doğrudur. elbet kıvılcım bir zamandan sonra ateş olur.
Ben de oyle diyodum da kiz cirkinse oluyo valla.
Olamaz asla. Hatta yukarıdaki arkadaşın dediği gibi ikili ilişki dahi olamaz.

Sadece arkadaş olup da beraber yalnız takılan erkekle kız münasebeti bir şekilde erkeğin kendisini ezik zavallı hissettiği bir ilişki çeşidine dönüyor.

Erkek şehvet beslemese de bir gurur meselesi var. O kız bir başkasıyla yatıp kalkıyorken benlik bir şey yok burada diyor içteki ses her daim.

Ben gavat mıyım diye içi içini yiyor öyle veya böyle.
Arkadaş olabilirler ama bir arkadaş ortamı içerisinde takılıyorlarsa. Başbaşa takılıyorlarsa o işte sıkıntı çıkar.
iki taraftan biri fazla iyi niyetli, yardımsever, saf olursa olabilir belki. Ama uzun süreli yine olamaz diyorum. Çevreme baktığımda yaşını almış, evli çocuklu bireylerin karşı cinsten hadi bir kahve içelim baş başa dedikleri ya da Bursa’dan Ankara’ya giderken bana arkadaş ol deyip yan yana gittikleri arkadaşları yok. Olursa garipsenir. Evlenince uygun görülmeyen bu durum kadın ve erkeğin arkadaş olamayacağını da gösteriyor sanki. Uygun görülseydi garipsenmezdi.
erkeğin genetik kodlaması gereği gerçekleşemeyecek arkadaşlık durumudur. ''ay o benim kardeşim gibi'' dediğiniz erkekler, sizin sevgilinizden ayrılıp onun altına yatmanızı beklerler.
aslında seviştikten sonra da arkadaş kalınabilinse sorun olmayacak durum. insanın doğasında var bu, arkadaş da olsa kanka da olsa, cinsel cinsel düşünmeden olmuyor karşısında hemcinsi olmayınca.

(bkz: cinsel cinsel düşünmek)
müslümanların düşünce yapısı tam olarak budur.
kimse kıvırmasın yeter artık.
benim evli 20 den fazla kadın arkadaşım var.
müslümanların kabul etmemesi umurumda olmaz.
terörist zihniyeti tam olarak budur.
Kadına ve erkeğe göre değişir diyelim.
bir zamanlar "hadi lan ordan" diyeceğim şeydi. şimdi öyle düşünmüyorum, ya da bu sadece benim için geçerli. kısa entry okumak isteyenler burda bıraksın, hikayemi merak edenler okumaya devam etsin.

10 yaşımdan beri yanımda olan bir arkadaşım vardı, aile dostumuzdu aynı zamanda. onunla büyüdüm sayılır, en iyi ve tek arkadaşımdı. birbirimizi öyle çok severdik ki, yemek yerken bile ayrı kalamazdık. o hep yemeğini alıp bize gelirdi, beraber yerdik. büyüdük sonra o okumak için yurtdışına gitti, ama irtibatı asla kesmedik. ben tiyatro ile uğraşıyordum, zordu ama başarmaya çalışıyordum. pek cesaretli değildim, hoca bana "çekindiğini biliyorum ama yakında cesur sahneler içeren bir tiyatro oyunu hazırlayacağız" tamam dedim ben bu işi yapmayı aklıma koymuştum. provalara başladık, önemli rollerden birindeydim. hoca "burda çocuğu öpmen gerek" dedi, çekinerek dudağından öptüm ama olmadı hoca beğenmedi. hiç gerçekçi değilmişim, sanat utangaçlığı sevmezmiş gibi şeyler söyledi. prova çıkışı bana şöyle dedi "en kısa zamanda bu gereksiz utangaçlığını bir kenara bırakıp seyirciyi inandırmak adına sanat adına kendini geliştirmelisin. şu öpüşme işini de hallet, artık sevgilinle mi egzersiz yaparsın ya da başka biriyle mi orasını sen bilirsin. ama gerçek bir tiyatrocu olmak istiyorsan, bunları aşman gerek"

sevgilim yoktu, sevgiliye ayıracak zamanım da yoktu. arkadaşımı çok özlemiştim, senelerdir sadece internet üzerinden konuşuyorduk. iki gün içinde geleceğini söyledi, kesin dönüş yapıyormuş. sevinçten havalara uçtum derler ya aynen öyle, dış görünüşü çok değişmişti acaba karakteri de değişmişmiydi? havalanına giderken hep bunu düşündüm, uçağı indi heyecandan ölüyordum. uzun boylu, ince ve fit vücutlu, siyah saçlı, güzel giyimli bir adam yaklaştı bana. gönderdiği fotoğraflardan nasıl değiştiğini biliyordum ama canlı canlı karşımda durması bambaşka bir şeydi. gözlüklerini çıkarınca bal rengi gözlerine kilitlendim, sanki şoka girmiştim. sıkıca sarıldı ve "beni özlemedin mi" dedi. ben daha olayın şokunu atlatamamıştım ki ona sarılayım. neyse hemen eve gittik, annesi güzel bir sofra hazırlamış oğlunun şerefine. annesi ve babası beni görünce çok mutlu oldu, yine eski günlerdeki gibi birlikte yemek yedik uzun uzun sohbet ettik.

artık hiç ayrılmıyorduk, hep yanımdaydı. tiyatroya birlikte gidiyor, prova çıkışı yemek yiyor bol bol geziyorduk. oyun günü yaklaşıyordu ve hala hazır değildim, hocanın dediklerini düşünüyordum sürekli. arkadaşım bana niye düşünceli olduğumu sordu, her şeyi anlattım. o da "benimle çalış, ben sana yardım ederim" dedi. şu hayatta sadece ondan çekinmiyordum ama çok tereddüt ediyordum.

arkadaşım - hadi ama sen de o muhafazakarlardan mı oldun yoksa (gülerek)
ben- hayır ya
arkadaşım - o zaman niye çalışmaya başlamıyoruz? çok az zaman kaldı ve ben arkadaşımın hayallerinden vazgeçmesini istemiyorum. bu profosyonel bir iş, çok ciddi olacağız (gülüyor)
ben - (şaka yaparak) arkadaşımla öpüşmek her zaman yaptığım şey değil beyefendi
arkadaşım - beni oyuncu koçun olarak düşün, hem sevgilin bile yok ki başka kiminle çalışacaksın?
ben - doğru yok ama bulurum
arkadaşım - öpüşmelik sevgili aranıyor diye ilan ver istersen, daha çabuk bulursun
ben - dalga geçme (omuzuna vurarak)
arkadaşım - sen çok uzattın ama kalk hadi provaya başlıyoruz!!

ayağa kalktık ve birbirimize yaklaştık, onu öpersem kendimi kaptırmaktan ve olayın başka boyut almasından korkuyordum. burunlarımız birbirine değiyordu, o çok ciddi bir şekilde ne yapmam gerektiğini söylüyordu. önce hafifçe hareketsiz duran dudağımdan öptü, "hadi şimdi sıra sende" dedi. ben de hafifçe öpmeye çalıştım, "sen böyle öpüşüyorsan hoca çok haklı sana fırça çekmekte" belimden tuttu ve gözlerimin içine baktı

arkadaşım - partnerinin gözlerinin içine bak, onu öperken tutkulu ol. nefesini kokusunu hisset, ve gerçekçi olmaya çalış
ben - işte sorun bu zaten gerçekçi olamıyorum
arkadaşım - seksi bir erkeği hayal et o zaman, onu öpüyormuşsun gibi yap.
ben - tamam bu sefer yapıcam
arkadaşım - hadi tutkulu bir şekilde öp beni
ben - öperken o da karşılık verince daha iyi öpüşmeye başladık, dudakları öyle güzeldi ki. ellerimi saçlarının arasında gezdirmeye, daha da tutkulu öpmeye başladım. sonra birden durdum
arkadaşım - işte bu, sahnede bunun yarısı kadar tutkulu olursan yeter.
ben - aklımdan, "hiç etkilenmemiş gibi davranıyor" acaba bu onun için sıradan bir şey mi diye geçiriyordum.

oyun günü beni seyretmeye gelmişti, ön sırada oturuyordu. daha bir heyecanlanmıştım, oyun başladı ve benim sıram geldi. çok iyi gidiyordu, benim partnerimi öpme sahnem gelmişti ve heyecanım ikikat artmıştı. onun sözlerini hatırladım, "başka birini hayal et" ben de onu hayal ettim ve başardım. yanma kulise geldi, sıkıca sarıldım, başımı göğsüne dayadım

ben - nasıl iyi bir öğrenci olmuş muyum? (gülerek)
arkadaşım - çok iyi hem de, tebrikler (saçımı okşayarak)
ben - gidelim mi?
arkadaşım - dur sana sürprizim var daha
ben - tamam ama benim sana söylemem gereken bir şey var, sonra açıklarsın sürprizini
arkadaşım - yakında nişanlanıyorum
ben - nasıl yani, senin hoşlandığın biri bile yoktu ki (gözlerim doldu)
arkadaşım - yeni daha, sana bile söylemedim. bu gün için sürpriz yaptım (neşeli bir tavırla)
ben - nasıl bana söylemezsin! (sinirlenerek)
arkadaşım - özür dilerim sevineceğini düşündüm
ben - senin için kimim ben?
arkadaşım - en yakınım, sırdaşım. niye soruyorsun ki? (bağırarak)
ben - peki en yakınına niye hiç bir şey söylemedin! (aslında sana aşık oldum demek isterken bunları dedim)
arkadaşım - sen kıskandın mı beni? endişelenme sen hep en yakın arkadaşım olarak kalacaksın, yani bir yere gittiğim yok. sadece nişanlanmak istediğimi söyledim, yine gezicez yine birlikte bir sürü çılgınlık yapıcaz
ben - seviyor musun onu?
arkadaşım - evet, gördüğüm ilk andan itibaren karım olmasını istiyorum
ben - tamam (ağlayarak) beni eve bıraksana
arkadaşım - niye ağlıyorsun deli kız (gülerek)
ben - seni damatlıkla hayal ettim, böyle şeyler hep duygulandırıyor beni ..

eve gittim ve kapının önünde saatlerce ağladım, uyuya kalmışım oracıkta. hasta oldum, müstakbel nişanlısı ile ziyaretime geldi. içim kan ağlayarak nişanına gittim, zorla düğününde şahitlik yaptım. ben onun en yakın arkadaşıydım çünkü, sonra eşyalarımı toplayıp doğup büyüdüğüm şehri terkettim. telefonlarını açmadım, görüşme isteklerine yanıt vermedim, düğünden sonra hiç görmedim. o benim çocukluğum, ilk ve tek arkadaşım, ilk öpücüğüm, ilk aşkımdı. onu çok seviyordum ve onu ben hakediyordum ama her hikaye filmlerdeki gibi mutlu sonla bitmiyor ..
gerçek olmayan gerçekliktir.
üniversitede çok güzel özetlemişti bi arkadaş:

-kız çirkinse olunur.
istesek de olmayan gerçektir. bu çağın kızları uyanık azizim eskidenmiş kanka ayağına götürmeler yanlışlıkla öpmeler falan felan. dedelerimiz yemiş o kanka ayağının ekmeğini şimdi anladımı kaçıp gidiyorlar.
cok saçma. herkezin karakterine göre değişir.
Kadınlar acısından böyle bir sey mumkundur.
olmaz kendimden biliyorum. Bitane kankam vardı versede siksem diye yanıyodum.
hemen hemen çoğu kadın-erkek arkadaşlarının sonu sevişme ile biter.
olurlar. ama sevişmeleri lazım.
Eğer bu mümkün birşey olsa idi bizi yaratan bunu bize yasaklamazdı. Malesef bu uygun bir durum değildir. insan buna uygun şekilde yaratılmamıştır. Şöyle bir durum var kızlarla fazla takılan erkekler evlendikten sonrada bunu yapmak istiyorlar aynı şekilde erkeklerle fazla takılan kızlarda evlendikten sonra bu davranışlarına devam etmek istiyor fakat partnerlerinin asla katlanamayacağı bir durum bu. Kıskançlık denilen birşey var. Ondan ziyade bir insan ne kadar çok karşı cinsi ile iletişim halinde ise onlara o kadar bağlanmıştır, alışmıştır. Alışkanlık en kötü efendidir. Bir yalnız bunu dert etmez. Yalnızlığa alışan bunun değerini bilir. Ha bir kere o da alışırsa bırakamaz bu bildiğin sigara alışkanlığı gibi. Hastalıktır. Aslında hepimizin mayasında olan şey, asla erkek eli değmemiş bir kadın, kadınlar içinde hep onun olacak bir erkek. Her erkek bunu ister her kadında olduğu gibi. içten içe hepimizde bu var.
bir kalpte iki kadın nasıl olur hem karın hem de kız arkadaşın.
ayrıca kız arkadaş dediğimizde ne hikmetse sevgili anlaşılıyor demek ki ifade ta en başından kaybediyor neymiş kızdan arkadaş değil laçka tabirle manita oluyormuş aynı ifadeyi erkeğe uyarlarsak da sonuç malum demek ki neymiş ikisinden de bir halt olmazmış.
Böyle bir gerçek yoktur. Lakin karşıdaki bir kişi abazan bir kişi hoppala değilse. Normal insanlar arkadaş olabiliyor ben bunu gördüm bunu söylerim. Bilindiği üzre bir erkek için kadının arkadaşlığı bir kadın için erkeğin arkadaşlığı değerlidir o sizin karşı cinsteki gözünüz olur gerçek bu.
diyene bu cevap verilebilir: http://inciswf.com/6beqr3cz.swf .
sözlüğün en çok çeken başlıklarından biri olmaya aday ba$lik. sonuç olarak elbette arkadaş olabilirler.
bir troll başlığı.
"hadi len oradan" diye çıkışıp, arkalarından taş atmak istiyorum. *