bugün

"En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır."
Elif şafak-med-cezir
neydi yani benimle alıp veremediğin?
alıp vermez miydim can istesen benden..
bitmişim lan ben, bitmişim.
''insanların hepsi nefret ediyor benden, bu pis canavardan! Peki söylesene, hayatlarını sürdüren onca canlının en zavallısı olmak mı beni bu kadar iğrenç kılan? Sen bile, sen ki benim Tanrımsın, benden nefret ediyorsun, varlığımı kabullenmek istemiyorsun, kendi yarattığın varlığı inkar ediyorsun! Bana karşı olan görevlerini yerine getir, ben de sana ve diğer insanlara görevlerimi yerine getireyim. Eğer isteklerimi yerine getirirsen, seni ve diğerlerini rahat bırakırım. Ama ola ki reddedersen, her yer şu an hayatta olan arkadaşlarının kanlarıyla dolana dek öldürürüm herkesi. Benden bir tane daha yaratmalısın !..''

Mary Shelley / Frankenstein
korku da, ölüm de, acı da insanı yeni bir doğuma hazırlayan sancıdır. ama sakın unutma ki sevgilim; meyve vermeyen tek ağaç, darağacıdır. *
çavdar tarlasında çocuklar'ın giriş cümlesi diyelim. okuyanlar bilir. iki şehrin hikayesini kitabının giriş cümlesini de ekleyebiliriz bu cümlelere.
fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? yok. peki albayım. ben de susarım o zaman. gecekondum da oturur, anlaşılmayı beklerim. fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size:"nasıl?" kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. küçük oyunlar istemiyorum albayım."

"kelimeler, albayım. bazı anlamlara gelmiyor."
Oğuz Atay / Tehlikeli Oyunlar edit: leyla ile mecnun' un yavuzundan dinleyince bir başka oluyor.. http://m.youtube.com/?#/watch?v=Os1nxU3MWJI
"...farklı insanlar olayları farklı hatırlarlar. ve iki insanın, aynı yerde olsalar bile aynı olayı aynı şekilde hatırladığını pek göremezsin. yan yana duruyorsunuzdur ama iş olayları anlamlansırmaya geldiğinde, aranızda dağlar kadar fark vardır..."

neil gaiman - yolun sonundaki okyanus
bugün bile benim için aşk ve beraberlik demek, her şeyden önce geceleri saçlarını okşayan bir el demektir.

murathan mungan - yüksek topuklar
''başınızı ellerimin arasına alıp gözlerinize bakmak istiyorum milena, tâ ki kendinizi karşınızdakinin gözlerinde görüp tanıyıncaya dek, o mektupta yazdıklarınızı yazmazdınız bir daha, aklınızdan bile geçirmezdiniz öyle şeyleri''
(bkz: milena ya mektuplar)
"Ne zaman birini yargılamaya niyetlenirsen, bu dünyadaki herkesin sendeki ayrıcalıklara sahip olmadığını hatırla."

-the great gatsby
gel ey sevgili! gel gel de yeter de. ya herşeyim sen ol şu dünyada ya da olmasın sen olmayan dünya da...
Jack Kerouac - Yolda

Çünkü benim ilgimi çeken insanlar deli olanlardır, yaşamak için deli olan, konuşmak için deli olan, her şeye aynı anda ihtiras duyan, hiçbir zaman esnemeyen ya da sıradan bir şey söylemeyen...
"Ben canım sıkıldığı için korkmuyorum"
(Özdemir asaf)
"sana çiçek gelmesine çok üzüldüm. üzüntüden ne çiçeği olduğunu bile okuyamıyorum. üstelik şu an odanda duruyor. eğer ben senin dolabın olsaydım, kendimi ite ite birdenbire odadan çıkardım. en azından çiçekler solana kadar holde dururdum."
:)
evlenmek için buna mecbur kalmalıyım.
Hatta kefen bile çıplak cesedimizin çirkinliğini gizlemek için beyaz bir yalandır demi? (Peyami safa/bir tereddütün romanı)
Bir iki üç dört beş; bir iki üç dört beş. kelebek-Henri Charriere.
"Bir an gelir birini seversiniz. O iyi ya da kötü olduğu için hissetmezsiniz bunu. Sadece seversiniz. Bu sonsuza dek birlikte olacağınız anlamına gelmez. Birbirinizi incitmeyeceğiniz anlamına da gelmez. Yalnızca seversiniz. Bazen olduğu kişiye rağmen, bazense olduğu kişi yüzünden. Ve onun da sizi sevdiğini bilirsiniz. Kimi zaman sırf siz olduğunuz için, kimi zamansa size rağmen."
Düşün ki sen her saniye değişiyorsun, düşün ki ben her saniye değişiyorum. Peki şu halde nasıl oluyorda bir birimizi tanıyabiliyoruz? Hiç şüphesiz ben kendimde kaybolanları sende aramasam ve sen de kendinde kaybolanları bende aramasan bir saniye konuşabilir miydik?
-sen hiç karını dövdün mü? diye sorar arabacıya.
+eh arada sırada döveriz.
-peki hiç karınızdan dayak yediniz mi?
+eh efendi olur mu öyle şey!

-işte arkadi biz kadınlardan dayak yedik oysa şu köylüye karınızdan hiç dayak yedin mi diye sorduğumda nasıl bozuluyor. okumuş insanların kaderidir bu.

babalar ve oğullar -turgenyev
Biz, kimsenin kimseye ön kabullerle yaklaşmadan her şeyin konuşulup, tartışılabileceği bir dünya hayali kuruyoruz. Bunu hayal etmek, olmayacağını bilmekten daha güzel. hiç sesler *
“Now I am quietly waiting for
the catastrophe of my personality
to seem beautiful again,
and interesting, and modern.
(Bekliyorum sessizce,
kişiliğimin felaketinin tekrar güzel görünmesini,
ve ilginç ve modern.)

The country is grey and
brown and white in trees,
snows and skies of laughter
always diminishing, less funny
not just darker, not just grey.
(ülke gri ve kahverengi
ve beyaz ağaçlar.
karlar ve gülüşün göğü yavaşça yitip gidiyor.
daha az şen, sadece daha kasvetli değil.
sadece gri değil.)

It may be the coldest day of
the year, what does he think of
that? I mean, what do I? And if I do,
perhaps I am myself again.”
(Belki bu yılın en soğuk günü olabilir,
o bu konuda ne düşünüyor?
yani ben ne düşünüyorum?
Eğer düşünüyorsma belki kendim olmuşumdur yine.)

(bkz: frank o hara) (bkz: meditations in an emergency)
güçlü kadın hikayesi hep yalandı. hiçbir kız çocuğu güçlü kadın olmak için doğmaz. hepsi masum hayaller kuran, şımarık birer prensese benzerler. kaderdir onları cadı, fettan ya da güçlü kadın yapan. tutulmamış sözler, yarım kalmış kaderler, yaşanmamış mutluluklar, ölümler, ayrılıklar güç verirmiş insana. kurulan hayaller iskambil kağıtlarından kule gibi yıkıldığında, ezilmemek için enkazın altında, güç veriyor tanrı insana. annem güçlü bir kadındı. ben o güce hayrandım. hiç öyle olamam zannediyordum, ama maalesef oldum. bir gün bir kızım olursa güçlü kadın değil, mutlu kadın olmasını dilerim.
(bkz: Bir Yalnızlık Tangosu)
(bkz: rana şahnaz)
görsel

(bkz: ahmet Ümit)
(bkz: Beyoğlu nun en güzel abisi)