaz; her kadin basini kapatsin diye devam edecek isteklerdir.
Sokakların başında , ortasında, sonunda, köşeyi dönünce, sağa veya sola sapınca, alt katında , yan komşunda her yerde varken kampüste de istemenin biraz tamahkarlık olduğunu düşündüğüm kampanyanın amacı.
Edit: Camileri dolup taşınca kampüslere mescid yapılsın kampanyası sonunda başlatabilecek de kampanyadır ayrıca.
(bkz: mescit denince kilise ve havra diyen tip)

analitik zeka yoksunu kişiler olduğu sürece ihtiyacı anlaşılamayacak istektir. bu gerizekalı anlayışa göre türkiye'de çok cami-mescit vardır ve kampüste bulunmasına sırf bu sebep yüzünden gerek yoktur. çünkü bu matematik ve navigasyon yoksunu beyin(siz)e göre iki mekan arasındaki ulaşılabilirlik hiç önemli değildir çünkü hali hazırda ışınlanma yeteneğine sahiptir insanoğlu. aynı şekilde bankaların şube açarken yaptığı çevre ölçümleri, ulaşılabilirlik ve network uygulamaları da boşunadır, örneğin sadece mecidiyeköyde 3 şubesi olan bankalar vardır, sarıyerde bir şubeye gerek olmadığı da ortadadır. namaza da 10 dk'lık ders arasında 40 dakika yürüyerek gidilebilir gayet çünkü türkiye'de bütün kampüsler şehrin göbeğindedir ve bütün kampüslerin dibinde de cami bulunmaktadır(!). ayrıca 5 vakit namazını kılmak isteyen kişilere de hemen 4 kadın alacaklar diye saldırmak "türkiye'de kimsenin namazına niyazına karışılmaz, din özgürlüğü vardır" tezini çok güzel doğrulamaktadır; durmak yok, aptallığınıza devam.
(bkz: helal ile haramı karıştıranlar)

Din ile ilgile bir istekte bulunulduğunda elektrik çarpmışa dönüp saçmalamak neredeyse moda oldu.Bu tip insanlar sayesinde ufkumuz genişliyor.teşekkürler.
dinine duyarlı bir mü'minin isteği.
o kampüse eğitim amaçlı değil de; " namaz kıldığımı herkes görsün, ben doğma büyüme müslümanım lan" sözü doğrultusunda bir amaçla gelenin isteğidir. sanki ülkede cami yok da... yaşadığım ilçede hiçbir sosyal tesis yok, evsizler için, sokak çocukları için hiçbir barınma tesisi yok... ama henüz tam sayısını hesaplayamadığım kadar cami var. 50 m aralıklarla cami yapılmasında ki mantık nedir? inandığı dine göre; caminin bu kadar bol olduğu bir yerde, cami yerine sosyal bir tesis yapıp veya bir aşevi yapıp açları doyursa daha iyi değil midir? nese güzelim devam edin siz. kampüse de yaptırın. gelin ilçeme 10 tane daha yaptırın. gece gündüz namaz kılın. cennette yerinizi hazır edin. bu fani dünyada kıvransın o açlar, ölsün ırak'ta insanlar. nasıl olsa ahirette mutlu olacaklar dimi.. tabi canım tabi... hı hı..
olayın dine duyarlılıkla, namazın ehemmiyetini algılayıp algılayamamakla, ateist/yahudi/hristiyan/budist olup olmamakla zerre alakası yoktur, çok bel altı oluyor bu bağlamdaki argümanlar.
"insan" olan herkes, bir insanın inancına, inancının gereği olan ibadetlerine saygı duyar, duymalıdır. sıkıntı şu ki; mescit isteği, aynen türban olayında olduğu gibi siyasi bir rant kapısı olmaya doğru uygun adım ilerliyor. namaz vakti gelirse 5 adım fazla yürür camiye gidersin, çok mu zor? hadi buna imkan yok diyelim; allah sana çalışmanın da ibadet sayılacağını söylememiş mi? bunda da anlaşamadığımızı varsayalım; mazeretli olanlar için kaza denen bir şey var duydun mu acaba daha önce? allah sana her türlü kolaylığı sağlamış, islam kolaylık dinidir diye sürekli yinelemiş, derdin ne ki?

yahu ondan sonra çıkıp ibadet özgürlüğü de hüdüt de büdüt diye konuşup duruyor insanlar. neden ak parti iktidara gelmeden önce hiç gündeme gelmedi bu tarz zahiri zırvalar? neden kendini kullandırıyorsun? şu ülkede vakit namazlarında kaç cami doluyor yahu? her köşe başında cami var zaten, neden provokasyon peşinde koşmaktan yorulmuyorsunuz arkadaş, biraz yapıcı olun, bölücü değil.

edit: bir de şu var; bu mescit gönüllülerinden kaç tanesi ileride çalışmaya başladığı vakit işvereninden de benzer taleplerde bulunabilecek kadar cesaretli, ciddi olarak merak içerisindeyim. ondan sonra gelde takiyeci deme, peki.
cumhuriyet gazetesinin hakkında adice bir haber yaptığı mevzudur. güya namaz kılmak isteyenler dinciymiş * onlara da ilerici öğrenciler karşı çıkmış. bu mudur yani camiye, mescide, namaza karşı olan insanlar mı ilericidir? yoo kusura bakmayın. o zaman gericinin dik alası olmaya hazırım ben.
ayrıca kazaya bırakma önerisine karşı:

--spoiler--
Namazın kazaya kalmasını mübah kılan başlıca meşru mazeretler şunlardır:

1) Unutmak veya vaktin girdiğinden gafil olmak.

2) Hastalık.

3) Bunlar derecesinde başka kuvvetli özürler: Ağır ve zaruri işçilik, uzun ameliyat, kılma imkânının bulunmaması gibi. işyerinde namaz kılma imkânı bulunmuyorsa, uygun yollarla bu imkânın sağlanması için çalışmak gerekir. Bütün çabalara rağmen ibadet hakkı elde edilemezse, bu vakti kaplayan namaz veya namazlar, ya kaza edilerek, ya da daha önce açıkladığımız biçimde cem edilerek kılınır.

4) Beş vakti aşan bilinç kaybı: Akıl hastalığı, baygınlık ve komaya girme gibi bilinç kaybı, bir gün bir geceden (beş vakitten) az sürerse kaza gerekir. Bu durumlar daha fazla sürerse kaza gerekmez, namaz borcu tamamen düşer.
--spoiler--

"imkanın sağlanması için çalışmak gerekir" kısmına dikkat çekmek isterim.
şimdi şöyle bir şey var namazın kazaya bırakılması için ki; çok açık.

"işyerinde namaz kılma imkânı bulunmuyorsa, uygun yollarla bu imkânın sağlanması için çalışmak gerekir. bütün çabalara rağmen ibadet hakkı elde edilemezse, bu vakti kaplayan namaz veya namazlar, ya kaza edilerek, ya da daha önce açıkladığımız biçimde cem edilerek kılınır."

nedir burada anlatılmak istenen uygun yollarla bu imkanın sağlanmasına çalışmak? çıkar yürürsün 10 dakika, bulursun bir cami, kılarsın namazını. olmadı mı? kılamadın mı? sınavın mı var? o zaman ne yapacaksın? sınavı bırakıp okulu uzatmak pahasına namaza mı gideceksin nasıl olsa mescitim var diye?
yahu, unutmanın dahi kazasının olduğunu yazıp mescitte diretmek ne tarz bir mantığın dayatmasıdır. anlamak cidden imkansız.
(bkz: üniversiteme bilimsel araştırma alanları istiyorum)
ama temcid pilavı varken neden yapsınlar di mi?
Ey Türk Gençliği !

Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur.Bu temel, senin en değerli hazinendir.Gelecekte bile, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek içeriden ve dışarıdan düşmanların olacaktır.Bir gün, bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunluluğuna düşersen,göreve atılmak için içinde bulunacağın durumun imkan ve koşullarını düşünmeyeceksin!Bu imkan ve koşullar, çok daha kötü bir durumda sana lazım olabilir.Bağımsızlık ve cumhuriyetini yok etmek isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler.
Zorla veya hile ile yüce vatanın bütün kaleleri ele geçirilmiş, bütün tersanelerine girilmiş ve vatanın her köşesi doğrudan doğruya işgal edilmiş olabilir.Bütün bu koşullardan daha acı veren ve daha içler acısı olmak üzere, memleketin içindeki güç sahipleri aciz, doğruluktan çıkmış ve hatta ihanet içinde bulunabilirler.Hatta bu güç sahipleri kişisel çıkarlarını,işgalcilerin siyasi amaçlarıyla bağdaştırabilirler.Millet,çaresizlik içinde bitkin ve halsiz duruma düşebilir.

Ey Türk Geleceğinin çocuğu! işte bu durum ve şartlar içinde bile görevin; Türk bağımsızlık ve cumhuriyet'ini kurtarmaktır.ihtiyacın olan güç,damarlarındaki asil kanda bulunmaktadır. * (#1032858)

uyanın!
(bkz: kampüsüme umumi ev istiyorum)

derin not: isteyenin bir yüzü..
peygamberlerine inen ilk vahiy'in oku olduğunu es geçip, sanki okullarının eğitim kalitesi dört dörtlükmüş, başka bir eksikleri yokmuş gibi dile getirilmiş istek. aslen çakma müslüman işi, dostlar bizi ibâdette görsün, prim yapalım.