bugün

mustafa armağa'nın zaman gazetesi'nin pazar ekindeki belgeler ve bilgiler ışığında bir sorgulama ile yazdığı yazısı.

http://pazar.zaman.com.tr/?bl=14&hn=1232
bunu ilkokul çocuğu da biliyor, o parayı elbet hindistan müslümanları halifeye saygısından göndermiştir, lakin sen o parayla banka kurduk diye kalkıp o banka hilafet bankası diyemzsin, dersen de suyu bulandırmış olursun.
bir bilgiyi sadece ben biliyorum nidasıyla ve işi uzatarak kulağı göstermek gibi yazarsan...
mustafa armağan adındaki güdük tarih yazarının herkesin bildiği bazı gerçekleri sözde belgelere dayandırarak çarpıtmaya çalışmasının son ürünü...

iyi güzel, okuduk ettik, belli ki tarih bilgisinden muzdarip şakşakçı tayfanın pek de bir ağzı sulandı bu yazıya. pekiyi o zaman soralım mustafa efendi hazretlerine:

kendisi pek bir böbürlenmiş, sanki amerika'yı yeniden keşfedercesine bir girizgah yapmış yazısına, arada solculara da bok atmaktan kaçınmamış. hindistan müslümanlarının gönderdiği paradan sözedilmiş, pekiyi rusya'dan alınan para yardımları nereye gitmiştir?

halife hazretleri ödeneğin az olması dışında istanbul'da ne gibi faaliyetlerde bulunmuş, hanedan adına ne gibi kararlar alıp vermiştir?

ülkeye girişi yapılan bir para osmanlı bankası dışında nereye yatırılabilirdi? (osmanlı bankası o zamanın merkez bankası görevini üstlenmekteydi) ve bu paranın oraya yatılıp sonra çekilmesi paranın hilafete ait olduğunu mu gösterir?

yoksa ima edilen o paranın doğrudan halife hazretlerine gönderilmiş olduğu ve yeni kurulan hükumet ile ilgisi olmadığı mıdır? o zaman neden para açık bir şekilde yeni bir otorite ilanında bulunan ankara hükumeti'ne gönderilmiştir? (cevap olarak istanbul'un işgal altında olduğu ve oraya ulaştırmanın imkansızlığı gibi çocukça saçmalıklarla gelmeyin.)

gelen paranın kayıtsız olduğu ve mustafa kemal paşa'nın şahsına harcandığına dair bir tek belge ya da paragraf var mıdır?

hint müslümanları -altını çizerek soruyorum- ingiliz işgali altındayken o miktarda bir meblağı toplayıp, organize bir şekilde yurtdışına çıkarıp, o kadar uzak mesafeden işgal altında olan başka bir ülkeye nasıl sokmuştu? yoksa olay basit bir para toplama hadisesinden çok mu farklıydı?

ilgili makalede iş bankası'nın kuruluşundan bahsederken bir fotoğraf koyarak altına "1929da iş Bankası Yenicami şubesinde çalışan kadın memurlar. Başlarının kapalı oluşuna dikkat." yazısı koymanın amacı nedir? yoksa yapılan uyduruk ve sözde araştırmanın farklı bir amacı mı vardır?

hindistan müslümanlarını bu yardımlar için çok çok önceden kim örgütlemişti? örgütleyen kişinin halife ile bir alakası var mıydı? (hadi çok yormayalım, gerçek şudur ki; Enver Paşanın gayretiyle 23 Şubat 1914ten sonra Hindistan Müslümanlarına Teşkilat-ı Mahsûsa el atmıştır ve onların topyekûn isyanlarını teşkilâtlandırmaya başlamıştır. Balkan savaşlarından çok etkilenen Hindistan Müslümanları, 22 - 23 Mart 1913de Lucknowdaki kongrelerinde başkan Muhamhmed Şafînin ağzından bu savaşları kınayarak müslüman türklere yardım kararı almıştır. ancak asıl sebep enver paşa'nın hindistan'a uzanmak amacıyla ingilizlere karşı hindistan müslümanlarını organize etmesi ve hatta ileride oluşacak bir ayrılıkta kendine orta asya'da üs elde etme amacıdır)

peki sayın ilkeli araştırmacı(!) bir türkçülük davası olarak ortaya çıkan ve aynı şekilde ilerleyen hindistan staratejisinden haberdar mıdır? yoksa ufacık kitapçıklardan uydurma bilgiler edinip islamcı taraftar kitlesine tribünden oley mi çektirmektedir?

kendisi kadın memurların banka vs. yerlere neden başı kapalı gittiğini düşünebilmiş midir? mustafa kemal atatürk'ün eşi de başta olmak üzere dışarı başı açık çıkan bayanların 1920'li yıllarda ne gibi aşağılama ve şiddete maruz kaldığını bilmekte midir?
başlarını örten bayanların bugün kullanılan türbana benzer 1980'lerde icad olunan bir uydurma örtünme biçimine benzer tek bir kare foroğrafı var mıdır?

son soru: genç türkiye cumhuriyeti saltanatın yüz senelik kallavi borç yükünü paşalar gibi ödemişken sözde halifeye ait olduğu iddia edilen bu paranın hesabı neden şimdi sorulmaktadır? sayın ilkeli-bilgili tarih muhabiri acaba osmanlı borçları ve içeriği hakkında bir araştırma yapacak ilgiye, tarafsızlığa ve bilgiye sahip midir?

önce bunların açıklaması yapılmalı daha sonra popülist çamur atmalara geçilmelidir. ya da çamurbazlar ellerine bezleri alıp attıkları pisliği bir güzel temizlemelidir.

aforizma: tarihe en büyük düşmanlığı yanlış yapanlar değil yanlış yazanlar vermektedir.

saygılar...
bu yazı da gösteriyor ki tarih hiçbir zaman nesnel olamamıştır/olamayacaktır. zira ya övenler ya da sövenler yazmaktadırlar tarihi. bugünse geldiğimiz nokta ortada: "demir ağlarla örülmüş bir vatan." öyle mi...