bugün

Türkiyede lümpendir... bi bok olmaz.
Daha çok bir ruh meselesi. Ülkenin çoğu işçi ruhunda. Acı bir durum.
Tarlada, sanayide ve inşaatta çalışan emekçiler gibi, mühendislerin, öğretmenlerin, mimarların, ofis çalışanlarının, doktorların, avukatların da içinde bulunduğu topluluk. Kısacası, patron değilsen işçi sınıfına girersin.

Ben kendi işimin hem patronu hem de işçisiyim.
Çalıştığınız kurum, işyeri vb. çalışma alanlarında baskı ve tahakküme kesinlikle müsamaha göstermemeye çalışın. Sineye çektiğiniz her yanlışın bir sonraki yanlışa zemin hazırladığını unutmayın. Kurum hiyerarşisi adı altında yapılan mobing baskıya karşı susmayın. Siz o kurumun/işyerinin bir çalışanısınız. “ihtiyacım var, işten atılırsam ne yaparım? Piyasada iş yok” gibi düşüncelere kapılıp susmayı çözüme yormayın. Sizinde bir aileniz var. Sizinde geçimini sağlamakla yükümlü bireyleriniz, eviniz var. Sizinde ihtiyaçlarınız var. Sizinde sabrınız, duygularınız var. Hakkınızı her alanda savunun. Zalim ile arkadaşlık etmeyin, zulmüne ortak olmayın. Siz bu devletin bir vatandaşısınız ve hukuk önünde herkes eşittir.

Tüm emekçilere...
sömürülür ve hatta dibi sıyrılır. evet.

sadece patron değil kirada ise ev sahibi, borç aldıysa banka, faiziyle beraber sömürür, dibi sıyrılır.

edit: haa devlet var bide o da vergiyle bir darbe koyar.
Ödemede zorlanan patronun halinden hiç anlamayan vefasız meslek elemanı.
Arbaytın pis turk, evet.
görsel
Kapital destapoyu besleyen minimal getto. işçinin işçi kalması gerektiği sadece notalarca işlenen bir hakikat değildir, (işçisin sen işçi kal) bir devlet poltikasıdır. Kelli felli adamlar ülke insanını "ara eleman" olarak görmekte, bilim ve tekniğe önem göstermemektedir.

Dünya'nın bütün işçileri birleşin diyen karl modern köleliğinin ciciliğini görse söverdi!
kol ve/veya kafa gücüyle bir başkasının yararına çalışan kimse.

ayrıca; destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
(bkz: paris komünü)

vive la commune!!
Yanında çalışan 10 işçi ile
100 adet tesbih üreten bir tesbih üreticisi
50 liradan satıp
50x100=5.000 lira gelir elde eder!
Üretici bir sonra ki ay
Bir işçi çıkarıp
90 tesbihi 60 liradan satar;
90x60=5.400

Üretici gelirini beşbinden, beşbindörtyüze çıkardığı için %8 büyümüş görünür,

OYSA;
Üretim 100 den 90’a düştüğü için
Reel büyüme % -10 dur

Tesbih fiyatını 50 den 60’a çıkardığı için
Enflasyon %20dir

işçi sayısını 10’dan 9’a düşürdüğü için
istihdam %10 azalmış,
işsizlik artmıştır...!
Bütün uyarıcılar işçiler için yaratılır. Kokain. Eroin. Hap. Afyon. Vs. Amele olmayan zenginler bunların bağımlısı olur. Hehhehe...
Müdür ve işverenin gözünde sanayi robotu olma durumudur.
Bir gün zengin olma hayali ile zengini daha zengin yapan kişiye verilen isim.
tarih bunu da yazacak; kölelikten efendiliğe!

görsel
Hepsi kardeşimdir.
Emeklerinden ve döllerinden başka malı olmayan kişi.
emeği çalınandır.

yarını kuracak olandır.

emperyalizmi yenecek olandır.

selam olsun!
(bkz: kardeş)
Neoliberalizmin özellikle 90 sonrasında ortaya koyduğu cennet fenomeni işçi sınıfını kendisine öyle bir bağladı ki işçi sınıfının yükselmeye olan açlığı sömürüyü artık bir güç meselesi olmaktan çıkarıp gönüllülük ilkesine dayandırdı. insan hayatındaki diğer her şey gibi metaya dönüştürülen insan bedeni dahi binlerce yıllık dini motivasyonları anlık zevkin çekiciliğiyle yıktı, geçti. Marx'ın terminolojisi öldü. Küçük burjuva diye bir şey kalmadı benim gözümde, insna algısını kontrol edemiyorsan ne kadar paran olduğu fark etmez, işçisindir. Elindeki varlık ve sermaye algıyı kontrol eden asıl sermaye grubunun sana anlık olarak bahşettiği bir ayrıcalıktır ve istediği anda kendisinin beslemesi olan yargı sınıfıyla elinden alır. işte işçi sınıf dediğimizde cebinde üç beş kuruş olsa da, biraz olsun refah içinde yaşasa da algıyı kontrol edecek kudrete sahip olamayan geniş kitleyi tanımlıyoruz.

işçi sınıfının insan bedeninin metalaşması sürecinde ortaya koyduğu sürat din algısının ve yüceliğin ortadan kaldırılmasına yeşil ışık yakışının en açık örneğidir. Anlık zevkleri uğrunda nasıl da vaz geçtiler cennetten. Kendilerine sunulan yeni cennet nasıl da bütün ruhlarını sardı. Kınamıyorum, siz de sakın kınamayın. Her benlik kendi kararlarıyla kim olduğunu belirleme kudretine sahip olmalıdır. Kendi bedenini metalaştıran işçi sınıfı da kim olduğuna dair kararı vermiştir. Emeğinin sömürülmesine karşı sözde işçi bayramlarında karşı duradursun işçiler gizliden gizleye kendilerine tecavüz eden o kapitalizme meftundurlar, bağımlısı olmuşlardır o tecavüzün, aşıktırlar. Bu büyük aşkı engelleyecek kudrette bizde mevcut değildir. Zaten böyle bir kudret mevcut olsaydı da böyle bir kara sevdanın önüne set çekmeye hakkımız olmazdı.. işçi sınıfı kendisinin görece daha aşağıda olduğunu bilse de sömürüldüğünü bilse de için için bu hale karşı bir isyan içinde olsa da aşıktır tecavüzcüsüne. Ona tecavüz ederken verdiği uyuşturucuya bağlanmıştır. Televizyon programları, filmler, diziler, reklamlar.. Bütün kitle iletişim araçları o kadar güzel şartlarlar ki işçi ne kadar iç çekişmelerinden muzdarip olsa da elinde olmadan zevk alır tecavüzden. Hatta ve hatta korkar zevk almamaktan. Tecavüzden korkmayan işçi tecavüzden zevk almamaktan korkar. Çünkü cemiyet hayatının dışına itilir eğer zevk almayı bırakılırsa. Cemiyet hayatının dışına itilense deli yaftasını yemek üzeredir.

Alışmışlığının, bayağılığının, iğretiliğinin, düzenbazlığının, iki yüzlülüğünün ötesinde işçi bir sebeple daha aşıktır ona. işçi ondan ne kadar nefret etse de aşıktır çünkü onda kendisinin hiç gerçekleştiremediği, kendisine sus payı olarak verilen leş zevklerin ötesinde ne kadar kirli olursa olsun canlı zevkler görür. Onun zevki eti ve kemiğiyle, damarlarında akan kanla gerçektir. Haramdır belki ama gerçektir. işçininse rüyalarında bile ancak leş zevklerle kurulmuş ölü yarınlar vardır. Belki der, belki ona yeterince aşık olursam ve yeterince översem, istediklerini yeterince verirsem o da beni sevmeye başlar. Beni yanına alır, o canlı zevklere ortak eder. Yaşamı boyunca kurabileceği en büyük düş de budur işte. Hani şu "ah bir köşeyi dönsem" ile başlayan konuşmalar varya, rüyasında bile göremeyeceği ancak okuyup gördükleriyle haberi olan o canlı zevkleri sıraladığı konuşmalarında geçen zevkler.

işçi ile ilgili bir fenalık vardır. O beynini kullanmamaya alışmış ve alıştırılmıştır. Sistem sanki yeterince dövmüyormuş gibi bir de beynini kullanmamak üstüne o kadar şartladıktan sonra beynini kullanarak büyük işler başaran ve patronlar klübüne üye olanları önüne koyar da koyar bizim garip işçinin. işte işçinin asıl delirdiği sistem algısını kaybettiği noktada burasıdır. Eşitlik, özgürlük, demokrasi vb. naraları atanların bilginin asimetrisine dair bu yaman çelişkisiyle her gün yüz yüze gelmek gibi bir "talihsizlik" suratına çarpılır da çarpılır.

Bizim işçi aşkını bütün duygusallığıyla yaşaya dursun, yazıda buraya kadar gelebildiysen anlayabileceğin gibi bizim işçi biraz delirmiştir. içinde bulunduğu dünyada o kadar çok çelişkili bilgi bilincini bilinç dışını iğdiş etmiştir ki bizim işçi delirmiştir. Zaten bu kadar deli olmasa bu kadar antidepresan da olmazdı. Hani onun verdiği yeni cennet vardı ya o cennet bir deliler cenneti işte. Zaten en baştan aklı olanlar düşünmüştür aklı başında insanın tecavüzcüsüne aşık olamayacağını.

Şimdiye kadar söylediğim her şey öyle veya böyle topluma dair yapılmış analizlerdi, benimki sadece olaylar bir de benden dinleyin minvalinde şeyler oldu. Fakat şu an söyleyeceklerim pek dillendirilmez. Zaten kimse de işin o tarafını merak etmez. Hep ezen kötü gargamel olan bir sermaye sınıfı vardır aklı evvel toplumcu barış kelebeklerinin zihninde. Gezegenimizdeki anomaliye asıl kaynaklık eden durum işçinin bu deliliği değildir. işçiye semeri atan nereye sürüklerse işçi oraya gittiğinden, şiçinin iradesinden ve sorumluluğundan da söz edilemez zaten. Ben işçi iyidir de demem kötüdür de. işçi delidir arkadaş, günümüzde işçi delidir. Delileri allah bile hesaba çekmiyor ben mi hesaba çekicem. Benim asıl fark ettiğim hakikat şudur ki bu delilere semer vuranlar da her ne kadar akıllarını kullanıp irade sahibi olsalar da onlar da pek sağlıklı değil. Bir çokluk yarışı içinde vuruyorlar da vuruyorlar kırbacı (bkz: burjuva kemal'in omuzuna binmiş
kemal kumandanın kordonuna ) fakat maalesef zorbalıktan başka bir şeye güçlerinin yettiği yok. Hani köylerde eşek sikerler ya ha işte öyle bunlar da eşek siker gibi sikiyorlar işçiyi ama eşek sikmekle ortaya yeni bir bebek, bizim durumumuzdaysa yeni bilim, sanat, felsefe çıkmıyor. Onlar eşek sikmekle övünedursunlar, ne dölleri bir işe yarıyor ne de harcadıkları emek. Halbuki köyünün yanındaki derenin kirli olduğunu fark edip köyle bir araya gelip bir su arıtma tesisi kursalar hem daha sağlıklı nesiller oluşacak hem de insanlar biraz olsun mutlu olacak. Bizim köydeki herifler ben şu kadar eşek siktim sen bu kadar siktin diye yarışadursunlar, dere gitgide daha da kirleniyor ve köylüler daha da sağlıksız hale geliyor. Eşek halinden memnun, eşekler zaten karnı doyduğu sürece aslana kaplana yem olmadığı sürece kimin kendisini siktiğini zaten pek umursamazlar. La eşeklerin içtikleri suların kirli olduğuna dair bir tasası da yoktur. Eşeğin önüne bok koysan aç kalırsa eğer bok da yer. Eşeğin tek güzel yanı vardır, gözleri. Eşeği siken moruklar da arada gözü güzel olan eşeklere şöyle bir baksalar da eşeğin geleceğini pek umursamazlar.

Ben işçi başlığına yazıyor olsam da dedim ya işçinin bir önemi yoktur gözümde. işçi delidir. At binenin kılış kullananın diye bir laf varya ha işte işçi semeri vurup üstüne binen nerreye çekerse oraya gider(burada semer basın yayın araçları ve maaşlar oluyor). Umrumda değil lan işçi, sadece işçiyi çıkarınca ismini tam koyamadığım o grubu tanımlamanın en iyi işçi olmayandır. işte ben de o hesap buraya yazıyorum.

Köye dönelim biraz, köy güzel bir yer analoji kurmak için. Köyde yakışıklı erkekler de var. Hani böyle yağız delikanlılar. istese köyün bütün hatunlarını ayartır, istese güzel çocukları da olacak. Belki de şimdi ne kadar zamanını boşa harcasa da ilerde onlar da olur neyse konumuz bu değil.. Artık köyde eşek sikmek öyle bir gelenek haline gelmiş ki bu da gidip eşekleri sikiyor. Köyle kendi aralarında eşek sikmeyen biri olursa köyden atıyorlar aslında. Eşekleri herkes sikmeli ki kimse kimseyle eşek sikiyo diye dalga geçemesin. Kimse kimseye kötü söz söylemesin. Gidip jandarmaya şikayet etmesin. Bir gün hesaplaşma günü gelirse o hesaplaşma bile aslında eşeklerle olmayacak eşek sikerken derenin giderek kirlenmesini önemsemeyen insanlardan intikamı dere alacak.

Aklı başında olan insanın burda yapması gereken bir kaç şey var. Bunlardan biri yav bu dere bok gibi bizim mallar da eşek sikmekten aptal oldular iyice, iyisi mi gidip başka bir köy kuralım demeli çevresindekilere ve adam toplamalı o köyü kurmak için. Toplayamazsa da kendine yeni bir köy bulmalı, bulamazsa da yalnız yaşamayı kabul etmeli. Çünkü eğer inanmadığı o hayatı yaşamaya devam ederse en sonunda o hayat kendisinin aklını da yok edecek.
görsel
Patron olmayan herkesin farklı isimlerle çalışarak olmadığını sandığı emekçi.
Taşaklı bir şirketin kapitalist ağası değilsen işçisin kardeşim.
Hiç afra tafra yapma amk...
bir başkası için vücut gücünü veya ustalığını ücret karşılığında kullanan kişi.
görsel