bugün

Kainatın var edilmesinden bu yana geçen milyarlarca yılda yaratılan her şey Allah'ın ilmiyle ve O'nun hakimiyetinde gerçekleşmiştir.
görsel
kainat / kâinat / كائنات / kâinât / كَائِنَاتْ

Yaratılmış varlıklar, evren.
Var edilen şeylerin hepsi. Yaratılanlar. Mevcudat. Âlemler.
Evren.
Evren. (Arapça)
Dünya. (Arapça)
Allahın yarattığı her şey.
''O, geceyle gündüzü, ayla güneşi hizmetinize verdi; yıldızlar da O’nun emrine boyun eğmişlerdir. Bunda aklını kullanan bir topluluk için önemli ibretler vardır.''

Nahl Suresi 12. Ayet.
olacak şeyler mutlaka olacaktır sistemde. olmayacak şeyler de olamaz, olması imkansız.

otomatik sistem bu.
var olan her şey.
kuran'da ne yazıyorsa gerçekleşen allah'ın yarattığı ve yazdığı bir kitaptır.
mükemmel zatın mükemmel eseri.
görsel
Kainatın doğumu, zamanımızdan tahmini 14 milyar yıl önce büyük bir patlama sonucunda gerçekleşmiştir. Enerji, kuvvet, zaman ve madde yoktu ve sonra yokluktan varlık meydana gelmiştir.

Zaman neden vardır hareket olduğu için.
görsel
görsel
görsel
görsel
kaçak gelinler'in en sevdiğim üyesi.
kaçak gelinler'in 2. sidir. şebnem-kainat-almina.
düşününce canım sıkılıyor, moralim bozuluyor. uzayla ilgili belgeselleri izleyince depresyona giriyorum mesela. önemsizliğim ortaya çıkıyor, hiç olduğumu anlıyorum. bu bana acı veriyor.
dünya değil evren kelimesinin eş anlamlısıdır.
varlığı allah'ın mucizesi olan evrendir.
imam-ı rabbani'ye göre hayal mertebesinde yaratılmıştır.
"Eğer yerde ve gökte Allah'tan başka tanrılar bulunsaydı, yer ve gök, kesinlikle bozulup gitmişti" (Enbiyâ, 21/22)
Kainat arapça'da "var idi, mevcut idi" anlamına gelen "kana" fiilinden geliyor. "Kana" kelimesinin kökeni ise (yine sami dil ailesinden) akatça "durmak, konulmak, konmak" anlamına gelen "kanu" kelimesinden geliyor. Arapça bir kelime olan kainatın öz Türkçe karşılığı olan evren kelimesinde kainata oranla bir döngü, devir, dönme, kainatta ise sanki bir güç tarafından getirilip konulmuş, öylece duran, varolan fikri hakim. Esasen iki kelime de aynı şeyi anlatıyor olsa dahi kültürlerin düşünce temelleri kelimelere bir şekilde sirayet ediyor.
(bkz: uzun entry gorunce okumadan eksilemek)
4 yıl önce, agustos ayının son haftası, bir sahil kentinde güneş batmakta iken hemen yanıma konan bilge bir serçe ile hakkında konuştuğumuz alem.

serće: gün batımını mı yoksa denizi mi seyrediyorsun.

ben: hem evet hem hayir.asıl seyrettiğim yıldızlar...birazdan gökyüzünde yıldızlar belirecek.onları bekliyorum.ama gün batımı ve denizi de izliyorum beklerken..

serçe: keyif alıyor olmalisin gökyüzünün eşsizliginden.

ben: evet alıyorum. gerçek sanat eseri cünkü onlar..

serçe: kainatı izlerken neler düşünüyorsun ?

ben : bunca acı, mutsuzluk ve zorluğa değer mi kainatın var olması ? acılar içinde ölenler, açlar ve susuzlar..tüm ihtişamıyla bakanlara hayretler veren kainat bunlara değer mi ?

serce: soluna bak. annesinin ve babasınin elinden tutan çocugu görüyor musun ? nasıl mutlu. anne ve babasi da mutlu.aralarındaki bağ sevgi..bu dünyada acı kadar gerçek olan bir şey varsa o da sevgi.

sadece acıyı görüp kainatta var olan sevgiyi görmemek doğru değil. sadece sevgiyi görüp acılara üzülmemekte..kainat bu iki denge üzerine kuruludur. ikisi de vardir ve aleme hem içkin hem aşkındır..sadece birine bakıp kainatin varliginin değip değmeyecegini, tüm bunların bir anlam ifade edip etmeyeceğini bilmek mümkün değildir..

bilge sercenin söyledikleri doğru gibi geliyordu. serçeye dönüp " sevgi ve acı nasıl hem içkin hem aşkın oluyor" diye soracaktım ki çoktan uçup gitmişti.

serçe deyip geçmeyin. bazıları hayatın dengeleri üzerine güzel şeyler biliyor.
Büyüklüğü bilinmeyen ve tüm uzay sistemini içine alan mekan. Evet.