bugün

en maço adamı kedi gibi miyavlatabilen, en zeki adamı salya akıtan bi mala döndürebilen, en homofobik adama hiç acımadan tecavüz eden acımasız ama çok güzel varlıklardır.
bir gülüşüne hasta eden,
bir gülüşüne hatra binlerce şarkı getiren,
bir gülüşüne aslında hayatı durduran,
bir gülüşüne binlerce entry girdiren,
bir gülüşüne erkek kafasıyla ömür verilebilen,

bir bakışına sana, dünyayı tersine döndüren,
bir bakışına sana, sevgiyi iliklerinde hissettiren,
bir bakışına sana, önceki yaşanmışlıklara pişman ettiren,
bir bakışına sana, aşkı hayal-i dünya eden,

bir sevişine ölünen,
bir sevip bir öldüren,
uğruna minimal şiirler yazdıran,
derede balık, çölde sema,
dünyada huzur, ahrette ceza,
beni benden ısmarlama aldıran,

kadınlar,
bir sevişme,
bir hissetmek herşeyiyle,
kadınlar,
bir his ki ölüm,
bir keşfetmek ki ölümüne,

kadınlar,
bana bunları yazdıran,
alkolik gecelerin tanrıları,
kadınlar ki karartan günleri,
yokluktan ibaret bir hayatın,
varlık kalıntıları...
dertsiz bir dünyaya dert olsun diye gönderilmiş varlıklar.
anlamasi zor ama anlayana yasamasi guzel.
bükçe konuşurlar.
şeytanın dünyada ki versiyonu der çoğu kişi onlara... bazıları hayatımızı duzene sokar bazıları hayatımıza sokar.. bazen bır omur olurlar, bazen tabut.. ne onlarla yapabılırız.. ne de onlarsız...
"...yaz yaz bitmez boş sayfalara."
Koklamasını bilene gül, tutmasını bilmeyene diken.
eğer dünyaya xx genleriyle geldiyseniz insan olmazsınız bu dünyada.sadece kadın olmanız öğretilir küçük yaşalardan beri hemde .herşeyden vazgeçirmektir bu aslında.gerçi dünyanın bazı yerlerinde salt kadın olmak bile ayrıcalıktır çünkü;o genlerin sahibi hayvan muamelesine layık görülür kimi zaman alınır-satılır,harcanır ,boğazlanır vs.. dünya sizden bir hayvandan alabilieceğinden bile fazlasını alabilir.

sürekli yargılanırsınız toplumda sonrada bilmem kimlerin kuralları bilmem kimlerin dedikleri kural olur çıkar başınıza .yok bekaretti yok kadın sünnetiydi yok eğitimdi yok yönetimde kadın mı olur zihniyetiydi olmayan kurallarla zayıf yaratılışınızın arkasına itilirsiniz.zayıf dediysem bakmayın bir kadın fiziki gücü dışında her anlamda erkeğin önündedir.

bazı yerlerde kadın olmak bile lüks demiştim çünkü bir alışılmışlık var ve aslında iğrenç bir zihin yapısına giden ilk yol bu .kadın da bir insandır ve ne zaman bunu dillendirse hey sen eğil vediz çök komutuna geçer kalan dünya.abarttığımı düşünebilirsiniz ama bunu bazen kadınlar bile birbirine zorlar .zira eğer o kromozomu taşıyorsanız salt kadın olmalısınız emri kanıksanmışdır.insan gibi hür ve sevgi için var olabilecek bir canlı kadınlığını daha iyi yaşadığını söylerek övünmüş bile sayılıyor.olmayan düşler peşinde her kız çocuğu hayata adımını attığı he saniye kendine biçilmiş mesleğe ,alınmış giysiye hatta ona tahsil edilmiş güzergaha mahkum yaşar.

kadına şiddet bu yüzden de hak olrak görülür zira kılıfına uymamış adledilir kabullenemez insan oğlu .o kadın cinsiyetini taşıyan insanın tek amacı özgürlüğü hissetmektir sadece.bazı erkekler ve bayanlar kadın hakkında özgürlük dile getirince zihin altyapısı cinsel bir özgürlük sanarlar .oysa ukrayna da et olarak satılan ,çinde makina olarak görülen ,amerikada peçete gibi ilgi gören ,türkiye de eşya olarak arsa olarak bakılan kadının tek amacı sade bir yoldan korkmadan yürüyebilmektir. bedeli bazen canı ve tüm iğrençliğiyle şiddet ve tecavüz olsada halen ben burdayım bende insanım diyen her kadın erkeği cesarette bir kez daha alt etmektedir.

benim karşlılaştığım kadın tipleri en çok hüznü anlatır ve sessizce anlatanı en çok canımı yakandır. zira annelik kılıfında en sevdiği varlık olan çocuğu tarafından bile terk edilen hatta bitirilmeye çalışılan tüketilen kadınlardır çoğu zaman anneler.sadece sevmek için orda olsalarda içindeki insana dair kalmış herşey öznle ayıklanır bir anneden .susmalıdır ,görmemelidir ,zevk almamalıdır ,zevk vermelidir ,doyurmalıdır ,hastalanmalıdır velhasıl en son istenen ise ölmelidir.evet bir anneye sadece bize mecbur hissettirerek ne verdik sanıyorsunuz.

birde küçük kızcağızlar var canımı acıtıyorlar o kadar masum halleriyle kadın olmaya bırakılmışlardır ki hemde çoğunlukla aile içi ilişkilerle .bütün cinselliği alınmasına rağmen farkında olmayan bu bünyeler topluma hangi çocuğu getiriyor olabilir , soruyorum katiller tecavüzcüler veya caniler bir annenin çocuğu değil mi?

bütün bunlara rağmen yetişmiş bir birey bir insan halinde o kromozoma sahip canlı bulmak zordur.bunu anlayabilirsiniz bir insan sever sevebilir oysa bir kadın veya erkek ancak şehveti tadabilir.eğer kendinizde şehvetten başka his görmüyorsanız yaşadığınız her neyse çok acı şeyler olmalı.

insan olarak dünyaya geliriz ama bizi biz yapan sevgiden hep uzağa itiliriz helede kadın olmanız öğretiliyorsa size olmayan bir pencerede yaşar durursunuz.karmaşık olan sadece bizleri bu hale getirenlerdir .birbirimizi anlamamıza engel olan önyargılarımızda kendimize layık gördüğümüz ilk cezayla başlar.ve eğer o genleri taşıyorsanız zaten cezanız kesilmiştir.tarih boyunca dünyada hep en mutlu görülüp mecbur bıraktıklarımıza köle olması beklenen kadın insan olamamıştır daha doğman cezası kesilmiştir çünkü.
--spoiler--
ikiye ayrılırlar:
bariz biçimde karmaşık olanlar ile karmaşık olduğu ilk bakışta anlaşılmayanlar.
--spoiler--

elif şafak'ın iskender kitabının bir erkek, bir kadın bölümünden alıntıdır.
kişilikli kadınlar kişiliğini, kişiliği olmayanlar dişiliğini kullanır.
kadınlar, tanrının bir mucizesi, su gibi duru, temiz varlıklar.
Olmazsa olmazlarımız.
Kimi zaman anne, kimi zaman eş, her zaman yoldaş. Onları kırmayalım, üzmeyelim
evet sevgili seyirciler. Bir sevgi treni programımızın daha sonuna geldik. Yapımda ve yayında eme.. Error.
iki başlıkta ele alınırlar: ne istediğini bilmeyen kadınlar ve ne istediğini bilmediğinin farkında olmayan kadınlar. genellikle erkekte dış görünüş ve paradan daha öncelikli olarak anlayış beklediklerini öne sürerler. amma ve lakin onları en iyi anlayan erkekler umutsuz bir eski sevgili ya da 'sadece arkadaş'tan öteye gidemez. ama tam tersi olan erkeklerin de öldüresiye ve çıldırasıya aşığı olurlar. her iki pozisyonu da tecrübe etmiş yoldaşlarım genellikle bu kadınlardan uzak dururlar. fakat şöyle bir şey vardır ki kadınlar kendilerinden uzak duran erkeklerden de etkilenirler. kadınlar her tür erkekten etkilenir aslında. ve bu, nedense erkeği 'cool', karizmatik, havalı vb. gibi terimlerle betimlenecek bir tür yapar onların gözünde. kadınlar genel anlamda sabırlı erkeklerden hoşlanırlar. fakat bunu bilmezler. çünkü bir erkeğin hangi raddede sabırlı olduğunu anlamazlar. kadınlar aslında çoğu şeyi anlamaz. fakat erkeğin anlayış problemi kadınlara göre daha çok olduğundan bu konuda kadınlar terazinin ağır basmayan kısmında yer alır. kadınlar bir tezat havuzunda su yatağıyla yüzer. kimse onların aslında çelişkiler cehennemindeki bir zebani olduğunu cesaret edip söyleyemez. kadın erkek eşitliği konusu bunun en büyük örneklerindendir. feminizm de bunun en güzel kanıtlarındandır. saymakla bitmez. erkek yaradılış itibariyle düz adam olduğundan onu yontmak kadının işidir. fakat benim gibi talihsiz erkekler zaten yontulmuş olarak dünyaya geldiğinden ilişkileri sancılı ve zaman kaybı olarak geçer. kadın kendinden daha az zeki erkekle daha mutludur. zira o ilişki erkeğin daha zeki olduğu bir ilişkiden daha sağlıklı daha uzun ömürlü ve daha mutlu sürer. ama biter mi? tabi ki biter.

kişisel not: genellemenin dışında kalan kadınlar orada kalmaya devam etsinler lütfen.
trip atsan dert atmasan dert bu gruba. anneye, sevgiliye, kız kardeşe... hepsi dahil; trip atsan ne trip atıyorsun derler, trip atmasan neyin tribi, ne şimdi bu gibi sorularla insanı tribe sokarlar.
--spoiler--
korkuyorum, kadınlar zulmü, doğrudan doğruya zulmü başka herhangi bir şeyden fazla takdir ederler. onların ilkel eşsiz içgüdüleri vardır. biz onlar azad ettik, fakat onlar yine de efendilerini arayan köleler olarak kaldılar.boyuduruk altında olmayı severler.
--spoiler-- **
Tüm duyguları uçlarda yaşarlar.
Öyle arası yoktur,ya bağlanırlar hiç sormadan ya da ölesiye nefret ederler..
Öyle birkaç kez aşık olduklarına bakmayın,koca bir kuyudur kalpleri,bilinmez..Sadece bir kez yürekten severler,ve evlenip çoluk çocuğa karışsalar bile asla unutmazlar.
Konuşurlar,ağlarlar,susar yine konuşurlar..
Konuşarak rahatlarlar,ve bu yüzden erkeğin konuşmama halinden ölesiye nefret ederler.
O da konuşsun isterler,ama erkek daha çok susmayı sevdiği için bu sefere bağıra bağıra konuşurlar..
Kim ne derse desin almayı severler..Pazardan çorap da olsa kuyumcudan mücevher de,herhangi birşey aldıklarında çok mutlu olurlar..
Sabırlıdırlar,memelerinin ucu kabuk bağlasa da ,acıdan kıvransalar da bebelerini emzirmekten asla vazgeçmezler mesela..
Fedakardırlar,bütün gün evlerni çiçek gibi yapmak için çırpınıp dururlar..
Hiçbirşeyi atlamazlar..Çocuğu için kurabiye,eşi için tatlılar derken elleri buruş buruş olur,yorgunluktan saçları başları dağılır ama dudaklarına her daim kırmızı bir ruj kondurup hala 'kadın' olduklarını ilan ederler.
Çoğu kez iş hayatı ve evi beraber idare edip tüm gün bin türlü işi organize etmekle uğraşırlar.
Sadece ilgi isterler ve hayat boyu güvenecek bir omuz..
Bulunca o omuzu herşeye katlanırlar..
Anne olurlar,eş olurlar,evlat kardeş olurlar..
Ama hep sabredip bekleyen olarak kalırlar..
kadinlar asla haksiz degildir... en haksiz oldugu konuda bile "kendime göre nedenlerim var" der.
(img:#201025)
kadınlar, özel kadınlar aslında;

o gözleriyle her şeyi anlatıyor aynı zamanda aklınızı okuyor...
masum ama zayıf değil,
güçlü, güçlü ama güç veren, güç alan değil...

o gözler baktığı sürece, o gözlerin sahibi yanında olduğu sürece
dünyaya meydan okuyabilecek kudreti bulabiliyor erkek...

o özel kadınlar ki erkeğe, erkeğine; erkek gibi hissettiriyor.
charles bukowski imzalı yer yer rahatsız edici ama bir solukta okunabilen bir kitap;

''bir kadın olarak doğmuş olsaydım, kesinlikle orospu olurdum. erkek olarak doğduğum için, sürekli kadınları arzuladım. ne kadar aşağılardaysan o kadar iyidir. buna rağmen kadınlar -iyi kadınlar- beni hep korkuttu. çünkü onlar ruhunuzu ele geçirmek ister. öyle olsa, peki o zaman, benden ne kalırdı geriye korumak isteyeceğim?

açıkçası fahişeleri düşmüş kadınları arzu ettim. çünkü ölüdürler onlar ve serttirler. sizden hiçbir şey beklemezler. çekip gittikleri zaman hiçbir şey kaybetmezsiniz. öte yandan bütün bunaltıcı bedellerine rağmen, yumuşak, iyi kadınlara da hasret çektim. iki türlü de kaybettim. güçlü bir adam her ikisinden de vazgeçerdi. ben güçlü değildim..
böylece tüm ömrümce, kadınlarla ve kadın düşüncesi ile uğraştım durdum...''
bukowski'nin okuduğum ilk kitabı ve beni kendisine hayran bırakan akıcı dil özelliğini keşfettiğim ilk kitabı.
küfretmezler. bunun yerine çok daha güçlü bir silahı kullanırlar: "peki".
önüne dünyayı sersen, şu tarafa doğru sersek daha iyi olmazmıydı der.
kendilerini güldüren erkekleri sever. ağlatanlara aşık olurlar.
sabah akşam erkeklerle atışan asıl büyük düşmanı hemcinsi olan şaşırtıcı dişi kişisi. bide bi entrikalıdır dünyaları, soyunuz osmanlıya mı dayanıyo, belli oluyo dedirten canlı türü. ekolojik dengede yerleri hala nerdedir anlamış değilim? en üstte mi yoksa en üstünde bi üstünde mi? kesin olan üst olduğu çünkü; her hareketi lafı zirveden inmeyen, zirveyi parsellemiş cins. dişi hayvanlarda durum nasıl acaba ya?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar